Kapının hayvan gibi çalınmasıyla resmen yerimden sıçradım.
Söylene söylene aşağıya indim ve kapıyı hayvan gibi çalan kişiyi öğrenmek için kapıyı açtım.
Şu an pijamada olmam umrumda bile değildi.
Kapıyı çalanın kim olduğunu öğrendiyim anda öldüre bilirdim.
Beni uykumdan uyandırmaya nasıl cüret eder?
Kapıyı açtığımda ağlamaktan şişen gözlerimi devirdim.
"WTF?"
Karşımdaki kişiyi gördüğümde sadece bunu söyledim.
O kimdi mi?
Tabii ki Kim Piç Kurusu Taehyung.
"Ne var?"
Mal beni duymuyordu sanki.
"Hey sana diyorum."
"Ha? Şey."
"Lütfen zamanımı alma ve def ol. Değerli vaktimi seninle uğraşamayacak derecede meşgulüm. O yüzden bye."
Kapıyı tam kapatacakken eliyle tutdu.
"Offf. Yine ne var?"
"Sen her kapı çalanı bu halde mi karşılıyorsun?"
Dedi üstümü inceleyerek.
"Ne olmuş? Hem sana ne? İşin gücün yok mu?"
"Benim işim de gücüm de sensin."
"Nah sana. Ama benim başka işlerim var. Mesela uyumak. O yüzden gide bilirsin."
Yine kapıyı kapatacaktım ki yine tuttu.
"Tamam. Şimdi adam gibi ne istiyorsun onu söyle. Çünkü seni kovmaktan bıktım. Git demekten ağzım yoruldu."
"Biliyor musun? Hiç değişmemişsin. Eskisi gibi çok konuşuyorsun."
"Ne istiyorsun söyle ve git."
"Konuşmak istiyorum."
"Konuşmak mı? Bence konuşulacak hiç bir şey yok. Çünkü sözün bittiği yerdeyiz."
"Daha hiç bir şey bitmedi. Lütfen izin ver konuşalım."
Bir iki dakika öylece gözlerinin içine baktım.
Neden bilmiyorum ama gözlerinin içinde pişmanlığı görüyordum.
"Tamam."
Kapının önünden çekildim ve geçmesine izin verdim.
İçeri girer girmez salona geçti.
Evin her yerini ezbere biliyordu.
"Hiç bir şey değişmemiş. Her şey eskisi gibi."
"Evet öyle. Şimdi ne konuşacaksan konuş lütfen. Yalvarırım."
"Tamam."
"Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Öncelikle gitmemle ilgili konuşalım. Aslında ben gitmek istemiyordum. Üvüy babam beni zorla yolladı. Bende gitmek zorunda kaldım. Sonra yurtdışındaki şirketi sattı ve bende bura gelmeye karar verdim. Biliyorsun ki üvey babama karşı gelemiyorum."
"Peki neden gelip bana gidiyorum ve ya ayrılalım demedin? Sen biliyordun ki ben seni her türlü beklerdim. Veda bile etmeden gitmek ne demek ya?"
"Ben seni anlıyorum. Sen haklısın.Yanlış yaptım. Hemde çok yalnış yaptım. Ama ben sana veda edemezdim. Eğer gelip sana hoşçakal deseydim ben gidemezdim. Seni burada bırakıp gidemezdim."
"Bırakmazdın o zaman."
"Neden anlamıyorsun Jennie. Üvey babam git dediyse gitmem gerekti. Ona karşı gelirsem bana yapacaklarını biliyorsun. Senle liseden beri beraberiz ve babamı az çok tanıyorsun."
"Sen beni eskisi gibi sevmiyordun zaten. Buda sadece bir bahane."
"Gerçekten bana inanmıyor musun?"
"Hayır. Sana inanmıyorum."
"İnanmayacağını biliyordum zaten. Biliyor musun suç bende. Niye gelip sana anlatıyorum ki?"
"Bittiyse kapı orada."
Kapıyı işaret ederek gitmesini söyledim.
Sözümü bitirir bitirmez koşar adımlarla evden çıktı.
Ona inamalımıydım acaba?
Yoxsa inanmamalımıydım.
Kafam çok karışık.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
Artık sinirlerim bozulmuştu.
En iyisi iyi iyi düşünmekti.
Segilerle AnGel.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're My Tear || Taennie ✓
Fiksi PenggemarSen Benim Göz Yaşımsın. Başlangıç: 18.11.2019 Bitiş: 24.06.2020