Bölüm 15

119 14 0
                                    

Uyandığımda, kafes gibi bir şeyin içerisinde yatakta yatıyordum. Burası terk edilmiş bir hapishanenin Tek kişilik bir koğuşuna benziyordu.

Bileklerim, yatağın demirine sıkı bir şekilde bağlanmıştı ve canımı yakıyordu. Bulunduğum yer buz gibiydi. Toprağa ne yaptılar? Emir beni duydu mu? Hiç bir şey bilmiyordum. Cenin pozisyonuna gelerek kendimi sardığımda donmak üzereydim.

Bir süre sonra bulunduğum yerin koridorundan sesler gelmeye başladı ve Zafer piçi girdi görüş alanıma. Yanıma geldiğinde ellerimi çözerken "bu sefer, elimden kurtulamayacaksın. Anneme yaşattıklarınızın bin katını yaşatacağım size. Biricik kuzenin de yolda, merak etme yalnız kalmayacaksın burada. Ha bu arada, kendini bir bok sanan iki velet, elimden kaçmayı başardı ama bu sefer seni benden korumayı başaramayacaklar. Senin için hazırlattığım yere hoş geldin Melodi." Dedi ve uzaklaşmaya başladı. Ellerimi neden çözdüğünü bilmesemde Bende bu sefer sessiz kalmayacaktım. Ayağa kalktım ve arkasından,

"Kendini bir bok sanan veletler, senden kaçmayı başarıyorsa. Burada kendini bir bok sanan, sen olmalısın bence" dedim.

Ardından sinirli bir şekilde üzerime yürüyüşünü izledim. Ne yaparsa yapsın umrumda değildi artık, ölsem bile sadece Toprak için üzülürdüm, çünkü 'seni de kaybedemem' demişti bana.

Zafer piçi boğazıma yapıştı ve "bir daha, bana cevap verirsen! Seni gebertene kadar döverim burada" diye bağırdı. İstediği de bu değil miydi zaten?

Sonunda ölüm olsa bile, bu şerefsizden korktuğumu belli edemezdim. İnsan psikolojisi konusunda iyi eğitimliydim ve böyle insanlara yalvarırsan, zevk alacağını adım gibi biliyordum. Bu yüzden nefes alamasam bile, alaylı bir şekilde gülmeye başladım. O ise yanağıma bir tokat attı ve beni boğazımdan iterek yere düşürdü. Ardından, hızlı adımlarla demirlikli kapıdan çıktı ve kapıyıda kitleyip uzaklaştı.

O gittiğinde yerden kalktım ve sızlayan yanağımı tuttum. Yatağa oturduğumda bileklerimin kızardığını fark ettim ve acıyı azaltmak için parmaklarımla, bileklerimi ovmaya başladım. Bu sırada, demir sürgü sesi geldi ve bağırışma sesleri duyuldu "Bırak diyorum sana piç herif! Ulan babam sizi bir bulsun var ya, ecdadınıza kadar inecek. Hiç mi korkmuyorsunuz ya?" dedi tiz çıkan ses.

Bağırışmalar giderek çoğaldı ve bulunduğum yerin kilidi açıldı. Ardından yüzünü görmediğim kızı içeriye fırlattılar ve kapıyı ardından kilitleyerek gittiler.

Kız yüzünü bana doğru döndürdüğünde, karşımdaki kişinin Emira olduğunu anladım. ben bu piçin, beni korkutmak için öyle söylediğini düşünüyordum ama bu mazoşist gerçektende kaçırmıştı kuzenimi

"Melodi! Allahım şükürler olsun tanıdık bir yüz. Ben çok korkuyorum Melodi. Neden bu psikolar bizi kaçırdı?" Dedi hala böyle konuşabilmesi beni sevindirmişti. Ama saflığı beni korkutmaya başladı çünkü bu saflık sanki hafızasını silmiş gibi duruyordu. Ama bu bir şok etkisiydi. Emira, şu an şoka girmiş ve neden burada olduğumuzu bile unutmuştu.

"Emira, o herif beni kaçıran adam ve kardeşinle annemlerin ölümüne sebep olan adamın oğlu. Bizi intikam için kaçırmış kısaca." Dedim sanki çok normal bir şey anlatıyormuşum gibi. Emira yanıma oturdu ve "Topraklar bizi kurtarır, değil mi?" Dedi. Bense umutsuz olsamda kafamı olumlu şekilde salladım. Tam sözlü bir cevap verecekken, biri benden önce davrandı.

"Oo Melodi hanımın ekürisi de gelmiş. Üzgünüm Emira, fakat Toprak sizin ölünüzü bile alamayacak benden. Bu yüzden pek umutlanma bence." Dedi pis sırıtış ile sonra bir anda ciddileşti ve iki elini birbirine sürterek "burası baya bir soğumuş. Havalandırmayı açmamı ister misiniz kızlar?" Dedi psikopatça.

BAŞLANGICIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin