Emira, ben odaya girdiğimde ilk defa çıldırmamıştı. Doktor bir süre Emira ile konuştu. Onları dinleyip bazı yerlerde onay verircesine kafamı salladıktan sonra doktorun "siz çıkabilirsiniz Melodi hanım" demesi ile ayağa kalktım.
Dışarıya çıktığımda, Toprak benim telefonumu kulağına götürüş birine bağırıyordu.
"Asıl sen kimsin lan, bu saatte sevgilimi arıyorsun!?" dedi.
Sevgilim mi?
O bunu, benden sakladıklarıyla engellememiş miydi?
Şimdi benim telefonumda kime ahkam kesiyordu?
Sinirim, yüz ifademe vurmuş bir şekilde Toprağı izliyordum. Kapı otomatik olarak kapandığında sert bir ses yankılandı bulunduğumuz katta. Sesten dolayı hafif titresemde, belli etmeden Toprağa bakmaya devam ettim.
Sesten dolayı, omuzlarını yukarı doğru kaldırarak yavaşça arkasını döndü ve korktuğu şeyi, yani beni tam karşısında buldu.
Selam canııım!!
"O elindeki, kimin telefonu sorabilir miyim?" Dedim ilk başta. Ardından,
"Yada dur. Sen ne ara sevgili yaptın Toprak bey. Biz ailemiz için neredeyse kaç aydır evden çıkmayalım. Toprak bey ise, kendi babasının suçu olsa bile etrafta fingirdesin. Vay be!" Dedim. Elindeki telefonun bana ait olduğunu biliyordum ama bunu söyleme gereyi duymadım. 'Kendi babası' dediğimde, suratında gördüğüm pişmanlığı da umursamadım.
Hak ediyordu her şeyi!
Ben ona, tek kaşımı kaldırmış, kollarım göğüsümde birleşik bir şekilde bakarken. Toprak telefonu uzatıp "Pandan arıyor, sevgilim" dedi. Resmen bağırmıştı ve bunu, kesin Özgür duysun diye yapmıştı.
Telefonu elinden çekip Özgüre "Daha sonra anlatırım" diyerek telefonu kapattım.
"Sen. Benim Telefonumu. Ne. Hakla. Açabilirsin!?" Dediğimde her kelimesinde daha da sertleştirmiştim cümlemi.
Toprak ise boynundaki damarları belirginleşmiş şekilde, ellerini yumruk yapmış, doğru kelimeleri arıyor gibi benim dışımda her yere bakıyordu. Bulmuş olacak ki,
"Ben mi fingirdiyorum? Hah! Farkındaysan telefonuna bir erkeği 'pandam' adıyla kayıt eden sensin, Melodi. Ayrıca, ekranda pandam yazınca kız sanmıştım ama yanılmışım. Melodi yine beni yanıltmayı başarmış. bravo!." Diyerek el çırpmaya başladı. Bir adım atıp ona doğru yaklaştım, gözlerimin sulanmasını yok sayarak alttan alttan bana sokuşturduğu lafı ona bir güzel yedirdim.
Yanağına attığım tokatla, o da ne dediğini fark etti. Ona dediğim lafı bana yedirtmeye çalışıyordu. Ama hatalı olan ben değil, oydu! Benden bir şeyler saklamıştı ve bunun bedelini ödeyecekti!
Gözlerimi, gözlerinden ayırdım ve omuzuna çarparak hastane çıkışına yürüdüm.
Sinirle hastaneden çıkıp, nereye doğru ilerlediğimi bilmeden yürümeye başladım.
Emiri arasam hasta, yengemi arasam sorguya çeker, amcam zaten yengem 2
Emira...
Zaten onun yanından çıktım.
Kolumun hızla tutulup çekilmesi ile, düşüncelerimden sıyrıldım ve beni kendine doğru çeken kişiye bakmaya çalıştım. Tanıdık kokusu burnuma dolunca, Toprağın geldiğini anladım. Beni, yüzüne bakmama fırsat bile vermeden sardığında, boğazımda hissettiğim yumru nefes almamı engelledi. Baba... babamın ensemdeki nefesini hisseder gibi oldum ve o iğrenç görüntüler, gözümün önünde belirmeye başladı. Nefesim kesilince Toprak benden ayrıldı ve yüzüme baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGICIM
General FictionHayatındaki tek insanı kollarında kaybeden bir kız, tekrar sarılabilir mi seveceği birine? 24 yaşındaki Melodi, babasını bir saldırıda kendisine sarılmış bir şekilde öldürülmesi sonucu rehabilitasyon merkezine yatırılmıştır. Neredeyse her gün bayıla...