37.Bölüm

1.7K 203 57
                                    

min yoongi

Güneşin doğmasına daha saatler vardı gözlerimi  açtığımda.

Uyuyamıyordum.

Her zamanki gibi aklımda bir sürü şey vardı. Ölümler, etime giren kurşunlar,çığlıklar vardı. Silah sesleriyle uğulduyordu kulaklarım. Nefesimi sakinleştirmekle uğraşıyordum çoğu zaman bundandı sayışım her şeyi.

Jimin'in nefes seslerini,kalp atışlarını,gözlerini kırpışını. Meslekte ilerledikçe daha da beter oluyordu her şey.

Yıllar önce Hoseok,Seokjin ve Namjoon'la yaptığımız çatı katındaki konuşmaları hatırlıyordum.

"Deniz kenarına bi' yer alsak ya."derdi Namjoon  her zaman.

"Küçük bir sahil kenarı bir kaç tane şezlong atarız. Seokjin yemekleri yapar. Yoongi sen muhasebe yaparsın. Hoseok ve ben servise ve kasaya bakarız."

Yedi yıl öncenin hayaliydi. Yedi yıl önce de kalmıştı. Yedi yıl içinde birimiz sürgün edilmişti, diğerimiz rütbesinden olmuştu birimiz yapmak istemediği mesleğe günler boyu katlanmak zorunda kalmıştı ve ben,ben mahvolmuştum. 

Hiçbir şeyi belli edemeden gün geçtikçe çökmüştüm. Baştaki adamlar da ağlardı,kimsenin tahmin etmeyeceği üzere biz de bıkardık. 

Ölümden,intihar düşüncelerinden, kan kokan ellerimizden, çığlıklardan sislerden ve bombalardan. Peşimizi bırakmayan hayaletlerden zihnimizdeki seslerden. Kaybettiklerimizin dinmeyen acılarından.  

Mesela hepimiz farkındaydık normal bir hayata sahip olamayacağımızdan. Psikolojilerimiz sağlıklı değildi. Hangi sağlıklı akıl göz kırpmadan öldürebilirdi birilerini? Yahut çekebilirdi tetikleri,pinleri ya da kesebilirdi boğazları?  Sağlıklı olmak bir yana dursun kim yapmayı isterdi ki? Gözlerini kapatıp görmemeyi seçmektense kim vahşetin kendisi olmayı isterdi.

Ben bile istemiyordum artık. Ben bile,can almaktan yorulmuştum. Ellerimdeki kanların sahiplerinin isimlerini ve yüzlerini hatırlamaktan, bir şeylerle meşgul olmadığı zaman zihnimin attığı çığlıkların esiri olmaktan artık benim de canım çıkmıştı.

Kırklı yaşlarıma çok az kalmıştı. Ve hayatımın bu anına kadar  kimseye sahip çıkamamıştım. Ölen eşime,bebeğine,anneme. 

Gözlerimin önünde yatan bu adam vardı şimdi. Bırakmamak için tüm gücümle tutuğum ve bir yerine bir şey olunca sanki benim kalbime kurşun saplanmış gibi hissettiğim Park Jimin şimdi karşımda huzurla uyuyordu. Huzurun ne olduğunu biliyordum ona bakınca. Uzun zamandır hiç hissetmediğim bir duyguydu ama onun gözlerindeki neşeyi görünce, o zaman anlıyorum ki bu çocuk beni kurtarmak için gelmişti.

Neşesi,hareketleri, gülüşleri ve sesi her şeye bedeldi dünyadaki. Benim için kendi başına bir dünyaydı. Toprak kadar seviyordum onu. Topraklar kadar,cennetimdi o benim.

Onu gördüğüm ilk günden beri ilgimi kendisine çekmiş olması bir yana merakımı uyandırmış,onun cazibesine kapılmamı sağlamıştı.

Hepsi de onun suçuydu. Beni kendine aşık etmesi,aşık olması bana.Bana her şeyi unutturabiliyor olması ve saydığımda kirpiklerini bulduğum huzurun o olması,hepsi, hepsi onun suçuydu.

UNIT : BLAꓛK | MYG × PJMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin