"Burası bizim dünyamız olmayacak kadar kirli." Diyerek yutkundum ve ona bakarak devam ettim.
"Benim hayallerim bu kadar basit ve kirli olamaz, benim hayatım bu kadar değersiz olamaz anlıyor musun!"
Kafasını ağır bir şekilde salladı ve "Olmayacak." D...
Dördüncü adımımda sigarasını yere atarak pahalı ayakkabısıyla üstüne bastı. Ezilen şey izmarit değil kalbim olabilirdi, çünkü onun karşısında kalbim arsız bir fırtınada direnmeye çalışan, bir ağacın dalına ömrü boyunca tutunmaya çalışan yaprak gibiydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ateşim seni yakmadan, ben sana kapılmadan beni bırak Ölüm Meleği...
46.BÖLÜM: "ATEŞLE BARUT"
Malikane'ye geldiğimizde herkesin salonda toplandığını fark etmemek imkansızdı. Tanımadığım üç kişi daha vardı salonda, bunlar kimdi? Sarışın genç kız yanında duran orta yaşlı adamla konuşurken Alkan'ın babası onları pek umursamadığı için bahçeye çıkmış olmalıydı.
Bayan Agata'nın yanında duran kadın ise ona bir şeyler anlatıyordu. Bayan Agata beni fark ettiği gibi bana bakıp alttan alttan gülümseyerek şeytani bakışlarıyla beni süzdükten sonra burun kıvırarak bakışlarını üzerimden çekti.
"Ah oğlum geldi Carla, neden fark etmedin? Normalde sen onun geldiğini hissedersin." Ne demeye çalışıyordu bu kadın? Hem bu Carla denilen kadın kim oluyordu da Alkan'ı hissediyordu. Kıskançlık damarım beynime uyarı verirken gülümsedim. Sonuçta Bayan Agata bizi ayırmak için elinden geleni ardına koymayacaktı.
"Bay Siniestro." Bunu öyle bir ses tonuyla söylemişti ki kız halimle sinirlerim bozulmuştu! Bu cilveli ses tonunu neden kullanıp tüm sinirimi gün yüzüne çıkartmıştı? Alkan'a doğru koşarak kollarını iki yana açan kız yanımdan duman hızıyla geçmişti.
"Sakın." Alkan'ın beni duyup duymaması benim için önemli değildi, eğer o kıza yaşananlardan ve o ses tonundan sonra sarılmayı göze alacak kadar cesareti varsa benimde daha yeni başlayan ilişkimizi sonlandıracak kadar cesaretim vardı.
Alkan'a döndüğümde kıza sert bir şekilde baktığını gördüm. Kız kolları havada durmuş bir şekilde Alkan'a bakıyordu, sanki birazdan ağlayacak gibi bir hali vardı.
"Carla bunu bir daha denersen bu eve ne seni, ne de bağın olan birini sokarım." Kız dahil Bayan Agata bile şok olurken benim keyfim yerine gelmişti.
"Umarım kulaklarınız iyi duyuyordur, Alkan'ın Söylediklerini tekrar etmesini istemem." Konuyu çarpıtmadan, Bayan Agata'nın da bundan kendine pay ayırmasını istedim.
"T-tamam." Carla tedirgin bir şekilde konuşurken guruldayan karnımla yüzümü buruşturdum. Sesi sadece ben duymuştum fakat Alkan sanki hissetmiş gibi yanıma geldi. Eli belimdeki yerini alırken beni kendisine çekmiş başıma derin bir buse kondurmuştu.
