Bölüm 6

273 19 1
                                    

Uyandığımda yine bir hastane odasındaydım. Yanımdaki koltukta ise Emira vardı. Uyandığımı belli eden sesler çıkardığımda. Önceden, bağırsam bile uyanmayan Emira. Şimdi uyanmış ve yanıma koşmuştu.

"Melodi, iyi misin? Sana bir şey olacak diye çok korktum. Allahtan sadece tansiyonun yükselmiş. İyisin değil mi?" Dediğinde, son kelimesini başımla onayladım. O sırada kapı açıldı ve içeriye doktor ile Emir girdi. Ben doktorun muayenesinden sonra sorularını es geçerek  "Neden bir anda böyle oldu ki?" Diye sorduğumda

"Panik atağınız var mı ? Yada son günlerde stresli misiniz?" Diye soruma soru ile karşılık verdi. Ben ise "panik atağım var. Fakat son günlerde atak geçirmiyorum." Cevabını verdim

Doktor hafif bir tebessüm ile "Siz fark etmesenizde, aniden gelen atak, size vazoaktif amin denilen ve tansiyonu yükselten bazı hormonlar salgılar. Bu nedenle tansiyonunuz, ani bir şekilde yükselir ve kısa sürede düzene girer. Stresli ortamlardan uzak durmaya çalışırsanız böyle sorunlarla daha az karşı karşıya kalırsınız. Serumunuz bittiğinde çıkabilirsiniz, Geçmiş olsun" diyerek odadan çıktı.

Bir süre sonra serumum bittiğinde hemşire geldi, serumu çıkarttı ve çıkış işlemleriyle ödemeyi yapıp, Benim yorgun adımlarımla hastaneden çıkmamıza izin verildi. Eve geldiğimizde saat on ikiyi çoktan geçmişti ve bu, benim bitkin halimle direkt odama çıkmama neden oldu. Yatağıma girip, güzel bir uyku için odama girip kapıyı kapattığımda, odada bir adet endişeli Toprak görmeyi beklemiyordum. Ben, onun hayal mi gerçek mi olduğunu sorgulayarak kaşlarımı çattığımda. Odanın içinde ilk adımımı atmıştım bile. Toprak ise bir anda üzerime atlayarak gerçek olduğunu kanıtladı ve sanki kaçacakmışım gibi beni sıkı sıkı sardı.

Bende hiçbir atak geçirmeden sarılışına karşılık verdiğimde o ferah kokusunu içime çektim. Benden ayrılınca başını yana doğru eğdi " Bana sarıldığında, kriz geçirmiyorsun. Neden?" diye sorup tebessüm etmeye başladı. Bu onun hoşuna gitmişe benziyordu. Fakat söylediği şeyin nedenini bende bilmiyordum. Ya o anın heyecanı ile aklıma başka bir şey gelmiyordu, ya da Toprak beni sakinleştirerek bütün kötü düşüncelerimi yok ediyordu. belki de kokusu dikkatimi dağıtıyordu

Sorduğu soruya karşılık ellerimi iki yana getirip bilmiyorum dercesine kaldırdım. Sonra zar zor çıkan sesimle "bu saatte odama nasıl girdiğini sorabilir miyim acaba?" dedim. Toprak ise camı göstererek kafasını alayla iki yana salladı ve "Ev hiç güvenlikli değil. Amcan seni koruyamıyor güzelim" dedi.

"Neyden koruyacak ki ?" diye sordu buğulanan beynim, içimden sormam gereken şeyi dışa vurarak. Toprak garip bir sırıtış ile "Benden" diyerek üzerime yürümeye başladı.

Korkmuyor değildim ama Toprak bana bir şey yapmaz ki düşüncesi bende ağır basmıştı.

Fakat Toprağın bakışları ve sırıtışı, derinleştiğinde
"Gelme" demeye başladım ama durmadı. En sonunda sırtım kapının yanındaki duvara değdiğinde "hay bin kunduz!" diyerek duvara sindim resmen. Elimden gelse duvar ile bir bütün bile olurdum

Toprak, ellerini iki yanıma koyarak kaçmamı engellediğinde bana olabildiğince yaklaştı. O daha da yaklaşırken, ben gözlerimi sıkı sıkı kapatmış, ne yapacaksa bir an önce yapıp gitsin düşüncesi ile öylece duruyordum. Çünkü Toprağın bana kötü bir şey yapmayacağı, ilk bayıldığımda yanımdan ayrılmamasından belliydi zaten. Bu yüzden korkmuyordum

Toprak bir şey yapmayınca gözlerimi açtım ve onunkilerle birleştirdim. O tam dudaklarını aralayıp bir şeyler söyleyecekken, odanın dışından yengemin uykulu sesi, "Melodi, uyudun mu?" ardından kapı tıklanma sesi geldi. Toprak bir anlık paniklesede, kapının arkasına saklandı. Panikleyince o kadar tatlı ve komik gözüküyordu ki, gören o huysuz Toprakla bu Toprağı farklı kişi sanardı.

BAŞLANGICIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin