canım pahasına ve toprak kadar🌱
-
luke sital-singh-afterneath
bölüm şarkısı lütfen dinleyerek okuyun,biterse yeniden açın.bende yeri oldukça derin ve yaralıdır ve bu da size hediyem,şimdiye kadar ommanamu ile beraberdiniz,şimdi hikayeye geçebilirsiniz.
-
Bir adamın yedi gölgesinin olduğu bir tabloydu ağrıyan gözlerimle baktığım. Sabah olmuştu, elbette durmamıştı zaman ben içinde kaybolurken.
Dün geceden bu sabaha dinmeyen göz yaşlarımla,salonda düştüğüm yerden biraz uzakta oturuyordum. Sırtımı koltuğa gözlerimiyse tabloya dayamıştım.
Bu tabloyu hiç görmemiştim daha önce. Ne Yoongi'nin evinde ne başka bir yerde. Kalkıp onu kurcalamak ve hatta onu yok etmek istiyordum ama gözlerimi kırpacak kadar güç vardı anca bedenimde. Susamıştım,nefes alamıyordum bazen. Önemli değildi açıkçası.
Güneş doğalı yaklaşık üç saat oluyordu,çoktan şehir hareketlenmişti. Alt kattaki komşu sabah haberlerini izliyordu,biraz sonra havayı sunan spiker Daegu'nun yağmurlu olduğunu söyleyecekti. Anlamıştım zaten bulutların grisinden ve dün geceki pembeliklerinden.
Yoongi üşüyecekti eğer yağmur yağarsa. Yağmuru severdi ama Taehyung. Bilemiyordum belki de şimdi yağınca sevmezdi. Üşürdü hepsi,sonuçta toprağın altı...
Başımı başka yere çevirdim. Düşüncelerim yanaklarıma yağmur yağdırıyordu.
Derince nefes aldım. Gerçekten ciğerlerime giren ilk ve düzgün nefesti belkide. Ellerimi ağır ağır saçlarıma götürdüm. Yoongi'nin yanına böyle gidemezdim. Saçlarım yağlanmıştı,sakallarım uzamıştı ve gözlerimin altı neredeyse yanaklarıma kadar kahverengiydi.
Eğer,ayak ucunda durursanız bir kabrin, huzurla yatan toprağın altındaki görebilirmiş yüzünüzü. Böyle demişti bir ara Namjoon hyung. O yüzden Yoongi'nin beni böyle görmesine izin veremezdim.
Usulca ayaklandım. Vücudumdaki güç gittikçe tükenecekti ama umurumda da değildi. Banyoda bayılırdım eğer bayılacaksam. Tablonun oradan geçerken ona sinirle baktım.
Banyodan sonra gelip onu parçalayacaktım. Küçük evdeki tek banyoya doğru bir kaç adım attım ve küvete baktım. Hemen yukarısında Yoongi'nin kahveli duş jeli duruyordu. Ve onun yanında ilifi vardı.
Küvetin içine su dolsun diye açtım musluğu, suyun ılık ya da soğuk olması çok önemli olmadığından ayarlama ihtiyacı duymadan ısısını, soyundum ve içine girdim.
Soğuk su tıpanın varlığından bileklerime değiyordu ve çivi gibi batıyordu vücuduma. Kemiklerimi görebiliyordum ve kendime gülüyordum. Acınası haldeydim.
Omurilik kemiklerimi sayabilirdim. Küvetin tam karşısındaki ayna sağolsun,ne denli çirkin olduğumu anlayabiliyorum. Vücudum sanki tüm yağdan ve etten sıyrılmış gibiydi. Kemikler,damarlar ve morluklar her yerimden belli olacak şekildeydi.
Bıyıklarım,sakallarım ve favorilerim uzamıştı. Saçlarım da şimdi enseme değiyordu ve önleri de neredeyse kaşlarıma değmek üzereydi. Su ağır ağır diz kapaklarıma gelirken musluğu kapattım ve oturdum küvetin içine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNIT : BLAꓛK | MYG × PJM
Fanfiction"Toprak kadar."diye fısıldadı Min Yoongi sevgilisinin gözlerinin içine bakarken. "Canım pahasına." diye yanıtladı onu Park Jimin,bir öpücüğü paylaşmak için dudaklarına uzanırken Yoongi'nin. - myg×pjm. -