"Yaprak, kızım bu delikanlıda senin abin ve biricik eşi!"
Demesiyle kendime gelmiştim. Adi herif, sanki hiç tanışmamışız gibi, daha seneler öncesinde, sanki kendisi öldürmeye çalışmamış gibi tanıtıyordu bize.
Yaprak ile gözlerimiz birleştiğinde, oturmuştu bütün hafızam yerine. O gün orda olma sebebimi de anlamıştım, eğer eve geri dönmeseydim belki...
Belki bende, şahit olduğum şeyler yüzünden şu anda bu dünyada olmayacaktım.
"Merhaba baba, şu anda yıllardır düşündüğün planları gerçekleştiriyorum sandığın düğünde bir piyonluk yapıyorsun" sesi yükseldi Topraktan. Ama ses salonda tamamen yankılanmıştı.
Gözlerimi, nerede olduğunu bile anlayamayan Yapraktan zar zor ayırdığımda, Toprağa döndüm. fakat ağzı hiç açılmamış gibi duruyordu.
"Üzgünüm baba, intikamını alacağım tek bir insan vardı ve o insanda şu an karşımda duruyor. Aslında bakarsan... pekte üzgün sayılmam. Annemi ve kardeşimi canice katleden bir insanın hayatını karartacağım için, neden üzgün olayım ki? Değil mi baba? Sencede, intikam almak için güzel bir gün değil mi? Tıpkı bu sabah söylediğin gibi!"
Tekrar yankılanmıştı salonda Toprağın sesi. Bu bir ses kaydıydı. Toprağın önceden kaydettiği bir sesti. Kardeşimi katlettin demişti. Onunda haberi olmadığını anlamıştım zaten. Bu sırada Zafer şerefsizi "Ne yapıyorsun sen?!" Diyerek gürledi Toprağa karşı. Toprakta, böyle olmasını hayal etmediğinin anlaşıldığı yüz ifadesinyle yinede dudaklarını kıvırarak baktı herife. Daha fazla düşünmeme izin vermeden tekrar yükseldi hoparlörden sevdiğimin sesi. Bu sırada Zafer iti de olanları anlamış Toprağa büyük bir hırsla bakıp, Yaprağıda kolundan tutarak arkasını dönmeye yeltendi ama arkasına geçen adamlardan habersizdi
"Aaaa dur bir saniye ama, sana hiç yakışır mı kaçmak? Gerçi polislerden kaçmıştın bir kere, değil mi? Bu sefer kaçamayacaksın, Zafer Varlık! Salonun etrafı sivil polislerle dolu. Etrafın sarıldı, keskin nişancılar ateş etmek için kaçmanı bekliyor. Buradan çıkmaya çalışsan bile, son adımlarını atmış olacaksın. Üzülme, senin için ayırttığım hücre oldukça konforlu. Yıllarını geçireceğin küçük ama oldukça sevimli bir kulübeye benziyor, içerisinde arkadaş edinebileceğin faren bile var. Tam da hak ettiğin gibi! Bu sefer kurtulamıyorsun, Zafer Varlık. Bu sefer, tüm kozlar benim elimde. Şu an sen bana odaklanmışken, şirketin ve evin de dahil olmak üzere her şeyin polislerle çevrelendi. Tüm mal varlığına el koydum, Zafer Varlık! Seni kurtarabilecek avukatın bile yok artık. Annemin, kardeşimin ve binlerce insanın intikamını alıyorum senden.
Eşime dediğin gibi, bende seni hemen öldürmeyeceğim... İzninle diyeceğimde, senden izin almadan sürdürdüğüm hayatta, gözümün önünde yıkılışını izlerken izin almak bile mümkün değil. Bu durum için de, hala üzgün değilim.
-derin bir nefes çekti- Şimdi... devam ettirmem gereken bir düğünüm var, sana iyi müebbetler!" Diyerek alayla güldü ses kaydındaki Toprak ve kayıtın sonlandığını gösteren iki, tık sesi duyuldu. Bense Toprağa bakmaya devam ediyordum. O da karşımızdaki haysiyetsize, Zaferle bakıyordu.
"İntikam almak için güzel bir gün, Baba!" Dedi ve karşısında, iki koluna giren adamlarla anlamsız şeyler haykıran babasını izlemeye başladı Toprak.
"Zafer Varlık, delilleri bulunan 142 cinayetin sorumlusu, uyuşturucu kaçakçılığı, tecavüz ve insan ticaretinden tutuklusunuz" etrafımıza yayılmaya başlayan, sanırım polis olan siviller. Zorluk çıkaran Zaferi zorda olsa salondan çıkarttılar. Adi herif hala intikamından bahsediyordu ama bilmiyordu ki hücresinde onu neler bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGICIM
General FictionHayatındaki tek insanı kollarında kaybeden bir kız, tekrar sarılabilir mi seveceği birine? 24 yaşındaki Melodi, babasını bir saldırıda kendisine sarılmış bir şekilde öldürülmesi sonucu rehabilitasyon merkezine yatırılmıştır. Neredeyse her gün bayıla...