35.BÖLÜM

5K 251 53
                                    


Benim tarifimle artık ara yollara girmeye başlamıştık. Halamların köy evine doğru giderken ağaçlar sıklaşmış , yeşiller çoğalmış, hava kirliliği sıfıra inmişti. Tabi kötü tarafları da vardı.Mesela yolları. Boran'ın Range Rover'i çukurlarda hopladıkça benim canım acıyordu resmen. Sonunda hedefe ulaştığımızda arabanın ön camına yapışmış kaç yıldır görmediğim , büyüdüğüm evi inceliyordum. Rengini değiştirmişler , evin dışına tadilat , bahçeye ise düzenleme yapmışlardı. Boran kapımı açtığında yavaşça indim arabadan. Boran beni ne kadar rahatlatsa da yine de korkuyordum bir şeylerden. Ya neden geldin bu kadar sene sonra diye sorarlarsa diye düşünüyordum içimden. Minik adımlarla bahçe kapısına ilerliyordum. Neler olacağını bilmeden...

Bahçe kapısı tiz bir ses çıkarıp açılırken Boran hemen arkamdaydı. Çocukluğum gözümün önünden film şeridi gibi geçerken evin merdivenlerine geldiğimizde ayakkabımlarımı çıkarttım. Boran'a hissettirmemeye çalışsamda sorun çıkmaması için içimden dualar ediyordum. Çelik kapının tokmağını titreyen ellerimle sıkıca tuttum ve kapıyı çaldım. Boran'ın bilerek benden uzak durduğunun farkındayım. 

İçerden gelen ayak sesleri ve halamın her zamanki telaşlı sesi. "Geldim , geldim! "

Kapı yavaşca açıldığında hala bıraktığım gibi olan halamın o tatlı suratı girdi görüş açıma. Bir an şaşırdı sonra suratı tuhaf bir ifade aldı. Beni baştan aşağı sürüp sonra gözleri Boran'a kaydı. Tuhaf bakışları hala üzerimizdeydi. Hiçbir şey demeden sadece bakıyordu.

"Kimmiş gelen? " Arkadan duyduğum tanıdık sesten sonra halamın hemen arkasında uzun boyuyla görünen kişi Sefa'dan başkası değildi. O da bir an şaşırsada halamı kenara çekip hızlıca bana sarıldı.

"Gördün mü Anne rüyan çıktı. Geldi bizim bücür. "

Hızlıca kaşlarımı çatıp karnını cimcikleyip ondan ayrıldım.

"Bücür anandır. " Dedim ve Halama bakınca geri sustum.

"Çıkar tabi ya! Gelir dememiş miydim size?" Deyip sıkıca bana sarıldı. Onun kokusunu özlemiştim. Bana kızgın olmamamaları o kadar sevindirmişti ki beni..

"İçeri geçin içeri. Kapı eşiğinde kaldınız. Sedayla Emre çarşıya çıktılar alışverişe. Rüyamda görünce hazırlık için yolladım onları ama siz hızlı gelmişsiniz. " Dedi ve ikimizi de içeri çekti. Ne rüyasından bahsediyorlar? Bizi salona aldığında yanıma oturup ellerimi tuttu.

"Dün gece rüyamda gördüm kızım seni. Siyah bir ata binmiştin. Arkanda da bu adam vardı. Birlikte avlu kapısından giriyordunuz. O kadar gerçekçiydi ki sabah erkenden Emreyle Seda'yı alışverişe
gönderdim." Halam gözlerini Boran'a dikmiş onu sürerken Emre'de diğer tarafıma oturup kolunu omzuma attı.

"Annem artık ümidi kesmek üzereydi. Tabi bizde. Babam hep annemi yatıştırıyordu ama pek mümkün olmuyordu. Annem hep kendini suçladı. " O konuştukça daha çok üzülüyordum.

"Özür dilerim hala.  Senin suçun yok hepsi benim suçum. "

Bu aralar çok ağlıyorum. Sanırım regl dönemim yaklaşıyor.

"Ağlama kızım geldin ya artık kim suçlu kim suçsuz bir önemi yok. " Deyip göz yaşlarımı sildi. Sefa duygusal ortamları sevmediğinden ortamdaki kasvetli havayı dağıtmak için ellerini saçlarıma götürüp köpek sever gibi saçlarımı dağıtmaya başladı.

"Hiç uzamamışsın bücür. Hala parmak kadarsın. "

Dirseğimi karnına geçirdiğimde ağzından acı dolu bir feryat firar ederken gözlerimi Boran'a çevirdim. Gözlerini kısmış bizi izliyordu ama bir şey de diyemiyordu.

Cani!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin