Taehyung'dan.
Uyandığımda en sevdiyim manzarayla uyandım.
Jennie.
Başını boyun girintime sokmuş, elini belime sarmıştı.
Hele ayağını demiyordum.
Ayağını üstüme aşırmıştı.
Alışık olduğum için bir problem yoktu.
Eskiden çoğu zaman birlikte kalırdık.
Bir iki dakika daha yüzüne baktım.
Kediye benziyordu.
Yavaşça eyilip yüzünden öptüm ve Jennie'ni uyandırmamaya çalışarak yerimden kalktım.
Açlıktan karnım zil çalıyordu.
Bence Jennie'min de benden bir farkı yoktu.
Dün gece ne kadar gezdiysek yorgunluktan ölüyorduk.
Ve yemek yemeye halimiz kalmamıştı.
Aşağı mutfağa indim ve biraz kahvaltı hazırlamaya başladım.
Son olarak kreple masaya koyacaktım ki arkadan belime dolanan eller bana engel oldu.
Demek küçük kedicik uyanmış.
Kollarını biraz gevşetti bende ona taraf döndüm.
"Günaydın kediciğim."
"Günaydın uzaylım."
Boyu kısa olduğu için ona sarıldığımda neredeyse kucağımda görünmüyordu.
Ona sımsıkı sarıldım ve saçları koklaya koklaya öptüm.
Onu o kadar çok özlemiştim ki.
Saatlerce böyle sarılı kalmak isterdim.
"Aç mısın?"
"Kurt gibi hemde. Ne pişirdin bana?"
"En sevdiklerinden."
"O zaman ben girişiyorum."
Birlikte masaya oturduk ve yemeyimizi yemeye başladık.
Bir şey aklına gelmiş olacak ki yemeyini durdurdu.
"Ne oldu aşkım?"
"Ben sana tripliyim."
"Neden? Ne yapmışım yine?"
"Birincisi o sahnedeyken kıza göz kırpmalarda neydi ya? Bıraksaydım yiyişirdiniz."
"Hayranım diyelim. Bundan sonra çok kız hayranım olacak. Ve alışsan iyi edersin Jenjen."
"Tamam bunuda geçtim. İkincisi."
"Dinliyorum."
"Geçen neden öyle yaptın? Neden eşyaları topladın? Benim ne kadar üzüldüğümden haberin var mıydı?"
"İyi hatırlattın. Öncelikle o gün olanlar için çok üzgünüm. Gerçekten sinirli vaktime denk gelmişti. Biliyorsun ki ben sana bu zamana kadar kızmadım. Sana bağırmadım. Ama o yaptıkların beni çok üzdü bende sinirlendim. Özür dilerim. Beni aff ettin mi?"
"Peki ya ben. Benim ne kadar üzüldüğümden haberin varmıydı peki? Ellerime cam kırıkları girmişti ya. O sen gittikten sonra olmuştu. Hatta sana yalan söyledim. Bilerek yapmıştım."
"Sen kendin mi yaptın onu? Nasıl yaptın Jennie?"
"Lavabodaki aynayı kırmıştım. Oda ayaklarım artık beni tutmadı. Bende diz üste düştüm ve ellerimle destek almaya çalıştım."
Ağlıyordu.
Onu ne kadar kırmıştımsa mutlu olacağı zamanda ağlıyordu.
Yerimden kalktım ve yanına gidip ona sım sıkı sarıldım.
"Ağlama birtanem. Sence ben senin bu hale gelmeni ister miydim? Lanet olsun. Kendimden nefret ediyorum."
"Şşş. Konuşma. Sadece sarıl. Çünkü seni çok özledim."
"Bende seni çok özledim. Hadi yemeyini ye. Dün çok yoruldun."
Elimi yüzüne koydum ve baş parmağımla göz yaşlarını sildim.
"Ve bir daha ağlama. Ağladığında çok çirkin oluyorsun. Tamam mı?"
"Tamam."
Yemeyimizi yedikten sonra birlikte salona geçtik.
"Benim bir fikrim var Jenjen."
"Neymiş bakalım aşkım?"
"Bu gün iş vaktine kadar evden çıkmayalım. Bütün gün evde oturalım. Ve birlikte olmamızın tadını çıkaralım. Ne dersin?"
"Bana uyar. Film izleyelim mi?"
"Olur. Hadi sen seç."
"Tamam."
Bütün gün böyle birlikte film izledik, şarkı söyledik her şey yaptık.
İyi ki yeniden birlikte ola bildik.
Ve tanrıya beni Jennie ile karşılaştırdığı için teşekkür ederim.
Sevgilerle Angel.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're My Tear || Taennie ✓
FanfictionSen Benim Göz Yaşımsın. Başlangıç: 18.11.2019 Bitiş: 24.06.2020