12. Bölüm

2.3K 209 94
                                    

-Seçim-


*Bir Hafta Önce*


''Ona bunu yapanı öldüreceğim. Duydun mu Seokjin?''

Hastanenin rahatsız edici havasını solumaktan yorulan Seokjin ağırlığını sağ bacağından soluna verirken derin bir nefes aldı.

''Kim Namjoon. Aslında Kim Taehyung... Ona bulaşırsan, olabilecekler konusunda seni uyardığımı hatırlıyorum.'' Hala bilinçsizce yatan Daehyun'u izlerken söylediğinde Jungkook cama dayadığı elini hafifçe geri çekip vurdu.

''Teklifin hala geçerli mi?'' yılgın sesini duyduğunda Seokjin dönüp öfke saçan gözlere baktı.

''Her zaman geçerli olduğunu söylemiştim.'' dedi. Jungkook hafifçe başını öne arkaya salladı.

''Ne yapabilirsin?'' tekrar dönüp Daehyun'a bakarak sorduğunda Seokjin onu izlemeye devam ediyordu. Sıktığı çenesi, şakağında hızla atan damarı onun öfkesinin sadece dışa vurumuydu.

''Bir planım var...''

''Ben de planının ne olduğunu soruyorum!'' Jungkook sesini yükseltip kızarmış gözlerini ona diktiğinde derin bir nefes aldı.

''Ne kadar az bilirsen senin için o kadar iyi...'' Seokjin'in samimi ifadesiyle geri adım atan Jungkook hafifçe güldü.

''Sana güvenmemem gerektiğini söylemişti.'' Daehyun'a her zaman sonsuz güveni vardı. Söylediklerine tereddüt etmeden inanırdı ama şimdi onun bu hale gelmesi bocalamasına neden olmuştu.

''Doğru söylemiş.'' Seokjin kollarını önünde bağladığında diğeri cama yasladığı elini cebine gönderdi. Bir süre sessizce sadık adamını izledi.

''Vazgeçmiştim Seokjin. İntikam artık umurumda değildi. Geri dönmeyi planlıyordum.''

Jin duyduklarına şaşırmıştı. Boğazını temizleyip kuru dudaklarını ıslattı. ''Kaçıyor muydun yani?'' diye sordu.

Jungkook dönüp ona baktığında Seokjin'in gördüğü dolu gözlerle şaşkınlığı iki katına çıktı. Şimdi öfke saçan gözlere korkunç bir hüzün de yerleşmişti.

''Namjoon için ne gerekiyorsa yap. Sadece her şey bittiğinde ona ait tek bir şeyin benim olmasını istiyorum." Jungkook yutkunmuştu. "Park Jimin.'' diye fısıldadı.

Seokjin derin bir nefes aldı. Gözlerini beyaz karolara çevirdi ve dişleriyle eziyet ettiği dudaklarını serbest bıraktı.

''Onunla ne gibi bir bağın var?'' diye sordu nihayet bakışlarını yerden kaldırdığında. Bunun cevabını az çok biliyordu. Jimin'in anlatmak istemediği, hiçbir zaman paylaşmadığı zamanlarından fırlamış bir hayaletti Jungkook. Onun çocukluğundan fırlamış bir hayalet... Onun hakkında her şeyi bilirdi evet ama bunu bilmiyordu. Park Jimin'in kayıp bir çocukluğu vardı ve Sekjin bunu hiçbir zaman öğrenememişti.

''Seni koruyan bir abin oldu mu hiç?'' Jungkook'un sorusuyla kısa bir an düşündü. ''Beni koruyan adamlarım vardı ama bir abim yoktu.'' dedi hafifçe gülümserken.

''O benim abimdi, beni her şeyden sakınan, beni korumak için sürekli kendini öne atan abim... On yaşında ki biri ne kadar sevebilir?'' durup gülümsedi. ''Onu seviyordum, çocuk kalbim ona bağlanmıştı.''

Jin gözlerini kısa süre kapattı. Meleğini düşündü. Nasıl bir çocuk olabileceğini? Orada neler yaşamış olabileceğini düşündü. O lanet yetimhanede... Hatırlamıyorum derdi hep. 'Berbat bir yerdi ve şimdi oraya dair hatırladığım tek şey bu. Berbat olduğu...' derdi. Üstelememişti hiçbir zaman Seokjin, biliyordu ki eğer anlatması için zorlarsa ona sadece kötü anılarını hatırlatacaktı.

Kirletme HayallerimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin