Bölüm 31

99 11 0
                                    



Hastaneden çıkacağım gün gelmişti sonunda. Kalp ritmimde bir bozukluk oluştuğu için neredeyse bir hafta gecikmişti çıkışım.

Allaha şükür risksiz bir şeymiş ve sağlığıma bir etkisi olmazmış. Bu olay yüzünden, iki hap daha yazdı sağolsun yeni doktorum.

Şimdi ise hastane odasında, yengemin getirdiği kıyafetleri giyiyorum. Böl bir eşofman altı ve salaş bir kapüşonlu giyerek, buraya geldiğimde üzerimden çıkan eşyaları koydukları kutuya doğru ilerledim. İçinde kanımın bulaşmadığı bir kaç parça vardı. Bu insana acı veriyordu.

Burada bulunduğum süre boyunca yaşadıklarım...

Toprağın çaresizce etrafta olanları izleyişi ve her seferinde dayanamayıp o adamın yanına gitmek isteyişi, Emir'in bir benim, bir Emira'nın odasına mekik dokuması. Yengemle Amcamın bile yanımdan hiç ayrılmayışı. Hepsi geride kalmış, bitmişti.

Belki de daha yeni başlıyordu.

Kutunun içinde eksik olan parçaları fark ettim. Sanırım kurtaramadıklarını atmışlar diye düşünerek Üstte görünen parçaları kaldırdığımda, saatim ve bilekliklerim girdi görüş alanıma. Bir daha takamayacağımı düşünsemde. Onları alıp evde dezenfekte etmek için çantama koydum. Fakat tam koliyi bırakacağım sırada, daha önce hiç dikkatimi çekmeyen bir kolye buldum.

Ses frekansına göre ayarlanmış gibi gözüken kolyenin ön tarafı, düz gümüş renkken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ses frekansına göre ayarlanmış gibi gözüken kolyenin ön tarafı, düz gümüş renkken. Arkasında solda küçük bir yerde kod, kodun altında ise bir site ismi yazıyordu. Ben gel diyene kadar, kimsenin odaya girmeyeceğini bildiğimden dolayı rahatça telefonumu açtım ve sonraya bırakmadan, internete kolyede yazan sitenin ismini girdim. Kamera erişimi istediğinde, onayladım ve kodu telefon kamerasına düz bir şekilde tuttum. Bir klik sesi geldikten sonra ekranda Melodime yazısı belirdi. Altında ise ses kaydına benzer bir tablo vardı. Play tuşuna bastığımda, telefonumdaki ses odada yankılanmaya başladı. Bu ses, yüreğimin delice çarpmasına ve gözlerimden yaşlar süzülmesine neden oluyordu.

Haftaların acısını çıkarır gibi ağlamaya başladım. Bastırmak istesemde, yaşlar benden izinsiz dökülüyordu gözlerimden

Kolyedeki, ses dalgasının oluşturduğu görüntüydü ve o ses, Toprağa aitti "Sebep olduğum her şey için özür dilerim. Seni çok seviyorum, Melodim. Sen de, benim sevdiğim gibi sevebilir misin beni?" Diyordu. Bunu ne zaman boynuma taktı, ne ara buralara kadar geldi bilmiyorum ama bu kolyeyi daha önce nasıl fark etmediğime anlam katamıyorum.

Ben, duygu patlaması yaşayarak bir anda hıçkıra hıçkıra ağlayınca. Kapımdan gelen tıklanma sesi duymamıştım. Aniden açılan kapıdan içeriye Toprak girince ve telaşla yanıma gelince, oturduğum yataktan yavaşça doğruldum ve hıçkırıklarımı bastırmaya çalışarak sızlayan yaramla Toprağa sarıldım.

Annesinin, bana 'Toprağı sev' demesi, Toprağın benden özür dileyip, bir de 'beni sevebilir misin?' demesi Yüreğimi sızlattı. Annesini düşünerek gözlerimi kapattım ve içimden 'Severim. Toprağı, kendimden bile çok severim' dedim. Zaten seviyordum. Onu kendimden çok seviyordum ve bunun içinde annesine bir söz veriyordum. Toprağı sevdim, seviyorum ve her koşulda sevmeye devam edeceğim.

BAŞLANGICIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin