2 yıl sonra.
Aradan iki yıl geçmişti. Taehyung'u evden kovup kızıma hasret bıraktığım günden tam tamına iki yıl geçmişti.
Bu 2 yılda ne mi olmuştu detaylarıyla anlatıyım.
Öncelikle Taehyung bir daha kızımın yüzünü görmedi. Daha doğrusu Taehyung'un yüzünü hiç kimse görmedi.
Ortalıklarda yoktu bu yüzden rahattım. Hemde çok rahattım.
Daha sonra bir iş teklifi almıştım ve bu sefer kabul edip çalışmaya başlamıştım.
Ben evde yokken kızıma Jisoo ile Seokjin bakıyordu.
Üçüncü olarak Rose ve Jimin barışmıştı. Jimin bir daha yapmayacağına yemin etmişti ve sonuç olarak barışmışlardı.
Bu gün benim izin günümdü ve minik kızımla evde yalnızdık.
Birlikte televizyonun önünde oturmuş çizgi filmi izliyorduk.
"Anne?"
"Efendim miniğim?"
"Ben babamı özledim. Parka her kes babasıyla geliyor. Beni de babam götürsün istiyorum."
Çocuğun önünde sanki dilimi yutmuştum daha 2 buçuk yaşındaydı. Ama sözleri beni susturacak türdendi.
"Babanın önemli işleri var. O yüzden senin yanına gelemiyor."
"Ne zaman gelecek?"
"Bilmiyorum miniğim. Ama çok kısa zamanda geleceğine eminim."
Eğer daha çok burada kalırsam beni daha çok soru yağmuruna tutacaktı.
Bu yüzden mutfağa gittim ve akşam için yemek yapmaya başladım.
Yemeği yaptıktan sonra tekrar salona geçtiğimde miniğimin uyuya kaldığını gördüm.
Yavaşça kucağıma aldım ve odaya götürdüm.
Geceleri korktuğu için benimle uyuyordu. Bu yüzden kendi odası yoktu.
Miniği yatağa bıraktım ve üzerini yorganla örttüm.
Sonra yerde oturup sırtımı yatağa dayadım.
Yine gözlerim doldu. Yine eski zamanlar aklıma geldi. Yine her şey aklıma geldi.
Onu çok özlüyordum. Ne kadar kenara yansıtmak istemesemde bu bir gerçekti.
Bir haber alamıyorduk ve bu durumdan aşırı endişeleniyordum.
Ya bir şey olduysa, ya başına bir şey geldiyse.
Aklıma kötü düşünceler geliyordu. Ama hiç birini düşünmemeye çalışıyordum.
Ona bir şey olacak düşüncesi beni mahv ediyordu. Benim ondan ve kızından başka hiç kinsem yoktu.
Ben bu hayatın zorlukları onlar sayesinde katlamaya çalıştım.
Ben bu hayatta yalnız onlar için vardım.
Elimi boynuma attım ve boynumdan hiç bir zaman çıkarmadığım kolyeye baktım.
Bu kolye benim vazgeçilmezimdi.
Sonra ayağa kalktım ve kiyafet dolabımdaki tişörtünü aldım.
Bu tişörtü ondan çok ben giymiştim. Bu tişörtün bende nasıl kaldığını hatırladığında gülmeden edemiyordum.
Flashback.
Yağmurda koşarak bize en yakın olan Taehyung'un evine yetişmeye çalışıyorduk.
Yağmur çok şiddetliydi.
Aslında bunu seviyorduk. Ama neden kaçmaya çalışıyorduk bilmiyordum.
Aklıma gelen fikirle bir anda duraksadım ve iki kollarımı yana açarak yağmurda ıslanmaya başladım.
Bu çok güzel bir hissti.
"Jennie. Ne yapıyorsun sevgilim? Hastalanacaksın."
"Çok güzel ve eğlenceli. Hadi sende gel sevgilim."
O da bana eşlik etmeye başladığında daha da güzelleşmeye başladı.
Bir kaç dakika öyle kaldıktan sonra koşmaya başladık.
"Beni yakalayamazsın."
"Kendi dediğine kendin inandın mı?"
"Evet."
"O zaman seni yakalar yakalamaz öpücem."
"Yakala o zaman."
Yağmurun altında yakalamaca oynuyorduk ve bu çok eğlenceliydi.
Koşmaktan yorulduğum için yavaşladım. Yavaşlar yavaşlamaz Taehyung beni yakaladı.
"Adil değil ama. Mızıkçılık yapıyorsun."
"Ben mızıkçılık falan yapmıyorum. Seni yakaladım ve şimdi öpücem."
Sıcak dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı ve öpmeye başladı.
Dudakları dudaklarımın üzerinde dans ederken bende ona yetişmeye çalışıyordum.
Dudaklarını ayırdı ve durdu.
"Hadi eve gidelim sevgilim. Hastalanmanı istemem."
"Tamam."
Birlikte yine koşarak Taehyung'un evine geldik.
Sıcak eve girer girmez mıyışmaya başladım bile.
Bir problem vardı. Her yerim ıslanmıştı.
"Hadi gel sana kuru bir şeyler veriyim giyin."
"Çok iyi olur. Çünkü ben donuyorum."
Birlikte Taehyung'un odasına girdik ve bana kiyafet aramaya başladık.
Gözüme bir tişört çarptı.
"O siyah tişörtü versene."
"Al. Ben çıkıyorum değiştirdikten sonra beni çağır tamam mı?"
"Tamam."
Üzerimdeki ıslak kiyaferleri çıkardım ve Taehyung'un tişörtünü giydim.
Tıpkı onun gibi kokuyordu.
Odadan çıktım ve salona geçtim.
Taehyung çoktan üzerini değiştirmişti.
"Baya yakışmış sana. Benden güzel duruyor."
"Çok beğendim. Bende kalsın mı bu?"
"Nasıl istersen bir tanem."
"Benim uykum geldi. Uyuyalım mı?"
"Hadi gel gidelim."
Birlikte Taehyung'un odasına girdik ve bir birimize sarılarak uyuduk.
Flashback end.
Aklıma dolan anılar onu ne kadar çok özlediğimin kanıtıydı.
Elimdeki tişörtü giydim ve kızımın yanına uzanarak bende kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sevgilerle AnGel.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're My Tear || Taennie ✓
FanficSen Benim Göz Yaşımsın. Başlangıç: 18.11.2019 Bitiş: 24.06.2020