Taehyung gitmişti.
O gittikten sonra Rose'yi beklemeye başladım.
Mutfağa gidip su içtiğimde birden kapı çaldı.
Hızlı adımlarla kapıya ulaştım ve kapıyı açtım. Tabii ki de gelen Rose'di.
"Hoşgeldin. Geç içeri."
"Hoşbuldum da. Bu önemli mesele ne? Yani ne hakkında konuşacağız?"
"Geç salona konuşalım. Bir şeyler ister misin?"
"Yok. Hadi çatladım ben."
Birlikte salona gittik ve koltuğa oturduk.
"Dinliyorum hayatım."
"Bak şimdi söylediklerimi iyi dinle. Jong In burada."
"Ne? Bildiğimiz sapık Jong In."
"Aynen öyle. Ve Taehyung şimdi onun yanına gitti. Büyük ihtimal Taehyung'un evinde kalacak."
"Taehyung ne alaka?"
"Rose hatırlamıyor musun? Eskiden yakın arkadaşlardı."
"Öyle mi? Ben bilmiyordum. Peki Jong In'ın sapık olduğunu Tae biliyor mu?"
"Hayır bilmiyor."
"Neden söylemedin ki? Malsın gerçekten."
"Söyleyemedim. İki arkadaşın arasına girmek istemedim."
"Anladım. Sonra ne söyleyecektin?"
Rose'nin söylediyi şeyle yüzüm düştü. Ya sandığım gibi olsa.
"Jennie. Sana diyorum ne söyleyecektin? Daldın gittin yine."
"Şey.... Ben korkuyorum."
"Neden?"
"Durduk yere sık sık karnıma sancılar giriyor, midem daha çok bulanıyor, geceleri sancılar yüzünden uyuyamıyorum. Bu yüzden günün çoğunu halsiz geçiriyorum. Taehyung'a çaktırmamak için çok çabalıyorum. Bunun altında bir şey var değil mi?"
Sustu.
Hiç bir şey söyleyemedi. Çünkü biliyordum.
"Rose sana diyorum. Neyim var? Söylesene. Saklamakla düzelmeyeceğini ikimizde çok iyi biliyoruz."
"Tamam. Sinirlenme söylüyorum. Bebeği taşıyacak kadar güce sahip değilsin. Hamilelik dönemin iyi geçmeye bilir ve sık sık düşük riskleri yaşarsın. Bebeği eğer doğurmaya çalışırsan öle bilirsin. Çok zayıfsın Jennie. Bedenin bunu kaldıramaya bilir."
Evet. Tamamen doğru anlamıştım. Ya bebeğim ya kendim. Seçim yapmalıydım.
"Ne kadar şansım var."
"Eğer dirençli olsan bebeği tuta biliriz. Bebek normal doğarsa yüzde on yaşama şansın var. Ameliyayla bebeği alırsak ikinizinde yaşama şansı elliye elli. Bunları söylemek benim için çok zor Jennie. Gerçekten nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum."
"Bunların hiç birini Taehyung'a söyleme."
"Ama bilmesi gerekiyor. Taehyung çocuğun babası."
"Hayır Chae Young. Olmaz dedim. Ne sen söyleyeceksin ne de Taehyung bilecek."
"Tamam. Sen bilirsin."
"Neyse. Kahve içer misin?"
"İyi olur."
Oturduğum koltuktan kaltığımda başım dönsede aldırış etmedim.
Mutfağa yavaş ilerlerken bir tarafdan ne yapacağımı bir tarafdan sancımın neden birden artmasını sorguluyordum.
Mutfağa girdiğimde dayanamayıp sandalyelerin birine oturdum. Cidden ölüyordum.
Bir iki dakika sonra kahve yapmak için ayağa kalktım. Tezgahın yanına geldiğimde gözüm karardı ve çok geçmeden kendimi yerde buldum.
Taehyung'dan
Hava limanında durmuş öylece Jong In'ı bekliyordum.
Çok geçmeden elindeki valizlerle yanıma doğru yaklaşdığını gördüm.
"Naber kanka? Görüşmeyeli uzun zaman oldu."
"İyilik senden naber?"
"Eh! İşte yaşıyoruz bir şekilde."
"Tamam. Hadi bin arabaya bana gidelim. Yol geldin yorulmuşsundur."
"Tamam. Hadi gidelim."
Birlikte arabaya bindikten sonra eve doğru sürmeye başladım.
Acilen bunu burdan gönderib Jennie'nin yanına dönmem gerek.
Eve geldiğimizde arabadan indik ve eve girdik.
"Bir şeyler ister misin?"
"Yok sağ ol."
Birlikte koltuğa oturduk ve konuşmaya başladık.
"Söyle bakalım. Hangi rüzgar attı seni buraya?"
"Benim liseden beri hoşlandığım biri vardı ya."
"Evet. Şu mehşur kız."
"İşte onun için geldim."
"Ne yapacaksın ki?"
"Ona açılmayı düşünüyorum. Eğer kabul ederse onuda alıp gidicem."
"Kimmiş bakalım şu mehşur kız? Tanıyor muyum?"
"Evet. Hatta senin sayende tanıdım diye bilirim."
"Gerçekten mi? Hadi söyle bakalım kim?"
"Kim Jennie."
Jennie.
Benim sevgilim Jennie.
Şaka mı yapıyor yoksa ben mi öyle duydum.
"Ne?"
"Burada şaşırılacak ne var ki? Sen onunla arkadaşlığını bitirmemiş miydin?"
"Şey. Liseden beri görüşmüyoruz. Ne diye bilirim ki kendi kararın."
Birden telefonumun çalmasıyla söyleyeceyi şey yarım kaldı.
Arayan Rose'di.
-Alo!
-Alo! Taehyung. Neredeysen hemen hastaneye gel.
Dediyi şeyle ayağa kalktım. Ne hastanesinden bahs ediyordu bu?
-Neden?
Jong In yanımda olduğu için rahat konuşamıyordum.
-Jennie birden bayıldı. Benim çalıştığım hastaneye gel. Bizde oraya vardık.
-Tamam.
"Ne oldu?"
"Benim şimdi acilen gitmem gerek. Sen evde kal 2 saate geliyorum."
"Tamam."
Ne yapacaktım şimdi ben?
Jong In bir tarafdan kafamı karıştırmıştı.
Jennie'ye ne olmuştu acaba?
Tanrım lütfen bebekle Jennie'ye bir şey olmasın.
Sevgilerle AnGel.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're My Tear || Taennie ✓
FanfictionSen Benim Göz Yaşımsın. Başlangıç: 18.11.2019 Bitiş: 24.06.2020