26.BÖLÜM

8.6K 354 89
                                    

Ölüm var. Kinden, gurudan , öfkeden... Her şeyden karşılık beklemekten, kalp kırmaktan; kırdığında onarmamaktan, her şeyi bir anlık nefretle, sinirle düşünmekten vazgeçin. Kendinizi karşınızdakinin yerine koyamıyorsanız zararınız da dokunmasın. Üzmeyin, üzülmeyin. Her şey karşıklı olmak zorunda değil. Ama vicdan , merhamet hariç.üzüldüysen üzmek zorunda değilsin ama bir kere mutlu edildiysen bir kerecik bile olsa o insanı mutlu etmelisin. Elinizi vicdanınıza koyun. Eminim ki orda  her şeye rağmen mutlu olmasını istediğiniz bir sürü insan vardır. Hayat kısa , zaman kısa. İzin verin de eğer varsa vicdanınız yönetsin hayatınızı. Vicdansız insan, kadına  saygı duymayan, çocuklara sevgi göstermeyen , zihniyeti tamamen insanlıktan uzak olan insandır. Eğer öyle değilsen vicdanını, kalbini dinle. Çünkü akıl insanı çoğu zaman yanıltır. Aklınız değil kalbiniz konuşsun her atışıyla. Unutmayın, unutturmayın. Ölüm var.

"Bakın Aras Bey biliyorsunuz ki çok ağır bir kaza geçirmişler. Şuana kadar pes etmemesi bile çok büyük bir şans. Kaza sonrası hareket etmeseydi işimiz daha kolay olabilirdi fakat elimizden bu kadarı geliyor."

"Aras bırak. Ecrin için yapabileceğimiz tek şey onun için dua etmek." Dedi Nihal elini koluma koyarak. Eh be miniğim seninle böyle mi tanışalım isterdim sanıyorsun. Şu halde bile güçlü kalmaya çalışıyordu ama göz yaşlaru buna müsade etmiyordu.

Doktorun yakasını bırakıp kendimi geri çektim. Aklıma gelen şeyle telefonuma sarıldım. Boran'ın annesi ve babasına haber vermem gerekiyordu. Her ihtimale karşı...

🎭

İki gündür hastane koridorları evleri olmuştu. Boran'ın annesi Senem ve babası Engin de haberi aldığı gibi gelmiş   hastane koridorlarında  sürünüyolardı. Senem Hanım çok üzgündü. Keşke hep onun yanında olsaydık , onu burda tek başına bırakmasaydık diyordu içinden. Oğlunun yüzünü kaç aydır görmemişti.

        Boran'dan iki gündür haber yoktu. Sadece dün doktor yanlarına gelip beyin travması olduğunu , hayatı tehlikeyi atlatamadığını söylemişti. Annesi baygınlık geçirirken Aras sinirleniyordu. Babası ise ne kadar üzülsede güçlü kalmaya çalışıyordu. Atınç ne Nihal'e ne de Yasmin 'e ulaşabiliyordu. Nihal'in evine gitmişti ama kardeşi ablam arkadaşında kalıyor demişti. Nihal biliyordu çünkü Atınç'ın öğrenirse buraya geleceğini. Gelirse hiç iyi şeyler olmazdı diye düşünüyordu. Bu yüzden kardeşine arkadaşında kaldığını söylemişti.

Aras

İkisinin durumunun iyi değildi fakat Ecrin daha kötüydü.  Boran'ın doktoru yanımıza geldiğinde hızla önünde durdum.

"Bir haber söyle doktor." Dedim sert sesimle.

"Boran Bey'in beyin travması devam ediyor ama iç kanamayı durdurabildik. Bu iyi bir şey. Her an uyanabilir ama bu hayati tehlikeyi atlattığı anlamına gelmiyor. İç kanama tekrar başlayabilir bu yüzden hazırlıklı bir şekilde bekliyoruz. "

"Doktor! Yani?"dedim gür sesimle. Senem  yenge , Engin Ama ve kızlar doktora umutla bakıyordu.

"Yanisi şu Aras Bey. İlk geldiği duruma göre şuan daha iyi. İkinci bir kanama olmazsa durumu daha da iyiye gidebilir. Bu arada kan bulmamız gerekiyor. İkinci bir kanama olursa elimizde kan bulunması çok daha iyi olur.  ArH+ kan grubundan olan tanıdığınız var mı?"

Ben düşünürken Nihal birden lafa atladı.
"Ben. Kanlarımız uyuşuyor , ben kan verebilirim."

"Yaşınız kaç Hanımefendi?"

"17 ama küçük yazıldığım için öyle. Normalde 18 yaşıma bir ay önce girdim."

"O zaman size bir hemşire yönlendireceğim." Dedi ve gitti.

Cani!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin