Jendeukie

781 73 64
                                    

Jennie'den

Kulağımın dibinde dır dır öten telefonumu alıp yere fırlatmama ramak kalmıştı.

"Jennie. Şu telefonu sustur lütfen."

"Kimki acaba?"

Telefonu elime aldım ve zar zor gözlerimi açarak arayan kişiye baktım.

Arayan kişiyi gördüğümde telefonu Taehyung'un görmemesini sağladım.

Gerçi gözünü açamaya hali yoktu.

"Kim arıyor?"

"İşten arıyorlar. Sen uyu hayatım bakıp geliyorum."

Telefonu aldım ve mutfağa gidip telefonu açtım.

-Alo! Eun Jin.

-Alo! Unnie nasılsın?

-İyiyim sen?

-İyi diyelim ki iyi olalım.

-Neden aramıştın? Yanlış anlamada kaç yıldır konuşmuyorduk.

-Abim yanında mı?

-Abin sence senle konuşur mu? Ne diyeceksen bana söyle. Ben söylerim ona.

-Haklısın. Şey annem, ben ve Jong Gyu abim Koreye dönüyoruz.

-Ne? Ciddi misin?

-Bunu abime ancak sen söyleye bilirsin. Lütfen bir şekilde söylemeye çalış.

-Peki tamam. Söylerim.

-Tamam. Görüşürüz.

-Görüşürüz.

Ben şimdi ne yapıcaktım. Taehyung'a söylesem tepkisi bu olacak.

Ne kızını ne de annesini istemiyorum. Onlar benim için bittiler. Jong Gyu geliyorsa gelsin. O ikisini görmek istemiyorum.

Aynen bu şekilde.

Odaya geçtiğimde uyandıklarını gördüm.

"Uyandıysanız yemek yiyelim."

"Ben acıktım. Bana güzel yemeklerinden ver birtanem."

"Görende 3 gündür yemek yemiyor sanacak."

"En son dün sabah yedim. Açım ben aç."

"Mızmızlanma. Hadi gelin yiyelim birşeyler."

Ben daha nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum.

Jung Mi'nin yanında söylesem çok sinirlenmez bence.

Çok akıllısın be kızım. En iyisi miniğin yanında söylemek.

"Gelebilecek misin?"

"Jennie abartma. Alt tarafı dayak yedim."

"Beni unuttunuz mu?"

"Seni hiç unutur muyuz? Hem sen bana daha küs müsün?"

"Yok sadece üzülmüştüm."

Birlikte mutfağa geçtik ve yemeğe bir şeyler hazırladım.

Yedikten sonra mutfağı toplamaya başladım.

Şimdi zamanıydı.

"Taehyung?"

"Efendim."

"Bir şey söyliycem."

"Söyle."

"Nasıl desem?"

"Jennie uzatma söyle. Ne oldu yine?"

"Annen, Eun Jin ve Jong Gyu geliyor."

"Ne?"

"Bildiğin geliyolar."

"Hangi yüzle? Jong Gyu gelirse gelsin. Ama o ikisini görmek istemiyorum."

"Gelince kendilerine söylersin. Ben bilmiyorum."

"Sabah seni arayan Eun Jin'di. Öyle mi?"

"Ya Taehyung sende taktın kıza ya."

"Çocuğun yanında bağırtma beni. Onun yüzünden arkadaşımla düşman oldum ben."

"Bir yalnış yapmış işte. Affetmekten başka çaren yok."

"Neyse ben gidip biraz uzanıcam. Gelirlerse ben yokum evde."

"Tamam hayatım senide çağırırım. Gelip böyle doya doya sarılırsın."

"Jendeukie!"

"Bana öyle seslenme sevmiyorum."

"O zaman sende benim sevmediğim şeyleri yapma."

"Şerefsiz."

"Bende seni seviyorum."

Mutfağı topladım ardından akşam için yemek yapmaya başladım. Gelecekler nasıl olsa. Aç bırakacak halim yok ya.

O kadar uyumuştuk ki akşam olacaktı neredeyse.

Miniği odaya götürdüm ve üstünü değiştirdim. Sonra kendimde üzerimi değiştirdikten sonra Taehyung'un yattığı odaya gittim.

Hazır minik televizyon izlerken biraz baş başa kalalım.

Gidip yanına uzandım. Arkası bana dönüktü bu yüzden geldiğimi görmedi.

"Taehyung. Tae."

"Ne var?"

"Bana trip mi atıyorsun? Bak konuşmam seninle."

O an arkasını döndü. İşimi iyi biliyorum.

"Yok ya ne tribi. Sadece biraz yorgunum."

"Tamam o zaman."

Başımı göğsüne koydum ve kollarımı beline sardım. Şimdi tam zamanı.

"Taehyung?"

"Efendim güzelim."

"Annenle konuşmayacak mısın?"

"Hayır. Çünkü o kendi öz babamın benden nefret etmesine neden oldu. Ben ona o adamla evlenme dedim. Üvey babam bana, bize neler yaşattı. Onun yüzünden senden ayrıldım. Cidden hala onu affetmemi bekliyorsa. Beklemsin."

"Tae. Artık bu inatçılığını bir kenara koy. O senin annen. İstesende istemesende. Kıymetini anca ona bir şey olduktan sonra öğrenirsin. Benim annem yok ve onu çok özlüyorum. Onu bir daha görmem imkansız. Ama senin annen tam burnunun dibinde ve bu şansı değerlendir."

"Sen ağlıyor musun?"

"Yok. Ağlamıyorum."

"Jennie beni kandıramazsın. Ben seni senden iyi tanıyorum. Ağlama küserim yoksa."

"Offf. Tamam."

"Senin için daha yumuşak davranmaya çalışıcam."

"Teşekkür ederim."

Birden kapı çaldı ve yerimden kalktım.

"Hadi Taehyung. Geldiler. Ve gülümsemeye çalış. Düğünü ertelenmiş gelinler gibi somurtma."

"O ne be?"

"Her neyse. Hadi gel."

Oflaya puflaya yerinden kaldırdım ve kapıyı açamaya gittik.

Evet. Macera şimdi başlıyordu.

Sevgilerle AnGel.

You're My Tear || Taennie ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin