Yeri geliyor düşmanının bile derdine koşuyorsun çünkü vicdan bu. Hangi nefret başkasının acısından keyif alacak kadar aşağılık olabilir ki?"İyi olabilirler ama bu onların erkek oldukları gerçeğini değiştirmiyor Ecrin. Uzatma istersen hadi in." Dedi nazikçe. Bu sefer gerçekten nazik söylemişti. Ama bu onlarla konuşmayacağım anlamına gelmiyordu tabiki. Onunla vedalaşıp okula girdiğim zaman Mete ve Melis' in kantinde gülüşerek bir şeyler konuştuklarını gördüm. Yanlarına gidip "Günaydın." Dedim ve boş sandalyeyi çekip oturdum. Sohbet koyulaşırken konu birden bana döndü ve malum soru Melis tarafından soruldu." Boran Barlas abin mi gerçekten?" Aferim Ecrin şimdi ne diyeceksin bakalım!
"Şey yani ımmm." Ben ağızımda bir şeyler gevelerken arkamdan Tolga'nın anırması duyuldu.
"Ben geldim Bacımsular." De ve yanımdaki sandalyeyi çekip sülalem rahat oturuşuyla kıymetlisini kantinin rahatsız sandalyeylerine yerleştirdi."Kızlar neler neler öğrendim üff bir bilseniz. Dedikodu time." Dedi kız gibi çıkartmaya çalıştığı sesiyle. "Lan yarma ben burda yalı kazığı mıyım da kızlar , bacımsular deyip duruyorsun." Dedi Mete Tolga'nın ağzına sıçmak ister gibi bir sesle.
"Tamam patron sakin yav. Adamın hasısın sen hası." Onun yaptığı yalaklıklara gülerken konunun dağılmış olması beni oldukça rahatlattı.
Sohbetimizi kesen lanet olası zile hep birlikte küfür edip sınıfa geçtik. Ders Coğrafyaydı ve ben hiçbir dersi sevmediğim gibi Coğrafyayı da sevmiyordum. Yahu bir insan neden Bedeni sevmez? Onu bile sevmiyorum. Dersin sıkıcı geçeneceğini bildiğiden dolayı kafamı sıraya gömüp kendimi karanlığın kucağına bıraktım.
Evdeyim ve yatakta yatıyorum ama ters giden bir şeyler var.
Hareket edemiyorum.
Hayır hayır burası benim evim.
Ne kadar özlediğimi henüz fark ediyorum. Kalkmaya çalışıyorum ama olmuyor. Sanki biri yataktan kalkmama engel oluyor.
Salondan gelen tanıdık seslere kulak kesiliyorum. Birileri konuşuyor ama anlayamıyorum.
Ağzımı açıyorum ama sesim çıkmıyor. Konuşmak için çaba sarf ediyorum ama başarılı olamıyorum.
En sonunda kapı açılıyor ve içeri Yaseminle birlikte Aras giriyor. Endişeyle bana bakıyorlar. Sanki, sanki bir şeyim varmış gibi.
Neden öyle baktıklarını sormak istiyorum ama beni engelleyen şey hala buna izin vermiyor.
İkisinin de üzgün olduğunu fark ediyorum bir anda. Yasemin'in gözleri şişmiş , Aras çökmüş gibi. Sahi neler oluyor burda?
"Abimin komaya girdiğini öğrendiğinde bayıldı Aras." Diye anlatıyor Yasemin bana bakarak. Boran komaya mı girmiş? Bayılan ben miyim? Neden hiçbirini hatırlamıyorum , neden? Bedenimi saran endişeyle birlikte gözümden düşen yaşlarla artık neyin ne olduğunu anlıyorum. Boran' iyi değil !"Ecrin kendine gel kuzum."
Gözlerimi zorlukla açıyorum ve ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Hala okuldayım ve yanımda Melis var. Ohhh rüyaymış diye şükür ediyorum."Ne gördün canım rüyanda? Ağlıyorsun." Dedi gözlerime bakarak. Ellerimi suratıma götürdüğümde gözlerimin sırılsıklam olduğunu fark ettim. "Boşver önemli bir şey değil." Diye geçiştirdim fakat içim içimi yiyordu. Boran iyi miydi acaba? "Elimi yüzümü yıkayıp geliyim." Dedim gülümseyeme çalışarak. Sınıftan çıkıp lavaboya giderken önümü birinin kesmesiyls durakladım. Karşımdaki iri yapılı adama bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. 'Ne var' dercesine kafamı salladığımda konuşmaya başladı. " İyi misiniz Ecrin Hanım?"
Tabi ya , Boran'ın adamı. İyi olduğuma dair bir kaç şey söyleyip lavaboya girdim. Elimi yüzümü yıkarken yan tarafta konuşulanlar dikkatimi çekti."Geçen gün Boran'in olayını duydunuz mu?" Dedi bir kız hararetli hararetli." Bağış yaptığı için adına parti düzenlemişti hani. O partiye bir kadınla gitmiş! Boran yanında bir kadın dolaştırıyor! Şaka gibi ya. Oysaki her toplantıya gelişinde düşüyordum adama." Sabır diledim fakat dilenen sabır vaktinde gelmeyince kızlara döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cani!
ChickLitKorkudan ağlayan kızıma baktım. Gözünden akan her damla yaş kızgın birer lav gibi kalbime düşüyordu. "Ağlama." "Git burdan." Bağırışı boğazını acıtmış olacakki yüzünü buruşturdu. "Burdan giderim ama senden gidemem küçük." "Seni asla sevmeyeceğim...