22. BÖLÜM

11K 440 132
                                        

Erkekler , şimdi gözlerinizi kapatın ve  bir kızınız olduğunu hayal edin. Kızınızın sizin gibi bir adamla olduğunu düşünün.
Buna sevindiniz mi?
Hayır mı?
O zaman mükemmel olmayı bırakıp, önce ADAM olun.

"Beni aradı  iyi olduğunu falan söyledi. Sonra bir gün okul çıkışı tanımadığım birileri beni zorla bir yere götürdü. Ecrin kimseye bir şey söyleme dedi. Yoksa ben sizden saklar mıyım bunu Atınç?"

"Lan biz orda üzüntüden doğru düzgün yemek yiyemezken , o nasıl diye meraktan ölürken sen her şeyi biliyor ve bizden saklıyordun. Yazıklar olsun Nihal. Ben seni bu kadar vicdansız bilmezdim."

"Böyle deme Atınç. Beni de anla ne olur. Sen Ecrin'e söz vermiş olsaydın ne yapardın? Eğer size bunları söyleseydim oraya tekrar giderdiniz. Adam mafya , neler yapabileceğini biliyorsundur herhalde. Lütfen beni de anlayın ya!" Gözünden yanaklarına doğru yol çizen inci tanelerini gören Atınç bir an acaba diye düşünmüştü. 'Çok mu üstüne gittim?' Dedi kendi kendine. Herkes kendi tarafından haklıydı aslında. Atınç Nihal'e fazlasıyla kırgındı, fazlasıyla.

Nihal'e bir şey demeden evden çıktı ve  Efe'nin yanına doğru yol aldı. Mutluluğunu birileriyle paylaşması gerekiyordu.

Ecrin yatakta sırt üstü yatmış , gözleri tavanda, aklı bugün yaşananlardaydı. 'Ne güzel bir gündü bu böyle. Boran ne güzel bir şey yapmıştı.' Diye düşünüyordu. Boran  da aşağıda meleğini düşünüyordu. Onun bugünki halleri içini ısıtıyordu, gülüşünü gördükçe eriyordu. Onu yıllarca izleyebilirdi.  Ecrin rahatlamak için duşa girerken Boran' da odaya gelmiş Ecrin'in duşta olduğunu anlayıp onun tişörtlerinden birini alıp misafir odalarından birine gidip sevdiğinin kokusunu koklayarak uykuya dalmıştı.

Aras şirketteki işlerini bitirince her zamanki gibi kendisini Nihal'in evinin önünde buldu. Nihal'i 3 sene önce görmüştü. İlk başlarda onu öldürmek istercesine nefret ediyordu. Ama kadınlara el kalkmaz diyordu kendi kendine, o yüzden bir şey yapamıyordu.

3 sene önce

İşlerin yoğunluğundan dolayı doğru düzgün kahvaltı yapamıyor şirkete yakın bir kafede bir şeyler atıştırıyordum. Kafe okula yakın olduğu için hep velet doluydu. Herhangi bir masaya oturup sipariş verdim. Şirketle ilgili belgeleri masaya yerleştirip inceleme yaparken yanımda birini hissetmemle kafamı çevirdim. Liseli bir kız dik dik bana bakıyordu.

"Ne var?" Dedim sertçe.

"Burası bizim yerimiz kalkarsan çok mutlu oluruz." Dedi alayla.

Bu neydi şimdi? Bizim yerimiz ne ya!

"Küçük ergen seninle uğraşamayacağım."

"Bana ergen deme. Kalk dediysek kalk." Dedi sesini yükselterek. Allah'ım sabır.

Görevlilerden biri yanımıza gelince kız tekrar konuşmaya başladı.

"Ya Adem Abi kaç defa burası bizim dedim üstüne bir de para verdim başkası oturmasın diye. Niye oturtuyorsun, astımım var diyorum. Herkes parfüm  şişesini  boşaltıp geliyor, zaten küçük yer, burası da cam kenarı. Kaç defa daha anlatacağım  bunları ya!"

"Tamam kız cırlama sus." Dedi adam gülerek ve bana döndü. Ben ise sadece izliyordum.

"Beyefendi sizi başka bir masaya alabilir miyiz lütfen." Dedi adam nazik bir şekilde.

"Lütfen mi? Direk başka masaya geçin demek istedin herhalde."  Vay arkadaş ne masaymış ama bende Arassam bu masadan kalkmam. "Maalesef taze bitti ya. Kalkamam." Dedim ve elimdeki kağıtlarla ilgilenmeye devam ettim.

Cani!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin