Cennetin eşiğindeymiş gibi hissederken sırtını cehenneme dayamış gibi bir his nefes almasını zorlaştırıyordu. Zaman geçmek bilmezken iyiye doğru giden tek şey doktorun bebek hakkında söyledikleriydi."Güzel bebeğim. Masum meleğim. Çok küçüksün. Miniğim. Daha yeni doğdun. Hayatımın en berbat geçen günlerinde tek en güzel şeysin. İnsan nasıl başarıyor ölesiye korktuğu bir anda minicik bir varlığın hayatına katılmasıyla mutlu olmayı? İnsan nasıl aynı anda dünyanın en mutlu adamıyla en mutsuz adamı olabilir? Öğreneceğiz bebeğim. Hele bir annen gözlerini açsın. Annen sana isminle seslenen ilk kişi olacak."
Camdan kızını okşayan parmaklarını çekerken kolundaki saate baktı. Ameliyyatdan uzun bir süre geçse de henüz Arina uyanmamıştı. Artık çekirdek ailelerine güzel kızları katılmıştı. Ama hayalettikleri gibi değildi içinde bulundukları durum.
Bebek erken doğduğu için küvezde kontrol altında yaşama tutunurken annesi ise yaşadıklarından habersiz uyutuluyordu. Doktor düşme sırasında kafasına aldığı darbeden beyninde bir hasar oluşup oluşmadığını tam olarak anlamak için uyanmasını beklemeleri gerektiğini söylemişti.
Beklemek zordu. Kapalı kapılar arkasında beklemek, camdan duvardan çaresizce izlerken beklemek. Hele ki beklediklerin canından çok sevdiklerindise.. çaresizce iyi bir şeyler duymayı bekliyordu. Her şeyi sırtlayacak güçü kendinde hissediyordu ama şimdi.. canından çok sevdiği iki varlığa yardım etmekten aciz bir adamdı. Sadece izliyor, iyileşmeleri için dua ediyordu. Elinden hiçbir şey gelmemek kadar zayıf hissettiren başka bir durum olamazdı.
"Söz veriyorum güzel kızım. Bu senin ve annen için aciz, güçsüz hissettiğim son durum. Bundan sonra sizi hep canım pahasına koruyacağım. Sizin canınızın yanmasına müsade etmem. "
Gözlerinin dolduğunu fark ettiği an toparlanmaya çalıştı. Omuzuna dokunan elle irkildi. "Çok güzel bir bebek. Sizin gibi anne ve babası olduğu için çok şanslı hem de."
Buğra onları bir an bile olsun yalnız bırakmamıştı. Ara sıra sigara içmek için dışarı çıkıyor diğer zamanlarda Arina'nın olduğu katta bekliyordu.
"Annesine benziyor. Arina uyandığında onu böyle görünce kahrolucak. " derken istemsizce başını öne eğdi. Biriyle konuşurken daha çok ağlama isteği ele geçiriyordu onu. İçindeki korku ve hüzün bir an bile olsun huzur bulmasına engel oluyordu.
"Galiba güçlü olma konusunda sana çekmiş."
İçinden ya ne demezsin ağlamamak için kendimi zor tutuyorum diye geçirip güldü.
"Bence o konuda da annesine çekmiş.""Sen ne kadar saklamaya çalışsan da durumun belli. Ama hem kızına hem de karına yanlarında olduğunu hissettirmek için üç ile beşinci kat arasında saatlerdir mekik dokuduğunun farkındayım."
"Keşke demekden nefret ediyorum ama keşke onu zorla da olsa evden dışarı adım atmasına izin vermeseydim. Uyanınca kızımızın bu haline en çok o üzülecek."
Buğra gülümsedi. "Bence tam zamanında doğdu. Evet bebekler 9 ayın tamamında doğar ama bence böyle bir genelleme yapmak çok doğru değil. Her şeyin ve herkesin kendi zamanı var. Bebek tam kendi zamanında doğdu. Toparlanması çabuk olacak bence. Baksana çok güzel bir bebek. Hepimizin ona ihtiyacı varmış."
Buğra ile konuşunca biraz daha iyi hissetti. Daha önce hiç böyle düşünmemişti. Arina'ya koşup kızını anlatmak istedi. Belki anlatırsa hisseder ve uyanırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünün yalnızlığı (GY)
Fiksi Umum"Benim için bulutların arkası gökyüzüne emanet ettiğim birisinin mutlu olduğu yerdir. Gökyüzü ise.. Gökyüzü ise hep umutlarımın kırıldığı yer oldu. Çünkü elimi uzattığımda annem tutsun beni de çekip kendi yanına alsın isterdim. Ama hiç bir zaman uza...