Haber (7)

1.6K 170 15
                                    

Sinirle eve gelen Suraye, testiyi kapının önüne bırakıp, odasına çıkmak için merdivenlere yöneldi. Annesinin
"kızım yine ne oldu? Birisi bir şey mi söyledi?" diye seslenişine aldırmayıp, paldır küldür eve dalarak, öfkeyle kapadı kapıyı. Hatice Hanım;

"eh be kızım, kulak verme dedim her lafa" diye kızının ardından kendi kendine söylenmeye devam etti.

Suraye bir hışımla odaya dalınca eline ne geçtiyse yere fırlatmaya başladı. Yastığı yorganı yumrukladı, battaniyeyi attı yatağın üzerinden, öfkesini yatıştıramadı.
"Alllah'ın belası, utanmadan, sıkılmadan bir de beni görmek istiyor. Ne diyeceksin he, ne söyleyeceksin? Yetmedi mi yaptıkların? Kardeşimi öldürdün, çocuğuma sebep oldun, daha ne istiyorsun benden?" diye öfke ve acı dolu göz yaşlarına mani olmadı. Ağladı, ağladı. Bir süre sonra sakinleşip, gözlerinin yaşını sildi, kararlılıkla ayağa kalktı, dağıttığı odayı düzenleyip, ardından hiç bir şey olmamış gibi dışarıya çıktı. Kararını vermişti, onu görmeye gidecekti.

Suraye kocasının yaptığını sineye çekmemişti. Yaptığı yenilir yutulur bir şey değildi çünkü. Kardeşini öldürmüştü, bilerek ya bilmeyerek, bir cana kıymıştı sonuçta. Annesi babası sonuna kadar haklıydı. Artık ne onunla, ne de evladıyla aynı çatı altında bir gelecekleri olamazdı. Geçmişi bile acı verirken, bir de her gün çocuğunu görmeye tahammül edemezlerdi oğullarının doğup büyüdüğü evde. Yapamazlardı, bu yaşlı adamlar, buna dayanamazlardı.

Önceleri bu durumu kabul etmezken, şimdi hak veriyordu onlara. Olaylar sıcakken, babasına çok yalvarmıştı, onu evladından ayırmasın diye ama zaman geçtikçe bunun mümkün olmayacağını anlamıştı. Yine de, belki buralardan alıp giderdi oğlunu diye umutlanmıştı. Anne babasına hasret kalma pahasına evladına kavuşurdu belki. Seçim karşısında kalmış bocalıyor,
"ne yapsın, ne etsin?" diye durmadan düşünüp duruyordu. Şimdilik arkadaşı sayesinde az da olsa çocuğunu görebiliyordu. Ya sonra, çocuğun anne sütüne ihtiyacı kalmadığında, ne yapacaktı, nasıl görebilecekti oğlunu- büyüdükten sonra görebilse bile- annesini tanıyacak mıydı, kabul edecek miydi?

Her gecesi, her sabahı böyle düşüncelerle geçerken, kocasından gelen haber, ne kadar kızgın olsa bile, kararvermesine yardımedebilecek umuduyla sevindirmişti Suraye'yi.

SURAYE  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin