22.BÖLÜM: "MERHAMET"
Yeni bir hayata başladım istemeyerek. İlk adımımı atmam için ayaklarımı kırdılar sonra yürüyemediğim için vurdular. Kendi kendimi iyileştirip ilk adımımı attım bir şekilde... onlar benim hayatımdan çaldı bende kendi hayatımdan çaldım ve çalmaya devam ediyorum adımlarımı sağ salim değil savrularak atıyorum. Hayatımı başkalarının çalmalarına ben izin verdim. Beni savurmalarına ben müsaade ettim. Kendimi çok ezdirdim, ezilmeye ve ezdirmeye devam ederek bir süre yaşadım ta ki aklım başıma gelene kadar. Küçük bir oyun var herkesin bana karşı oynadığı, küçük bir oyun. Kukla olmuşum ellerinde acımasızca savuruyorlar bedenimi. Hayatım onların ellerinde ve beni olabildiğince yıpratıyorlar hiç durmadan bir yerlere savuruyorlar ve bunu acımasızca yapıyorlar. Hayatıma yön verecek benliğimi arıyorudum, Belki bir tek o izin vermez yıpranmama kendime olan inancımı uzun bir süredir kaybetmiştim menzilimi bulamıyordum. Kimine göre basit bir insandım, kimine göre çelimsiz ve iğrenç bir insan. Bana takılan saçma sapan isimler ile hayatıma kaldığım yerden devam ediyordum bir şekilde.
Son sınıfı okuduğum zaman benim hayatımın altüst olmadığı güzel günlerdi, sonra hukuk fakültesini bitirmiştim ve şimdi bu lanet olası yere düşmüştüm. Belki de hayatın benim için yüzüme vurduğu en şiddetli ve büyük darbeydi bölümümü bitirip böyle bir yere düşeceğim. O gün'den sonra hep bir boş vermişlik oluştu sol tarafımda, çok acıttı kalbimi aniden gelen kasırga. Hayatım iki'ye ayrılmayacak kadar acı doluydu en güzel günüm bile kötünün iyisiyken ben ne diye hala yaşıyordum ki!
Zaten doğarken ağlamıştık yaşarken neden mutlu olalım. Kim öleceği günü gülerek beklerdi neden öleceğimizi bile bile yaşıyorduk? işte bu yüzden mutluluğa da inancım kalmamış çıkmaz sokaklara takılı kalmış, kaybolmuştum. Kurtulmayı istemiyordum çünkü karanlığı içime hapsederek o şansı kendi elimden almıştım.Tavandan gelen tıkırtılar ile yerimizde bir süre sessizce bekledik. Bu bekleyiş o kadar uzun gelmişti ki kendimi bir an devlet hastanesinde sıra bekliyor gibi hissettim. Alkan daha fazla dayanamamış olmalı ki birden ipi sıkı bir şekilde tutarak aşağıya yani kendine doğru çekti, içimde ki kötü hise engel olamayarak eş zamanlı Alkanı kendime doğru çektim. Bunu neden yapmıştım bilmiyordum fakat yaptığım için hiçbir pişmanlık belirtisi yoktu içimde.
Yatağa düşen fareler ile dudaklarımdan dökülecek olan çığlık son anda Alkan tarafından bastırıldı. Alkan'ın eli hala dudaklarımı kapatırken gözlerimi sonuna kadar açmış bir şekilde tavan arasından sürü şeklinde aşağı düşen fareleri izliyordum. Sağ ayağımın üzerine tırmanmaya çalışan fare ile gözlerim irice açıldı Alkan durumu fark etmiş olmalı ki fareyi ne zaman çıkardığını bilmediğim çakı ile üzerimden çekti. 'Teşekkür ederim.' Kısık bir sesle teşekkür edip ona baktım. Alkan belimden kavrayarak beni duvarın yanında ki sehpanın üzerine bıraktı bu durum her ne kadar içimi rahatlatmaya yetsede farelerin varlığı korkudan terlememe neden oluyordu. Birbirinin üzerine tırmanan siyah ve gri karışımı fareleri gördükçe çoktan kaşınmaya başlamıştım.
Oda'da en çok sesi çıkaran Mersa ile Esme artık sabrımın son demlerine gelmemi sağlıyordu. Arkadaşları ile bu kadar çabuk karşılaşmayı beklemiyor gibiydiler. Her ikisi psikolojimi bozmuş kulak zarlarımı patlatacak duruma getirmişlerdi. Esme Yağız'ın omzuna atlamış farelere Yağız'ı yem ediyordu. Yağız ağız dolusu küfürler ederken gözlerim duyduklarım ile irileşti bu kadarına da pes yani!
Yağız'ın üstüne tırmanan fare Esme'nin ayağına çarpınca odada küçük bir kaos çıktı. Esme hızla Yağız'ın omuzundan inip farenin düşmesini sağlayarak benim olduğum tarafa koşmaya başladı zaten üç adımlık bir mesafe vardı aramızda sağolsun bunu sıfıra indirerek Alkan'ın kucağına atladı. Evet resmen atladı! Alkan şaşkın bir şekilde Esmeyi tutarken onların bu haline şuanda bile göz devirebiliyordum.
Mersa Altemur ile masanın üzerine çıkmış farelerden uzak duruyorlardı.
Kiraz abisi Emre'nin kollarındaydı Emre bir iki adım atarak yanlarında bulunan sandalyenin üzerine çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan'ın İni +18
ChickLit"Burası bizim dünyamız olmayacak kadar kirli." Diyerek yutkundum ve ona bakarak devam ettim. "Benim hayallerim bu kadar basit ve kirli olamaz, benim hayatım bu kadar değersiz olamaz anlıyor musun!" Kafasını ağır bir şekilde salladı ve "Olmayacak." D...