Hayat insanı her şekilde sınar. Bazen vazgeçmen gerekir , bazen düşmen. Umutla girdiğin yollardan bir sokağa çıkmaman gerekir. Acıya karşı hissizliği öğrenmen için , olmadığında zorlamamak için. Bazen büyümek gerekir. Yokuşlardan düşmek , tekrar ayağa kalkabilmek için.Boğazımı temizleyip kendimi toparlamaya çalıştım. Bu benim için pek de kolay değildi.
"Sana söylemem gereken bir şey var."
Gözlerine bakarak bunları söylemek çok zor olacaktı biliyorum ama bu sefer kaçmayacaktım. Bu sefer her şeyi söyleyecektim.
"Boran ben sana çok pis aşık oldum"
Sözümü bitirmemle kulaklarımı dolduran cam kırılma sesleri ve onlara eşlik eden silah sesleriyle neye uğradığımı şaşırdım.
Boran elindeki nerden çıktığını bilmediğim silahla ayağa kalktı."Yatağın altına gir Ecrin." Diye bağırdı ve camın kenarına geçti. Bu korkuyu çok iyi tanıyordum. Bu onu kaybetme korkusuydu. Saf korku buydu işte. İlk kendini değil sevdiğini düşündürüyordu.
Sanki olduğum yere çiviyle çakılmış ve bu yetmezmiş gibi bir de Japon yapıştırıcısıyla da yaptıştırılmış gibiydim. Kıpırdayamıyordum. Ona yardım etmek , yanında olmak istiyordum ama elimden bir şey gelmiyordu.
"Ne duruyorsun dediğimi yapsana!"
Boran'ın kalın sesiyle kendime geldim. Hızla kalkıp sürünerek yatağın altına girdim. Silah sesleri hızını kesmeden devam ediyordu. Kulak zarlarım patlamak üzereydi sanki. Bu seslere hiç alışık değildim. Aşağıda kaç kişi olduklarını yada ne yüzden böyle bir şey yaptıklarını bilmiyordum. Doğru ya Boran mafyaydı(!) Ne çabuk unutmuştum öyle.
Ona bir şey olmasından ölesiye korkuyordum fakat bahçedeki korumaların fazlalığı içime su serpiyordu.
Silah sesleri durduğunda kafamı uzatarak etrafa baktım. Tam kafamın yanında gördüğüm çıplak ayaklar tabiki Boran'ındı. Sürünerek girdiğim yerden yine sürünerek çıktım. Gözlerim Boran'ın vücudunda hasar kontrolu yaparken sağlam olduğunu anladığım an boynuna atlayıp sıkıca sarıldım.
"Korktum." Dedim isyanla.
"Bende korktum." Bunu kendi için demediğine emindim.
"Ama sinirlendim de! Onlar yüzünden bana aşık olduğunu söylediğin o anın tadını çıkaramadım. Hepsini boğarak öldüreceğim!" Dedi sinirle soluyarak.
"Yapma ama Boran. Az önce evin tarandı ve sen bunu mu düşünüyorsun gerçekten? "
"Evimiz." Dedi beni kendine daha çok çekerken.
"Bölüyorum ama önemli bir konumuz var."
Ara'ın sesiyle şaşkınlıkla arkamı döndüm. Ne zamandır oradaydı o? Geldiğini fark etmemiştim.
"Abi bunu görmen gerekecek." Dedi gözleri ikimiz arasında mekik dokurken. Elindekinin fotoğraf olduğunu düşündüğüm kağıttaki ben miydim! Uzaktan öyle görünüyordu.
Boran hızla Aras'ın yanına gidip fotoğrafı elinden aldı. Bende aynı hızda yanlarına varırken fotoğrafı görmemle ağzım açık kaldı.
"İnanmıyorum! Bu da ne böyle!" Kimse cevap vermemişti ve bendaha çok sinirleniyordum.
"Size diyorum , bu ne! " diye bağırdım.
"Biz hastanedeyken senin yanına biri girmiş ve ilaçlarının dozuyla oynamış. Muhtemelen aynı kişi." Dedi Boran sinirden titreyen elleriyle.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cani!
ChickLitKorkudan ağlayan kızıma baktım. Gözünden akan her damla yaş kızgın birer lav gibi kalbime düşüyordu. "Ağlama." "Git burdan." Bağırışı boğazını acıtmış olacakki yüzünü buruşturdu. "Burdan giderim ama senden gidemem küçük." "Seni asla sevmeyeceğim...