Şubatın sonlarına doğru bir gün mezarlıkta güneş adeta etrafı ısıtıyorken içi üşüyordu. Peşinsıra yaşadığı kayıp, geçirdiği sinir krizi kendini yüz yıl yaşlanmış gibi hissettmesine neden olmuştu. Elini sımsıkı kavradığı adama baktı. Susuyordu. Tıpkı onun gibi. Onun için ona ulaşmak için hep çaba sarf etmişti. İttiğinde bile daha sıkı sarılmayı başarmıştı. Kimseyi seveceğine dair beklentisi, umudu yokken girmişti hayatına. Daha önce kimseyle konuşmadığı kadar çok konuşmuştu yaralarına dair onunla. Ruhundaki izleri, geçmeyen yaraları görmüştü.
"Eğer istersen ben seninle geriye kalan ömrüm boyunca susarım."
Yüzüne çarpıp geçen rüzgarın sesini, vücuduna değen güneş ışınlarının derisinde bıraktığı sıcaklığını daha farklı algılıyordu. Annesini kaybettikten sonra mezarını defalarca kez ziyaret ettiğini hatırlıyordu ama daha önce içinde annesini bu kadar yakınında ve huzurlu hissetmemişti."Kızları annelerinin kaderini yaşarmış diye bir laf duymuştum dedemin evinde çalışan yardımcıdan." Mezarlıktan çıkıp arabaya kadar Kerem'e eskiden inandığı, kaçtığı ve gerçek sandığı kabusuna çevrilmiş bazı şeyleri anlatıyordu. "Ama o yanındaki kadına anlatıyordu, benden habersizdi. Annemin neler yaşadığını, nelere göğüs gerdiğini düşünmeye başladım. O zamana kadar o adama karşı pek fazla öfkeli değildim. Sadece annesini kaybetmiş küçük kız çocuğunun yaşadığı travma sonucunda saldırganlığıydı benimki. Büyümeye başladığım gün ise o laftan sonrasıydı. O kelimeler beni daha önce annemin bana hiç tanımama izin vermediği diğer hayatını araştırmama sebep oldu. O adama nefret etmeye başlarken aslında içimde kesin bir karar almıştım. Hayatıma hiçbir erkeği almayacaktım."
Kerem arabayı denize doğru sürerken içinden iyi ki de hayatına başka bir erkeği almamışsın diyordu. Dikkatli bir şekilde Arina'yı dinliyordu ve konuşmasını bölmüyordu.
Arina ise camdan geride bıraktıkları yerleri , yol kenarındaki insanları izliyordu. Deminki güneşin önünü gri bulutlar kesmişti. Tıpkı onun hissettiği gibiydi. Biraz siyah biraz gri biraz beyaz."Bir tek Serdar vardı." Çene kasları seğirirken direksiyonu dahası mümkünmüş gibi sıktı. "Hangi sifatla vardı hayatında?"
"Arkadaş, bulaştığım belalardan kurtarıcı. Aynı yerde okuduğumuz için belki o kadar yakındık. Ama sen hayatıma bodoslama dalınca olmazlar listeme ihanet etmeme neden oldun. Sanki her defasında benim kafamın içindekilere inat elimi tutuyordun."
"Dün gece baban sabaha kadar senin başında bekledi."
Arina bakışlarını camdan çekip Kerem'in üzerine dikti. "Neden izin verdin?"
Kerem bir kaç saniyelik gözlerini yoldan çekip Arina'ya baktı. "Çok berbat gözüküyordu. Bana biliyor musun ne dedi?" Arina'nın cevap vermeyeceğini bildiği için devam etti. "En büyük yanlışı senin onu her ittiğinde geri dönüp daha sımsıkı sarılmamasıymış dedi. Sabaha kadar başında bekledi. Ben onun kötü biri olmadığını anladım. Öyle bakma bana."
Arina omuz silkti. Eğer kendini yorgun hissetmeseydi Kerem'e bu fikirlerini yedirirdi.Kerem ise hâlâ Can ile aralarında geçen konuşmanın etkisini üzerinden atmak için uğraşıyordu.
"Belki de her ittiğinde daha sıkı sarılsaydım ulaşırdım yaralarına. Ne kızıma sarıla bildim ne de yaralarını sarabildim. Kızım annesinin intikamını aldı. Derya ile son kez konuştuğumuzda bana senin vicdanını rahatlatacak tek kelime söylemeyeceğim, demişti. Öyle de yaptı. İnsana en büyük cezayı vicdanın ona kurduğu mahkeme kesiyormuş. En büyük mahkumiyyet hatıralar oluyormuş. Düzeltemediğin hataların, onaramadığın kırgınlıkların. Bana aşkla bakan küçük kızım büyüdü nefretini serdi gözümün önüne. Yabancıya daha sıcak bakıyor. Bana ise hayalkırıklığı ile. Bir adım uzağımdayken aramızda uçurumlar var sanki." Aralık kapıdan kızına bakıp konuşmuştu. Konuşması bitince kızının yanına girip sabaha kadar başında beklemiş, saçlarını okşamış, ellerini avuçlarına alıp ısıtmıştı. Kızına nasıl davranması gerektiğini, onu nasıl sevip okşaması gerektiğine bir türlü karar veremiyor gibiydi. Sanki her an yanlış bir dokunuşu ile kırılıp dağılmasından korkuyordu. Elleri titriyordu. Pişmanlığın bir fayda etmediğini anlatıyordu bu sahne. Bu manzara Kerem için yeterince ağır bir manzaraydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünün yalnızlığı (GY)
Aktuelle Literatur"Benim için bulutların arkası gökyüzüne emanet ettiğim birisinin mutlu olduğu yerdir. Gökyüzü ise.. Gökyüzü ise hep umutlarımın kırıldığı yer oldu. Çünkü elimi uzattığımda annem tutsun beni de çekip kendi yanına alsın isterdim. Ama hiç bir zaman uza...