Our Baby

1K 84 7
                                    

Burnuma gelen ilaç kokusuyla lanet olası hastanede olduğumu anladım.

Lanet olsun.

Taehyung yine beni dinlemeden buraya getirmiş.

Bu çocuk neden anlamak istemiyor bilmiyorum.

Ben hastanelerden nefret ederim.

En sonunda zorda olsa gözlerimi araladım. Daha sonra yerimde doğruldum ve etrafa bakmaya başladım.

En sonun gözlerim Taehyungda durdu. Yorgun düşmüş bir şekilde koltukta uyuyordu.

Başımı kaldırıp saate baktığımda artık gece yarısı olduğunu gördüm.

Ben ne kadar uyumuşum ya.

Aradan beş dakika geçmeden kapı açıldı.

Gördüğüm kişiyle gözlerim fal taşı gibi açıldı.

Bu olamazdı.

Bu Rosie. Yani Chae Young olamazdı.

"Dur bi' dakika. Bu sen olamazsın Rosie. Galiba rüya görüyorum."

"Rüya falan görmüyorsun canım. Aynen benim."

"O zaman gel sarılalım. Seni çok özledim canım arkadaşım."

Rose ile üniversitede arkadaşdık.

Yani aynı üniversiteyi bitirmiştik.

Okuduktan sonra o Amerikaya çalışmaya gitti. Bense çalışmamakta ısrarlıydım.

Sarılmamız bittikten sonra bakışlarını Taehyung'a çevirdi.

"Siz hala birlikte misiniz?"

"Evet. Ama olaylar falan oldu. Onuda bir gün konuşuruz. Şimdi sırası değil."

"Tamam. Hadi bakalım. Seni hangi rüzgar buralara attı. Ben bildiğime göre sen hastanelerden nefret edersin."

"Ya ben biraz rahatsız oldum da. Bildiyin Taehyung işte. Her şeyi büyütüyor."

"O sana öyle gele bilir. O seni sevdiyi için endişeleniyor ve sana bir şey olur diye çok korkuyor. Bu yüzden onu kayb etmemeye çalış."

"Sence beni bırakır mı?"

Dedim Taehyung'un masum görüntüsünü izlerken.

"Bilmem. Hayatın işi. Geleceğimizi biz kurmayız. Kuramayız. Bu yüzden yaşayıp görmek lazım."

"Umarım beni yalnız bırakmaz."

Birden karnıma saplanan sancıyla ikiye kıvrıldım.

Lanet olsun bu da neydi şimdi.

"Jennie iyi misin güzelim?"

Ben ses çıkarmadım. Ama Tae uyanmıştı.

"İyiyim, iyiyim merak etme."

"Rose. Bu ağrılarının sebebi ne? Yani ciddi bir şey mi?"

"Merak etme Taehyung. Ciddi bir şey değil. Aksine güzel bir şey."

"Anlamadım."

"Tebrik ederim. Baba oluyorsun."

"Ha?"

Bir dakika ne?

Ciddi mi bu?

"Rose şaka yapmanın zamanı değil. Doğruyu söyle."

"Kızım ne şakası. Delirdin mi sen? Hamilesin diyorum. Bunun neyini anlamıyorsun."

"Hayatta inanmam. Şaka yapıyorsun. Hangi ara ya? Peki neden ben hiss etmedi.?"

"Orasını bana değil de karnındakine sor. Onu en iyi o biliyor."

Taehyung'a baktığımda tepki vermediğini gördüm.

"Enişte. Kime diyorum. ALO. Adam dondu be."

"Taehyung. Tae. TAEHYUNG KENDİNE GEL."

Sonunda sesim çok çıkmıştı.

Bir taraftan bağırıyor bir taraftanda kolunu dürtüyordum.

Doğrusu sevinmem gerekti.

Ama ben neden sevinemiyordum ki?

"Rose sen ciddi misin?"

"Evet enişteciğim. Ben ciddiyim."

Taehyung'un bana aniden sarılmasıyla ben de ona sarıldım.

İster istemez gözlerim dolmuştu.

"Nolursun çocuk gibi ağlamayın burada."

"Anne olda görürüz biz seni."

"Aman sağ ol enişte. İstemez. Sana kalsın."

"Hadi çok konuşmada işine dön."

"Bilmiyorum farkında mısın ama sana müjdeni veren bendim."

"Tamam. Hediyeni veririm gelicek sefer geldiğimizde."

"Tamam. Gidiyorum."

"Ya çocuklar başım şişti. Yeter artık ama ya."

"Özür dilerim hayatım. Sustum ben."

"Tamam o zaman. Siz dinlenin ben de hastalarıma bakıyım. Yarında gidersiniz. Bye."

"Görüşürüz."

Rose gittikten sonra biraz yana kaydım ve Taehyung'a uzanması için yer açtım.

"Hadi gelsene."

"Yok ya. Ben sizi rahatsız ederim."

"Ama biz sensiz uyuyamayız ki."

"Off tamam."

Taehyung gelip yanıma uzandı ve kollarımı beline sardım o da ellerini enseme sardı.

Bu çok güzel bir hissti.

"İnana biliyor musun? Sen anne oluyorsun ben de baba. Bizim bebeğimiz olucak."

"Gerçekten bende inanmıyordum. Ben böyle bir ihtimal beklemiyordum. Hiç aklımın ucundan bile geçmemişti."

"Aslında ben düşündüm. Sonra dedim bu kız doktor benden iyi bilir. Olmaz böyle bir şey. Ama sen nereden bilesin ki. Hadi uyu. Yarın evimizde doya doya konuşuruz."

"Tamam. İyi geceler."

"İyi geceler."

Sevgilerle AnGel.

You're My Tear || Taennie ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin