Toprak varlık
Melodi yoğun bakıma alınalı, 9 saat oluyordu. Bu süreçte amcam beni kapsamlı bir konuşmaya maruz bırakmış ve kendime çekidüzen vermemi söylemişti. Emir ise, üstümü değiştirmemde ısrarcı olmuş ve bana yeni kıyafetler getirmişti.
Her ne kadar, Melodinin yanından ayrılmak istemesemde. Uyandığında beni böyle görmesini de istemiyordum. Bu sebepten, Emir'in getirdiklerini hızlı bir şekilde giyinip tekrar Melodimin yanına döndüm.
Beni bırakmazdı Melodi, buna inanıyordum. Yaslandığım duvarda, gözlerimi kapatmış Melodimi düşünürken, önümde birilerinin koştuğunu duydum. Gözlerimi açtım ve koşan kişilerin Melodimin odasına girdiğini gördüm. Emir anında cama doğru koşsada, ben hemşirenin girdiği kapı kapanmadan odaya girdim. Monitörden gelen ve hiç durmayan ses beynime işlerken, hemşirelerden kurtulmaya çalışıyordum.
Doktor, defibrilatörü Melodimin göğüsüne tutarak elektrik verirken, benim yaptım anca hemşirelerin kollarında haykırmaktı. Doktor bir daha denemeye çalışırken, ben hemşirelerden kurtuldum ve Melodimin yanına ulaştım. Beni hala tutmaya çalışanları umursamadan ilk kalp masajı yaptım Melodime. Ama nafileydi! Ben ilk defa Melodiyle tıbbi bir şekilde ilgilenmeye çalışsamda, Melodi uyanmıyordu. Dikişlerine gelebilecek, olası bir zarardan kaçınıp Melodimin yüzünü, ellerimin arasına aldığımda. Süt gibi vanilya kokan saçlarını, en derinlerime kadar çektim ve yüzündeki oksijen maskesini çıkartıp, öpmeye doyamadığım dudaklarına değdirdim dudaklarımı.
Bu son şansımdı. Varlığımı hissettirmek için elimde olan son şanstı. Şu an dışarıdan bakıldığında, hastanın üzerine çıkmış, onu deli gibi öpen bir sapık gibi göründüğüme emindim ama Melodimi yaşatmak için 'tecavüzcü' gibi gözüksem bile umrumda olmazdı.
Bir daha öpememe ihtimalimin olduğunu düşündükçe, tutunduğum dudaklarından ayrılmak istemiyordum. Kulağıma gelen kesintisiz ve iğrenç ses düzenli aralıklarla gelmeye başladığında, kendimi sevdiğimden ayırdım ve derin bir nefes çekerek, yavaşça indim yataktan.
Melodim beni hissetmişti.
Varlığımı, yanında olduğumu anlamıştı.
Ben yataktan inmiş, nefes nefese Melodime bakarken. Bir hemşir beni odadan çıkarttı. Ulan ne çıkartıyorsun sizin 6 yıl okuyup yapamadığınız şeylerden birini yaptım -gerçi bende okudum o kadar yılda, bilgisiz olsam bile öpücüğüm yetiyordu- bana artistlik taslıyor, piçe bak tıpa uygun bir biçimde yapmasamda, sonuçta hastamı ölümden döndürdüm.
Yarasına bakmaya bile kıyamadığım hastamı...
Emir, göz altları mor mor odadan çıkarılan bana baktı bir süre. Sonra sıkı sıkı sarılıp sırtımı sıvazladı.
Etrafa bakındığımda, amcamın burada olmadığını fark ettim. İçim biraz daha rahatladı.
Ben, Melodimi kurtarmıştım.
Onu hayata geri döndürmüştüm.
Bu düşünce yüzümde histerik bir tebessüme yol açtı.
Bekle bizi baba! Melodimle, seni yerle bir etmeye geleceğiz!!!
Emir Atalay
Toprak, Melodiyi öperek hayata geri döndürmüştü. Aynı filmlerdeki gibiydi. Hiç bir zaman gerçek olabileceğini düşünmediğimiz filmlerdeki gibi...
Şu an annemin yanında, yatakta halsizce uzanan anneme olanları anlatıyordum. Yaşadıklarımızdan dolayı gülemesekte, bu biraz olsun bize bir umut vermişti. Babam her ne kadar belli etmesede, Melodiyi bu durumda görmek onu da yıkmıştı. Babamı tanıyordum, eğer bir ortamda sessiz kalıyorsa aklında bir şeyler beynini yiyip bitiriyordur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGICIM
Ficción GeneralHayatındaki tek insanı kollarında kaybeden bir kız, tekrar sarılabilir mi seveceği birine? 24 yaşındaki Melodi, babasını bir saldırıda kendisine sarılmış bir şekilde öldürülmesi sonucu rehabilitasyon merkezine yatırılmıştır. Neredeyse her gün bayıla...