Sabah uyandığımda, bacaklarımın üstünde bir ağırlık vardı ama yanımdaki yastıkta, bir kafa göremedim.
Yorganı kaldırdığımda, Emira yorganın içinde, bir bacağı bacaklarıma gelecek şekilde, garip bir pozisyonda yatıyor olduğunu fark ettim.
Onun bu haline, gülemedim desem yalan olur. Düne kadar amcamın beni alması moralimi bozsada, şu anda yıllardır kötü gördüğüm aile içimi ısıtıyordu.
Babamın anlatmadığı gerçeklerden biri de buydu sanırım, kardeşinin melek gibi bir adam olduğunu, ama bana onu şeytan gibi anlattığını söyleyemeden gitti bu dünyadan...
"Keşke, keşke gerçekleri anlatabilseydin be baba. Keşke bir kez daha görebilseydim seni" dedim dışımdan söylediğimi fark etmeden.
bacağım, yavaş yavaş uyuşmaya başlayınca, Emirayı uyandırmaya çalıştım ama o, uyanmak yerine dönüp bana sıkıca sarılınca, işler biraz karışmaya başladı. Ne desem uyanmıyordu ve ben paniklemeye başlamıştım. Tüm yaşadıklarım gözümün önüne gelirken, son çare olarak bağırabildiğim kadar bağırıp "Emir" dedim. ben ikizine seslensemde, Emira uyanmadı. Bağırışımdan uyanır sanmıştım, ama ona bile uyanmadı.
YUH!
Kapı hızlı bir şekilde açılınca, içeri girene baktım. Tahmin ettiğim gibi, gelen Emirdi.
Ama saçı başı dağınık, gözleri şiş şiş 'yeni uyandım' diye bağırıyordu.
Neden bağırdığımı anlamış olacakki, bir yandan Emirayı benden ayırırken, diğer yandan da
"Hay ben senin Emira... uykumu, o güzel rüyamı bölecek kadar dağınık yatılır mı ya? Sakın yanlış anlama kuzen, bazen bu şeyin odasından gelen patırtıyla uyanıyorum. Odasına bi giriyorum, bu şey yataktan düşmüş, hala uyumaya devam ediyor. Sonunda yatağa sabitleyeceğim, bu cadıyı" dedi.
Ne kadar rahat nefes alamasamda, Emiraya 'şey' diye hitap etmesine gülmüştüm.
Emir güldüğümü görünce, kendide gülümsedi. Sonrada "Böyle bir durumda beni çağırman, beni çok mutlu etti Melodi" dedi sıcakkanlılıkla
Ardından "Emira bu saatlerde uyanmaz. Gel biz bahçede oturalım" diyerek elini uzattı, ben de elini tutarak yataktan kalktım
bahçedeki salıncağa oturduğumuzda Emir, ben konuşmasamda, yaklaşık 1 saat boyunca beni konuşturmaya çalıştı.
Ben yavaş yavaş açılırken, Emir bu halime, memnun olmuş gözlerle baktı.
Konuşmam hoşuna gidiyordu sanırım. yaklaşık 2 saat, bu zamana kadar yaptıklarımız hakkında konuştmuştuk. Emir üniversiteyi başka bir şehirde okumuş. Genetik mühendisliğinden mezun olmuş. Bunu öğrendiğimde, ben de psikoloji yüksek lisansını bitirdiğimi söyledim. Tabii olaylardan sonra ne yazık ki klinik açamamıştım. En büyük hayallerimden biri olduğunu öğrendiğinde ise bunu gerçekleştirmek istediğini söylemişti. Biz güle güle konuşurken Emira geldi ve geldiği gibi söylenmeye başladı
"İnanamıyorum, salıncakta bensiz sohbet ha? Yazıklar olsun size!" dedi gözlerini kısarak.
Ardından Emire bakarak "Melodiyi bizimkilerle tanıştırmak istiyorum. Birkaçını çağırdım, sende Sinanı çağır. Ha birde söyle, o kasıntı sevgilisini sakın getirmesin." Dedi
Emir başıyla onaylasa bile, ben "Emira, ben kalabalık ortamlardan pek hoşlanmam. Gelmeseler, olmaz mı?"dedim
Emira, bu kadar uzun cümle kurmama şaşırsada, şaşkınlığını gizleyerek "Aaa bizim sessiz Melodi, iş kalabalığa gelince bi dillendi sanki?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGICIM
General FictionHayatındaki tek insanı kollarında kaybeden bir kız, tekrar sarılabilir mi seveceği birine? 24 yaşındaki Melodi, babasını bir saldırıda kendisine sarılmış bir şekilde öldürülmesi sonucu rehabilitasyon merkezine yatırılmıştır. Neredeyse her gün bayıla...