I'm not well

995 88 8
                                    

1 ay sonra.

Jennie'den

Sabah gözlerimi mide bulantısıyla açtım.

Neredeyse 1 haftadır her sabah böyle uyanıyordum.

Büyük ihtimal midemi üşütmüştüm.

Yanıma baktığımda yanım boştu.

Midemi sıvazlaya sıvazlaya odamdan çıktım ve merdivenlerden aşağıya indim.

Bu gün sanki midem daha çok bulanıyordu.

Hatta mutfaktan gelen yemek kokusu daha kötü yapıyordu.

Mutfağa girdim ve masaya oturdum.

"Günaydın hayatım."

Dedi Taehyung yanıma gelerek.

"Günaydın."

Çatık kaşlarıyla yüzüme bakmaya başladı.

"Ne oldu sana? Hasta mısın?"

"Bilmiyorum. Midem bulanıyor. Hemde halsizim. Galiba midemi üşüttüm."

"Mideni üşüttüysen bir hafta çekmez. Bir haftadır her gün böyle uyanıyorsun. Ciddi bir şey ola bilir. Kahvaltıdan sonra doktora gidelim."

"Ya Taehyung istemiyorum. Hastaneleri sevmediğimi biliyorsun. Hem ben kendimde doktorum. Ben bilmiyor muyum bana ne olduğunu?"

"Sana söylüyorum. Kendi ayaklarınla gideceksin. Benim götürmeme gerek kalmayacak."

"Tabi tabi."

"Neyse hadi yemek ye biraz. Kaç gündür doğru dürüst yemekde yemiyorsun."

"Yemek istemiyorum. Midem bulanıyor."

"Ama yemezsen daha kötü olursun. Hadi azıcık ye."

"Off tamam."

Zorda olsa bir iki lokma yemiştim.

"Doydum."

"Daha hiç bir şey yemedin."

"Ya yiyemiyorum Taehyung. Anlasana."

Sinirlenmiştim ve bu yüzden sesim biraz sert çıktı.

Ama neden bilmiyorum.

Offf.

Tanrım lütfen bana yardım et.

Ne oluyor bana böyle?

Mutfaktan çıktıktan sonra kendimi salondaki koltuğun üstüne attım.

Daha midemdekileri tutamayacağımı anlayarak lavaboya koştum.

Midemde hiç bir şey yoktu.

Az önce yediklerimide böyle boşaltmıştım.

Kusmakla.

Hayatta en sevmediğim şey kusmaktı.

Birden kapının açılmasıyla Taehyung içeri girdi.

"Jennie. İyi misin aşkım?"

"Tarhyung git. Ben çıkarım."

"Ya kızım ayak üstünde duramıyorsun hala git diyorsun. Hadi elini yüzünü yıkayalım."

Belimden tutarak beni yerden kaldırdı ve yüzümü soğuk suyla yıkamaya başladı.

Yüzümü yıkadıktan sonra lavabodan çıkmaya çalıştım.

Ama başımın dönmesiyle Taehyung'a tutundum.

Taehyung anlamış olacak ki beni kucağına aldı ve salona götürdü.

Salondaki yumuşak koltuğa bıraktı ve önümde eyilerek saçlarımı okşadı.

"İyi misin aşkım. Çok korktum."

"İyiyim. Merak etme."

Ayağa kalktı ve koltuğun diyer yanındaki battaniyeni alıp üzerime örttü.

"Bana kırıldın mı?"

Sorduğum soruyla biraz yüzüme baktı.

"Yoo. Neden kırılayım ki?"

"Demin seninle sert konuştum. İnan bende bilmiyorum neden böyle olduğumu. Özür dilerim."

"Önemli değil. Alışığım ben senin ani ruh deyişimlerine."

"Şimdi beni övdün mü sövdün mü bilemedim. Ama şimdi bir şey yapacak halim yok."

"Kendini yorma. İstersen film izleyelim. Ne dersin?"

"Bana uyar. Komedi izleyelim mi?"

"Tamam. İzleyelim."

Taehyung oturduğu yerden ayağa kalktı ve filmi ayarladı.

Film güzel gidiyordu.

Taki Tae beni gıdıklamaya başladığı zamana kadar.

"Ya Tae yapma."

"Ama benim hoşuma gidiyor."

"Benim gitmiyor. Yapma."

Yine durmadığı için ayağa kalktım ve evi turlamaya başladık.

Birden başımın dönmesiyle gözlerim karardı ve dengemi kayb ettim.

Son anladığım tek şey Taehyung'un benim yere düşümeme izin vermemesiydi.

Sevgilerle AnGel.

You're My Tear || Taennie ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin