-Hatıra-
''Uyumayacak mısın?''
Bir saat belki iki saat...
Öyle rahatsız edici bir sessizlik değildi. Uykuya yenik düşmek üzereydim ve boğuk sesimle sırtımda yavaşça hareket eden eli durmuştuu. Başımın üzerinde hissettiğim baskıyla gözlerimi kapattım.
''Uyandığımda her şeyin bir rüya olmasından korkuyorum.''
Fısıltısı doldurduğunda kulaklarımı, gülümsediğini biliyordum. Tekrar tenimi ürperten dokunuşu dolandı sırtımda.
''Bir rüya olsaydı sanırım bu kadar uzun sürmezdi. Çoktan uyanırdık.'' Kısık sesim hala uykunun perdesinin gerisinden duyuluyordu. Beni biraz daha kendine çekti.
Hem o bilmiyordu, benim rüyalarım yoktu ki! Kabuslarım olurdu! Kabuslarla uyanırdım; her geceden, bir kabustan farksız hayatıma uyanırdım.
Şimdi burada, dokuz yıl önce Jin'le birlikte olduğum bu yatakta, onun kollarında olmak... Benim sahip olabileceğim en güzel şeydi. Jungkook benim en güzel rüyam olmuştu. Yine bu kabusun içindeyken görebildiğim bir rüya...
''Üşüyor musun?'' diye sorduğunda, yavaşça kolumu okşuyordu sıcak eli. Başımı göğsünden kaldırıp yüzüne baktım.
''Ben çocuk değilim.'' diye mırıldandım. Gözlerine muzip bir gülümseme yerleşti şimdi. Uzanıp hızlıca beni öptüğünde tekrar başımı göğsüne bıraktım.
''Park Jimin, her zaman küçük bir çocuk gibi olacağından artık eminim.''
''Yüz yirmi yaşımda gibi hissederken mi?''
Sorumla kısa bir sessizlik oldu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Sanırım şimdi yaşadığım şey ne kadar güzel olursa olsun bir gölge olacaktı üzerimde. Geçmişimin gölgesi... Her zaman bunu yapacaktım, bir şekilde bu karanlığı o parıltının üzerine kusacaktım.
"Ben seninle ne yapacağım?'' gürültüyle aldığı nefesi bırakıp kısık sesle güldü. "Tamam. İtiraf ediyorum. Ben de yaşlı hissediyorum. Aslında henüz yetişkinliğe adım atmış değil miyiz biz?'' kıkırdamaya devam etti bir süre. Yüzümde bir gülümsemeyle dinliyordum onu.
"Geçecek. Her şeyi geride bırakacağız. Eskiden, gücüm yoktu. Kendimi bile koruyamıyordum, senin zarar görmeni engelleyemiyordum. Artık o çocuk değilim. İkimizde değiliz... Şimdi senin için yapamayacağım şey yok. İnan bana-"
"Buna ihtiyacım yok. Benim için hiçbir şey yapmanı istemiyorum. Yanımda olman yeterli.''
Uzun süren bir sessizlik daha oldu. Ne dersem diyeyim biliyordum. Söylediklerini dinleyince, onun benim için yapmayacağı şey yoktu ve yapacaktı. Yarın ne olacaktı bilmiyordum ama Namjoon bizi bulduğunda...
Derin bir nefes alıp gözlerimi açtım. Şimdi içimde dolanan bu kıpırtının ölüp gitmesini istemiyordum. Bu anın tadını kaçırmak istemiyordum. Parmaklarımın altındaki yara izini sebebini merak ediyordum mesela. Sol göğsünün üzerinde de buna benzer bir iz vardı. Şimdiye dönmemi sağlayacak bir şeyi bilmek istiyordum işte...
"Jungkook?''
"Sevgilim.''
Nefesim kesilmişti yine. Buna alışmam imkansızdı. Onun bana bu kelimeyi her söylediğinde içimde yükselen heyecana alışmam imkansızdı.
![](https://img.wattpad.com/cover/24171047-288-k789535.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirletme Hayallerimi
Storie d'amoreGeçmişinden kaçarken, yine geçmiş kurtarabilir mi bir kalbi? Peki bir insan kendisinden kaçabilir mi? Hayaller bir gün kirlenir mi?