13. Bölüm

2.3K 215 108
                                    


-Başlangıç-


**


''Kolay bir soru sordum Seokjin.''

Jungkook gömleğinin kollarını geriye katlarken sakin bir sesle söylediğinde diğerinin önüne düşmüş başı hafifçe doğruldu.

''Patron... Böyle yaparsan anlaşamayız.'' dedi kısık sesle. Jungkook çenesinden tutup onu kendine bakmaya zorladı.

''Benim arkamdan kuyu mu kazıyordun?'' diye sordu dişlerinin arasından. Jin'in bakışları sertleşti.

''Sana yardım edeceğim konusunda anlaştığımızı hatırlıyorum.'' dedi.

''Hoseok'u bulamıyoruz. Yoksa erkek arkadaşının yanında mı?'' dedi Jungkook tutuşunu biraz daha sertleştirdiğinde diğeri yüzünü buruşturdu.

''Sabahın köründe yatağımdan alıp buraya getiriyorsun ve onu bana mı soruyorsun? Görmedim patron...'' tıslama gibi çıkan sesinde canının acısınında izleri vardı. Jungkook onu çenesinden ittirerek serbest bıraktığında Seokjin'in başı geriye savruldu.

''Direk boynumu kırabilirsin velet. Böylece fazla yorulmazsın ha?'' sinirle ona bakarak söylediğinde Jungkook gülümsüyordu.

''Sence fazla kolay bir ölüm olmaz mı? Yani en azından biraz hırpalanmalısın.''

Diğerinin yüzüne sert bir yumruk attığında bağlı olduğu sandalyeyle birlikte yere düştü. Dişi kırılmış olmalıydı. Ağzına dolan kanla öksürdü ve tükürdü. Arkada dikilen iki adam sandalyeyi tutup tekrar kaldırdıklarında Jungkook bileğini ovuyordu.

''Çenem sağlamdır. Acımış olmalı.'' dedi Seokjin gülerken. Dudakları kanla boyanmıştı ve üzerindeki beyaz tişörtte de lekeler vardı.

''O kafeye iş görüşmeye mi gitmiştin?'' diye sordu Jungkook. Seokjin bir kahkaha atıp kirli zemine çevirdi bakışlarını.

''Sevgili Daehyun tembellik mi patron? Neden bunları bana soruyorsun?'' dediğinde Jungkook sertçe yakasından tutup yüzlerini yaklaştırdı.

''Seni öldürürüm Seokjin. Duydun mu beni? Öldürürüm.'' diye fısıldadı. Hala yakasını kavrarken devam etti. Doğrudan Seokjin'in gözlerine bakıyordu. ''Eğer bana ne bok çevirdiğini söylemezsen sana yemin ediyorum ki öldürürüm!''

''Ne bekliyorsun? Beni bir eziyetten kurtarmış olursun...'' diğerinin değişen ifadesi şaşırmasına neden oldu genç patronun. Parmaklarını çözüp bir küfür savurdu. Bu adamın bu kadar umursamaz olmasına katlanamasa da şimdi gözlerinde ki ifade neden pişmanlıktı? Böyle bakarsa, yapamazdı!

''Ne bok yediğini bana söyleyeceksin Kim Seokjin!''

''Bence bu şekilde bağırarak bir yere varamazsın Jeon Jungkook.''

Eski binanın girişinden gelen sesle bir anda Jungkook'un çevresinde etten bir duvar oluşturan adamlar silahlarına davrandıklarında Taehyung iki elini de havaya kaldırdı ve gülümsedi. ''Sakin olun çocuklar!'' dediğinde Jungkook eliyle adamlarına bir işaret yaptı.

''Kim Taehyung?''

''Vay beni hatırlıyor olman heyecanlanmama sebep oldu!'' dedi iki elini de kalbinin üzerine götüren Taehyung. Arkasında beliren küçük ordusuyla Jungkook tedirgin olmuştu. Bekliyordu ama böyle bir kalabalık beklememişti doğrusu.

''İş arkadaşını kurtarmaya mı geldin?'' diye sordu Jungkook, adamlar tekrar eski mesafelerine döndüğünde sandalyede dağılmış ifadesiyle oturan Seokjin'i işaret etti. Taehyung hafifçe güldü.

Kirletme HayallerimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin