hoşgeldiniz,son defa.
-
Kyungsoo'ya bakıyordum.
Hemen yanında duran Seunghceol'e ve Kyungsoo'ya.
Özellikle Kyungsoo'ya,beyaz teninde yaralar açmak istediğim, kafasını koparıp onu diri diri gömmek istediğim Kyungsoo'ya.
Yoongi yanımda ve sakin,Taehyung diğer tarafımda aynı sessizlikteydi. Önümde dumanı tüten bir bardak kahve,Yoongi'nin bir eli bacağımın üzerinde sözde beni sakinleştiriyordu.
Namjoon ve Seokjin hyung yuvarlak masada bana en uzakta oturan iki kişiydi. Bunun dışında Hoseok ve Jungkook tetikte bir hâlde kapının hemen orada bekliyor ve herhangi bir arbede esnasında beni tutamazlarsa ki tutamayacaklardı,yedek güç olarak dikkatle bana bakıyordu.
Saat sabahın beşiydi,erken kalkmıştık,yılların alışkanlığı bir kaç günde kaybolmuyordu elbette. Daha sonra güle oynaya kahvaltı hazırlamaya başlamışken, birden kapı çalmış ve içeriye Taehyung'dan sonra Seungcheol ve Kyungsoo girmişti.
Elimde tuttuğum bıçağı fırlatmaya hazırlanırken Yoongi bir anda elimden almış ve beni Taehyung ile kendi arasına oturtmuştu. Öfkem,vücudumda bir ok gibi geziniyordu yayından çıkmış ve saplanacak bir hedef tahtası arıyordu. Konuşmak istemiyordum. Belli ki anlatacakları vardı ama umurumda değildi. Kyungsoo yüzünden çekmiştik tüm bu acıyı ve yine Kyungoo sebep olmuştu yüreğimdeki hasret izine.
Ocağın üzerinde kaynayan tencerenin tıkırtısı,Seungcheol'ün sol bileğindeki saati ve Yoongi'nin ağır nefesleri dışında çıt çıkmıyordu.
"İyi olduğuna sevindim." Dedi Kyungsoo,güzel yüzüne yerleştirdiği ve birazdan bozacağım gülümsemesiyle.
Başımı ondan hiç ayırmamıştım geldiğinden beri,gözlerinin içine bakıyordum ve inanın sakinliğimi korumak benim için zordu ve tam şuan üzerine atlamak için harekette bulunduğumda Taehyung ve Yoongi daha beni tutamadan bir hamlede masanın üzerine,Kyungsoo'nun boynuna atladım.
"Seni orospu çocuğu!"
Boğazımdan çıkan çığlık Seunghceol beni ittirmek için omzuma vurduğunda,yine bacağım gibi görevden sonra yaralanan omzumun acımasıyla acı çığlığına dönüşmüştü ve bu sefer ileri atılan Yoongi beni geriye çekmekle kalmayıp Seungcheol'ün yakalarına yapışmıştı."Yeter! İt sürüsü kendinize gelin!"
HyeJin noona küçük bedenine aksi büyük sesiyle bizi durdururken Taehyung'un gri pijamasına dökülmüş kahveyi,Hosoek'un elindeki bezi pijamaya sürmeye devam edişini. Jungkook'un Kyungsoo'yu tutmaya çalışan kollarını, Yoongi'nin Seungcheol'ün yakasına yapışmış ellerini ve acıdan buruşmuş yüzümle Yoongi'ye bakarken harekete geçmek için ayaklanmış Seokjin ve Namjoon hyungu görmüştüm.
Sinirim zihnimi parçalarken olduğum yere çöktüm. Yoongi bir elini yine bacağıma koyarken ağır ağır sıktı iyi olduğumu sorarcasına,başımı salladım belli belirsiz.
"Ne derdiniz varsa konuşun. Yumruk çözüm değil."
Ve gitti. HyeJin noona geldiği gibi bir anda ortadan kaybolurken başımı Taehyung'a çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNIT : BLAꓛK | MYG × PJM
Fanfiction"Toprak kadar."diye fısıldadı Min Yoongi sevgilisinin gözlerinin içine bakarken. "Canım pahasına." diye yanıtladı onu Park Jimin,bir öpücüğü paylaşmak için dudaklarına uzanırken Yoongi'nin. - myg×pjm. -