Suçlu Kim?

Gözlüğün Peşinde

Medyadaki Çisem

Bu adamdan öğrenecek çok işim vardı. Polis amiri "O zaman 1.80 boylarında kulağının arkasında iz olan bir adam arıyoruz" dedi. 

Sherlock Holmes'i aratmayan dedektif polis amirini umursamayarak arkasını dönüp yürümeye başladı. Bense arkasından.

***************

"Evet, söyle bakalım soruşturmaya nereden başlamalıyız?" diye soran dedektif ile düşünmeden "Olay yerinde katil hakkında bilgi vermiştiniz. Katilin hakkında bilginiz var ise bir şahit olmalı. Onunla konuşmalıyız" diye yanıt verdim. Dedektifin yüzü memnun olmuşa benziyordu.

"Hiç fena değil. Lakin şahidimiz onları söylediği gibi son sözlerini de söylüyordu" diyen dedektif ile yıkıldım. 

"O zaman nereden başlayacağız ?" diye sordum. Dedektif kısa bir bakış attıktan sonra "Gözlüklerden... Olay yerinde olmayan gözlüklerinden başlayacağız" diye yanıt verdi.

Peki, bir gözlüğün peşine nasıl düşebilirdik? 

******

"Evet, söyle bakalım kaç dükkân kaldı?" diye soran dedektif ile Akevler bölgesindeki tüm gözlükçülerin olduğu listeye baktım ve listedeki tek bakmadığımız dükkân olan Bilge Gözlükçülük dükkânının ismini dedektife söyledim.

"O zaman ne bekliyorsun? Haydi, arabaya, kaybedecek zamanımız yok " diyen dedektif ile arabanın şoför koltuğunun yanındaki yolcu koltuğuna oturdum.

Ama kafama takılan bazı sorular vardı. Dedektifte sorularımın olduğunu anlamış olmalı ki "Hadi sor bakalım." Dedi.

"Maktulün gözlükçüsünün bu bölgede olduğuna nereden emin olabiliyorsun ki? Yani kurbanımız gözlüğü için farklı bir bölgedeki gözlükçüleri de seçebilirdi." diye kafamı kurcalayan soruyu sordum. Dedektif sorduğum sorunun mantıklı olmasından dolayı gülümsemişti.

"Kadın bir gazeteci. Masasının üzerindeki evraklarının çoğunluğundan meşgul olduğunu anlayabiliriz. Bu bilgiler ile de maktulümüzün o yoğunluğu arasında evinin ve iş yerinden daha uzak bir yerdeki gözlükçüye gitmesi çok saçma olmaz mı?" diyen dedektif ile kaşlarım çatıldı.

1Ama sen nasıl maktulümüzün hangi işle uğraştığını bilebiliyorsun ki? Daha kimliği bile belli değil." dememin üstüne dedektif kızgın bir şekilde

"Sen beni hiç dinlemiyor musun? Az önce de dediğim gibi masasının üstünde ki evraklardan." diye yanıt verdi. Ve bu sohbetten sonra gözlükçüye kadar hiç konuşmadık.

Gözlükçüye varmış tam arabadan inmişken otopsi görevlisi Ece'nin araması ile duraksadım ve telefonu açtım.

Telefonumu kulağıma götürdükten sonra "Efendim Ece" dedim.

"Maktulümüzün kimliği belli oldu da arayıp söylemek istedim" diyen Ece ile heyecanla "Kimmiş?" diye sordum.