30.BÖLÜM: "ŞEYTANIN İNİ"

6K 217 404
                                    

"Şeytanın ini tüm mahkumların katliam yapmak isteyen yönüne kilit vurmasını sağlarken bunu bilen sadece bir kişi vardı. O da tam şuan aralarında sessiz bir şekilde gülümsüyordu... Gülen şeytanın ta kendisiydi."



30.BÖLÜM: "ŞEYTANIN İNİ"



Tünelde sinirli bir şekilde yürürken birden yere çakılmam ile çığlık attım.
Kolumdan tutarak nazik bir şekilde beni kaldıran Mavi ile ona baktım sağ gözü morarmaya başlamış, bununla birlikte burnundan akan kan da durmuş görünüyordu. Bana yardımı için teşekkür edip ona bakmadan yürümeye devam ettim, sağ tarafımda ki hareketlilik ile o yöne baktım. Rüzgar sol omzuna attığı çantam ile bana kaşlarını çatmış bir şekilde bakıyordu.
Belli ki benimle konuşmak istiyordu ama şimdi ne sırası ne de yeri değildi.

"Sonra konuşalım olur mu?" Olumlu anlamda gözlerini yumunca sessiz bir şekilde teşekkür ettim. Hala olanları düşünürken sinir tekrar tüm hücrelerimi yokladı.


2 Saat önce

Mavi'nin yüzüne inen Alkan'ın yumruğu önce ortamda büyük bir sessizlik oluşturup sonrada büyük bir yaygara koparmıştı. Mavi'nin arkadaşları Alkan'a saldıracakları vakit Mavi bunu tek hareketi ile durdurmuş üstüne ise gür bir sesle kahkaha atmıştı.

'Sanki Alkan'dan yumruk yiyen Altemur da Mavi onların bu halinden zevk alırcasına gülüyordu hasbinAllah! Bu çocuk az önce dayak yemişti ulan ne diye gülüyor.'

"Gerçekten mi bu kadar mı?" Diyerek daha fazla güldü. Düştüğü yerden kalkacağı vakit, Alkan yakalarından tutup onu kolaylıkla yerinden kaldırdı "Siktir git! Daha fazla görünme gözüme." Alkan'ın sözlerinden sonra gülmesi bir anlık durdu gözünden gördüğüm de neydi hayal kırıklığı mı?

"Bence burada kalabilir?" Sorum ile derin bir nefes alan Emre bana doğru döndü.

"Burada kalması için bir sebep söyle?"
Sorusuyla dumura uğrarken ne diyeceğim hakkında fikirler üretmeye başlamıştım.

"Neden burada kalması için bir neden veya sebep gerekiyor ki?" Bu çok saçmaydı burada ben ve Rüzgar da vardık ama burada kalmamız için bir nedenimiz yoktu.

"Belki bizim için de aynı şeyleri düşünüyorlar!"

İç sesimin haklılıği ile susarken ortama ayak uyduran herkesi gözden geçirdim ve sonunda onunla buluştu gözlerim, duygusuz bakan gözleri ve çatık kaşlarıyla bu dünyaya aykırıydı.

"Eeee artık gitsenize!" Mersa'nın yayık bir şekilde konuşması beni ona bakmaya zorlarken saçlarını yolup eline vermek istedim.

"Ama ben bu kızı döverim. Esme'nin yelloz yancısı."

"Her lafa atlamana bir şey demiyorum Mersa ama gereksiz bir şekilde konuya sen dahil olunca fazla sinir bozucu oluyorsun! O yüzden benim sözcüsü olduğum bir konuya sen dahil olma tamam mı?" Sahte bir gülücük ile sarf ettiğim kelimeler yüzünden kaşları çatık bir hal alırken konuşmasına izin vermeden hemen çantamı bıraktığım yerden alıp sinirle kapıya doğru yürüdüm, unuttuğum hazır cevabım ile Emre'ye döndüm. "Onların burada olması için bir sebebe veya nedene ihtiyacınız varsa ki siz böyle düşünüyorsunuz." Omzumu kapıya yaslayarak kendimi ve Rüzgarı işaret ettim. "Aynı şeyleri bizim için düşünmemeniz için de bir sebep yok değil mi?" Havalı bir şekilde saçlarımı savurarak arkamı döndüm artık burda kalmanın bir anlamı yoktu. Onlarla kaldığım her an beni dışlayacaklardı ve ben bunun olmasına izin verecek biri değildim. Arkam'dan gelen ayak sesleri ile bir anlık duraksama yaşadım fakat sonra tekrar yoluma devam ettim büyükihtimal Rüzgar beni takip ediyordu.

Şeytan'ın İni +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin