Karşımda diz çökmüş şekilde, elindeki kutu ile benden cevap bekleyen Toprağa bakakalmıştım.
Gözlerimden süzülen yaşlara engel olamıyor ve Toprağa cevap veremiyordum. İçimde bir şeyler alev alıyordu ama benim yapabildiğim tek şey, hüngür hüngür ağlamaktı. Bana upuzun bir konuşma yapmıştı ve şimdide benden cevap bekliyordu. Bir eli hala elimi tutuyordu.
"A-asıl sen bana başlangıç oldun. Birine yeniden sarılabilmeyi bana sen öğrettin Toprak. Şimdi sen, karşıma geçmiş benden cevap beklerken. Sana hayır diyebileceğimi mi sanıyorsun? Seni çok seviyorum Toprak. Seninle, evlenecek kadar çok seviyorum"
Söylediklerim ile Toprak, kutudaki yüzüğü parmağıma taktı ve yavaşça ayağa kalktı.
Şimdi gözlerindeki eşi benzeri olmayan tek duyguyu görebiliyordum.
Mutluluk
Hiç beklemeden, ilk beni belimden tutarak etrafında döndürdü. Sonra ise güzel kıvrımlı dudaklarını, dudaklarıma kapadı. Ve bizim için saniyeler dakikalara karıştı.
Dudaklarını zarifçe benden ayırdığında, ona sıkı sıkı sarıldım ve güzel ferah kokusunu içime çektim.
Bunların bir rüya olmasından, o kadar çok korkuyordum ki...
Yavaşça ayrıldığımızda, annesine döndüm ve "Toprağı çok seviyorum ve sevmekten asla vazgeçmeyeceğim" dedim sadece kendim duyabileceğim şekilde.
Toprak bana anlamayan gözlerle baksada, deşmemişti ve kendide benim duyamayacağım şekilde bir şeyler mırıldanıp elimi tutarak mezarlıktan çıkmıştı.
"Ama o orkideler kaldı orada. Bari gömseydik onları da" dedim burnumu çekerek.
Toprak ise arabanın kapısını açarken güzel gülüşlerinden birini sergiledi ve "onlar halledilecek zaten güzelim, sen takılma. Biz, daha çok şey ekeceğiz buraya" dedi ve arabaya bindi.
Bende yanına bindim ve yolumuza devam ettik. Bugün hava soğuktu. Baya soğuktu, bu yüzden hızla ısıtıcıyı açtım ve ellerimi bacaklarımın arasına sıkıştırdım. Toprakta, yaptığım hareket ile kısıkta açtığım ısıtıcının derecesini yükseltti.
Bazen sözlere dökmesede, hareketlerinden bile belli oluyordu beni sevdiği ve düşündüğü. Ki güzel olanı da buydu ya. İlla dile getirmesine gerek yoktu, hareketleriyle göstermesi yeterdi sevgisini...
Evin yolunu geçtiğimizde, ona sorar gibi baktım. O ise "bitti mi sandın güzelim?" Dedi ardından göz kırpıp sırıtarak "daha yeni başlıyoruz" cümlesini ekledi
~~~~
Sahile gelmiştik. Aralık ayının sonlarındaydık ve bu havada sahile gelmek, akıllı bir seçim değildi bence. Ama Toprak hazırlıklı gibiydi. Arabayı park etti ve arka koltuktan ikimize de bir kaban aldı. Bunları nasıl fark etmemiştim anlamadım.Verdiği kabanı giydiğimde, ben de arabadan indim. Oda yanıma gelerek yürümeye başladı. Sahilin aydınlatması iyi olsada, çok ıssız gözüküyordu. Toprak önüme geçti ve durdu. Ona bugün bininci defa yaptığım şeyi, yani sorar gözlerle bakmayı sürdürdüm.
Ellerini kaldırdı ve kabanımın düğmelerini sonuna kadar ilikledi ama yanıma geçmek yerine arkama geçerek gözlerimi kapattı.
"Karanlığı sevmem Toprak. Bunu sen de sevmezsin. çıkarır mısın beni karanlıktan?" diyerek gözlerimdeki ellerini tuttum.
Kulağıma değen nefesi, bir anlık içimin titremesine sebep olsada, ben derin nefes almaya çalışırken o kulağıma dahada yaklaşarak "son karanlık anlarını yaşıyorsun, güzelim. Bundan sonraki tüm sayfalarımız, beyaz olacak. Bana güven ve buna dayan. çünkü her karanlığın sonunda, bir aydınlık görülür Melodim ve ben, seni o aydınlığa götürmeden bırakmam. Götürsemde bırakmam." Sözleri ile kalbim tekledi. "Şimdi bana uy ve dediklerimi yap, Melodi. Karanlığın bitmesine az kaldı" dedi ve benimle birlikte adım atmaya başladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/194422009-288-k309056.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGICIM
General FictionHayatındaki tek insanı kollarında kaybeden bir kız, tekrar sarılabilir mi seveceği birine? 24 yaşındaki Melodi, babasını bir saldırıda kendisine sarılmış bir şekilde öldürülmesi sonucu rehabilitasyon merkezine yatırılmıştır. Neredeyse her gün bayıla...