Bölüm 13

132 14 0
                                    

Uyandığımda Emira duştaydı. Ben dün gece girdiğimden dolayı sadece üstüme siyah bir elbise giydim ve Emiranın duştan çıkmasını bekledim. Çok geçmeden Emira duştan çıktı ve hazırlanmaya başladı. Bu sırada bende elimi yüzümü yıkadım ve hafif bir makyaj yapıp lavabodan çıktım. Üstüme buradaki hava şartlarına uyan yeşil midi boy elbise giydim.

Emirada hazırlandığında siyah ayakkabılarımıda giyerek Emira ile kahvaltıya indim. Çok geçmeden Emir ve Toprakta gelmiş, beraber yemek yemiştik. Toprak yine sert bir şekilde gözlerimin içine bakarak lafa girmiş ve söyledikleri ile moralimi bozmuştu. "Burada durmamın bir anlamı yok. Zaten sizi koruyamazmışım. Emir kızları sen korursun, ben daha erkenden evinize dönmeniz için bir süre otelden ayrılıyorum seninle haberleşiriz. Size iyi tatiller."

Gidecek miydi şimdi? Yani Emire söylediği şey dışında, hep benim gözlerime bakmıştı. Tatil lafınıda vurguladıktan sonra sertçe sandalyesini itmiş ve yanımızdan ayrılmıştı. Ama ben o olmadan kendimi güvende hissedemezdim ki.

Dediklerime bin pişman şekilde masadan kalktım ve Toprağın peşinden koşmaya başladım. Odasına girince o kapıyı kapatmadan, araya ayağımı koydum ve kapıyı iterek içeriye girdim. Toprak şaşırmış gibi gözüküyordu. Bu halinin üzerinde pek durmadan lafa girdim "kusura bakma Toprak, ama dün o kadar bağrışmayı hak etmemiştim. Emira çok korkmuştu ve onu sakinleştirmem gerekiyordu. Bende meraklı değildim bilmediğim bir ülkede, yanımda kimse yokken dolaşmaya. Ama maalesef sadece korunmakla olmuyor o işler, bir insanı ne kadar korursan koru, o korktuktan sonra senin onu korumanın bir anlamı kalmaz. İlk önce o kişinin akıl sağlığını korumalısın. Şimdi sende, burada 'ben gidiyorum' der bütün yükü Emirin sırtına yüklersen, iki kızı bir kişinin korumasını beklersen. Burada hem korunmasız, hemde korkulu iki kız bırakmış olursun ve ben senin böyle bir şey yapamayacağını biliyorum. Bu dediklerim kısa yoldan 'gitme' anlamına geliyor." Dediğimde cevap vermeden eşyalarını toplamaya başladı. "Hadi ama Toprak! Burada sana yalvarmamı mı bekliyorsun? Gitmeni istemiyorum işte. Sana bir şey olacak diye korkuyorum, neden bunu bana yaşatıyorsun? Aramızda bir şey olmayabilir, sen beni umursamayabilirsin ama ben, senin böyle davranmana kırılıyor ve üzülüyorum. Ardında üzgün bir kız mı bırakmak istiyorsun? Öyleyse başardınız Toprak bey. Kapı açık, şimdi siktir olup gidebilirsiniz." Dedim son cümlemi bağırarak söylemiştim. İlk defa böyle küfür ediyor ve avazım çıktığı kadar bağırıyordum. Dün ki bağırışım bunun yanında devede tırnaktı.

Toprak şaşkın şaşkın bakmaya başladı. Sonunda!
O gözlerindeki duyguyu belli etmişti, sonunda. Buna mutlu olsamda, psikopat gibi gözükmek istemediğim için gülemedim. Ve gözlerine bakmaya başladım.
Çok geçmeden elindeki kıyafetleri bıraktı ve
Sesini incelterek

"Toprak seni anlayamıyorum, Toprak neden böyle davranıyorsun, Toprak böyle davranmana üzülüyor ve kırılıyorum, arkanda iki tane korunmasız ve korkak kız bırakamazsın derken dün dediklerini hesaba katmadın sanırım Melodi?... ben burada olsam ne değişecek ki? Sonuçta sadece seni koruyamamamışken, Emirayı nasıl korumamı bekliyorsun? Ben, koruyamazsam ve size bir şey olursa yaşayamam. bir daha böyle bir şeyi kaldıramaz bünyem. Bu yüzden sizi korumaktan korkuyorum Melodi" dedi. Gözleri dolmuştu, bu haline bakakaldım ve dinlemeye devam ettim

"Şu an birinin karşısında, böyle aciz bir şekilde durmanın bana nasıl koyduğunu bilemezsin mesela. Yada neredeyse dört gün boyunca birini aramanın ve o kişiyi bulduktan sonra 'sen beni koruyamadın' sözlerini duymanın verdiği hissi de bilemezsin. Sen hiç bir şeyi anlamıyorsun Melodi. O herifi hafife alıyorsun, ya da düşünmüyorsun bile. Ama benim
Düşündüğüm tek şey o. Ve ben, benim yüzümden daha beter şeyler yaşamanızı istemiyorum. Bu yüzden o adamla konuşacağım Melodi. Şimdi çekil ve gideyim. Çünkü yoruldum artık, anlıyor musun? Sevdiklerimi teker teker kaybetmekten yoruldum!" Dedi. Nereye gidiyordu? O adam diyip durduğu adam sadece benim düşmanım değildi, bunu anlıyordum. Ama o hiç bir şeyi anlatmamış ve belli etmemişken benim anlamamı nasıl bekliyordu ki. Onun bu hali beni yakıyordu. Yorgunluğunu gidermek istiyordum.

BAŞLANGICIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin