Bu platformda herkes özgürce istediği kitabı okuyabilir ve isteyenler de belirli kurallar dahilinde istediği konuda kitap yazabilirler. Ne benim size zorla kitabımı okuyun deme hakkım var, nede sizin benim yazdığım kitabın konusunu eleştirme hakkınız. İki kelimeyi birleştirip bir cümle kuramayan insanların gelip burada insanların emek verip zaman harcayarak yazdığı kitapları acımasızca eleştirmeleri gerçekten fazlasıyla saçma ve gereksiz. Lütfen ama lütfen birazcık saygı.
Her bölümde ithaf edilecek kişiler seçeceğim. Yorum yapmış kişilerden rastgele 1kişi seçeceğim. Bu bölümde de 32. bölümde olanlardan seçtim. İyi okumalar
"Eski günlerini özlüyor musun
dedim sana! ""Evet özlüyorum." Dedim haykırarak.
"Evet özlüyorum. Çünkü o zamanlar Atınç'tan hiçbir şey saklamıyordum. Onlarla daha sık görüşüyor, daha sık vakit geçiriyordum. Sonra sen geldin ve ben bile isteye seni hayatımın merkezine koydum. Tamam eski günleri özlüyor olabilirim ama sorsana bir şuan ki halimden rahatsız mıyım diye. "
Söylediklerim karşısında ağzı açık beni dinliyordu. Ne bekliyordu ki? Şuan ki halimden memnun olmadığımı duymayı falan mı?
"Şuan ki halinden rahatsız mısın? "
" Değilim, olmayacağım da. Ben senin yanında her zamankinden daha mutlu, daha huzurluyum. Bak daha yeni bir silahlı saldırıyla evimizi resmen başımıza yıktılar. Ama benim yanında kendimi en güvende hissettiğim kişi yine sensin. "
Bir adımda gelip sıkıca bana sarıldı. Sarılmasaydı zaten bacaklarım beni daha fazla taşıyamayıp kendilerini bırakacaklardı.
"En çok da sana bir şey olacak diye korktum biliyor musun? Bu kadar olay olmasına rağmen hala korumaları atlatman çok saçma Ecrin! Ya sana bir şey yapsalardı ne olacaktı. Atınç mı koruyacaktı seni?" Dedi benden ayrılırken. Tekrar sinirlenmişti.
"Kızım eve fotoğrafını yollayıp tehdit ettiler. Ne kadar zaman geçti söylesene? Sen böyle başına buyruk dolaştıkça kendini hedef tahtası yapıyorsun sonra ben burda kafayı yiyorum. "
"Özür dilerim. " Dedim sessizce. Bu bakımdan hiç düşünmemiştim. Aklıma etmişti ve yapmıştım o kadar.
"Özür dilemeni isteyen olmadı Ecrin. Tek istediğim sadece biraz kendini düşünmen. "
İKİ AY SONRA
O günün ardından bir daha o büyüklükte bir kavga yaşamadık. Elbette kavgalarımız oluyordu ama sonradan hep tatlıya bağlanıyordu. Ne kapımızı silahlı adamlar basıyor ne de tehditler alıyorduk. Sanırım birileri bize fazlasıyla can sıkıcı bir şaka yapmıştı. Yani ben böyle düşünüyordum ama Boran'ın böyle düşünmediği her an tetikte duran halinden belliydi. Bu arada ben hem on sekizinci yaş günümü hem de yıl sonunda gireceğim üniversite sınavını düşünüyordum. Dönemin bitmesine az kalmıştı.
Boran sınıfta Tolgayla oturduğumu öğrenmiş, küçük çaplı bir sınır krizi geçirmiş ve üzerine bir de Meteyi de öğrenince işler birazcık karışmıştı. Fakat alttan alarak Boran'ı sakinleştirmeyi başarmıştım.
Son iki ayda olanları düşünürken telefonumun sesiyle kendime geldim. Ekrana baktığımda Duygu'nun aradığını görüp gülümsedim. Onunla da baya samimi olmuştuk.
"Ecrin size geliyorum tamam mı? "
"Tamam bende bizimkiler
çağırayım. "Telefonu kapattıktan sonra Atınç, Nihal, Melis , Mete ve Tolgayı arayıp bize gelmelerini söyledim. İyi bir arkadaş grubuolmuştuk. Bu durum Boran'ın çok da hoşuna gitmiyordu çünkü onun gördüğü şey o grupta üç tane erkeğin olmasaydı. Atınç'a karşı daha esnek davranıyordu bunun farkındayım. Ama Mete ve Tolga'ya karşı fazlasıyla sertti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cani!
ChickLitKorkudan ağlayan kızıma baktım. Gözünden akan her damla yaş kızgın birer lav gibi kalbime düşüyordu. "Ağlama." "Git burdan." Bağırışı boğazını acıtmış olacakki yüzünü buruşturdu. "Burdan giderim ama senden gidemem küçük." "Seni asla sevmeyeceğim...