'Yarın çok geç olabilir.' Bu cümleyi asla unutmayın...Atınç'ın telefonuna gelen bildirim sesiyle heyecanlı bir şekilde telefonun şifresini girdi. Direk olarak açılan instagram sayfasından DM yerine girdi ve en başta yazan Ecrin'in kullanıcı adından mesaj geldiğini gördüğünde gözleri ışıldadı. Bir şeyler oluyor. Ecrin ne yaptın sen?
Ekranda yazan yazıyı okuyunca Atınç birden boynuma atladı.
'Yarın saat 17:30 da ceviz kafede buluşalım. Her şeyi anlatacağım.'
BORAN
"Sadece Boran mı?"
"Haaa evet. Bu abim Boran."
Ne kadar zaman öylece kaldım bilmiyorum. Bütün sesler kesildi ve beynimde sadece 'Bu abim Boran' kelimeleri yankılanıyordu. Kalbim sızlıyor, canım yanıyor, sanki biri kalbimi avucuna almış sıkıyordu.
"Delirtme lan beni ne abisi?" Diye kükredim en sonunda.
"Aa abiciğim niye bağırıyorsun okuldayız. Lise arkadaşlarımla tanıştırdım sizi bu ne sinir." Dedi 'Lise arkadaşılarımla' ya vurgu yaparak. Köşeli jetonumun tırınk diye düşme sesiyle beynimde şimşekler çaktı ve adeta o ampul kafamın sol tarafından fırlayıverdi. Çisem'i kıskandığı için aynı şeyleri bana yaşatmaya çalışıyordu. Beni kıskanmasına mı sevinsem , abi demesine mi yansam bilemedim. Ama abi lafı daha ağır bastı , kalbimdeki sızı kaybolmadı.
"Yürü."
Kolundan tutup etraftakilerin bakışlarına aldırmadan arabaya doğru çekiştirdim. Zorla arabaya bindirip ben de kendi yerime geçtim.
"Abi ne lan? A-bi ne-de-mek." Diye bağırdım avuç içimi direksiyona vurarak.
"O demek işte. Madem sen lise arkadaşlarınla konuşabiliyor ve sarılabiliyorsun , o zaman ben de yap-"
Birden yaklaşıp dudaklarına yapıştım. Kalbim heyecanla çarpıyordu. Onu deli gibi öpmek istiyordum ama yapamıyordum. Dudaklarından ayrıldığımda zorla da olsa gözlerimi açıp gözlerine baktım , şaşkınlıkla bana bakıyorlardı.
"Sana , bir daha böyle şeyler dediğinde seni öperek sustururum demiştim ve sana bir süprizim vardı fakat bu yaptığınla içine sıçtın."
"Ne süprizi Boran?" Dedi küçük bir çocuk gibi heyecanlanarak.
Benim cevap vermeyeceğimi anladığında bir defa daha sordu. Yine cevap vermeyince bu sefer sesini daha fazla yükseltti.
"Boran ne süprizi söyle artık."
"Bugün seni Atınçla buluşturacaktım. Ama şansını kaybettin.
"N-ne , nasıl? Boran sen ciddi misin? Gerçekten mi Boran? Boran cevap ver.BORAAAN!"
"Evet gerçek. Ama sen bana ders vermeye çalışırken sana yapacağım süprizin için sıçtın."
"Boran çok özür dilerim. Lütfen götür beni. Lütfen Boran lütfen. Bak ne istersen yaparım kaç aydır görmedim Atınç'ı. Ya Boran ne olursun götür beni." Dedi gözünden akan bir damla yaşla. O böyle yaptıkça kalbimdeki yaraya tuz basıyordu. Onun gözünden düşen yaşla ruhum bedenimden çıkmak için debeleniyordu.
"Boran." Dedi kısık bir sesle.
"Ne var?"
"Lütfen."
Kirpiklerinin altından attığı bakışla yelkenlerim inmeye hazırlanıyordu.
"Şansını kaybettin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cani!
ChickLitKorkudan ağlayan kızıma baktım. Gözünden akan her damla yaş kızgın birer lav gibi kalbime düşüyordu. "Ağlama." "Git burdan." Bağırışı boğazını acıtmış olacakki yüzünü buruşturdu. "Burdan giderim ama senden gidemem küçük." "Seni asla sevmeyeceğim...