(5 Dec, 2020)
Merdivenlerden inerken çalan telefonunu açmak için durdu.
"Teyze?"
"Nasılsın kızım?" Leyla'nın sesindeki tınıları analiz etmeye çalıştı. Gül mü bir şey söyledi acaba diye düşündü.
"Normal. Sen?"
"Atölyedeyim. Uğrasana bana."
Kolundaki saate baktı. "Eda ile buluşmam gerekiyor. Senin atölyenin yakınında buluşacağız. Ne zamana kadar ordasın?"
"Acelem yok. Bekleye bilirim."
Telefonu kapatınca ilk fark ettiği şey araba oldu. Şaşırmadı. Semih onu bekliyordu. Dedesi ve dayısı şoför diğer işi yakın korumalık olan Semih'i bir an bile yanından ayrılmaması için tembihlemişlerdi. Gözlerini devirdi. Cüneyt gider Vedat gelir, Vedat Gül'ün peşinden gider Semih gelir. Yaşıtlarının geçmişinde hatırı sayılır sevgili sayı varken onun korumaları vardı. Bu konuda daha fazla düşünmemek yapacağı en doğru şeydi.
"Eve mi?" Adamın bakışlarından dedesinin ne denli sıkıyönetim ilan ettiği belliydi.
"Hayır. Ben adresi söyleyeceğim."
Vakit kaybetmeden arabaya binip Eda'ya buluşacaklarını hatırlatma amaçlı mesaj gönderdi.
Gözlerini kapatıp Kerem ile konuşmasını unutmaya çalıştı. Sen yokken renklerin renksizleşmesi, dünyamın griye boyanması bana haksızlık! Seni başka birisi ile düşündüğümde kalbimin sıkışması doğru değil. Ama başkası ile çocuk yapma..
Normalde itiraf ettiği düşüncelerinden dolayı en uygun yere kendi leşini gömmeyi tercih ederdi ama pişman değildi. Kerem ile aralarındaki konuşmalardan dolayı asla pişman olduğunu hatırlamıyordu. Ama mutlu ya da huzurlu da değildi. Kerem ile birlikte ilk kez tattığı duygulardan biri sevdiği insanı başka biri ile paylaşmak bir yana hayalinde canlandırmak bile ölesiye canını acıtıyordu.
"Arina hanım geldik."
Gözlerini açıp camdan dışarı baktı. Eda ile buluşacağı mekana varmışlardı. Arabanən kapısını açıp inmezden önce "Birazdan dönerim, sen uygun bir yere park et arabayı." dedi.
Çantasını alıp mekanın girişine doğru yürürken soğuk havadan dolayı atkısına sımsıkı sarıldı. İçeri geçtiğinde gözleri Eda'yı aradı.
"Arina buradayım." Sağ tarafındaki kuytu köşede saklanmıştı adeta.
Eda'nın yanına giderken dikkatli bir şekilde yüzünü inceledi. Mutsuz ve yorgun gözüküyordu. Eda çoğu zaman bizim aile lanetli, biz mutlu olamayacağız derdi. Şuanki hallerini bakılırsa yanılmış değildi.
"İyi misin?" Eda'ya pek uzun sayılmayacak bir süre sarılıp geri çekildi. "Ne oldu?"
Eda'nın önündeki zarfı fark edince vakit kaybetmeden sandalyeyi çekip oturdu. sandalyeyi çekerken zeminde çıkan gıcık sesin etkisi ile yüzünü buruşturdu. "O zarf ne?"
"İçinde uçak bileti var? Annemin yanına dönüyorum."
Arina neye uğradığına şaşırdı. Eda'nın anne ve babası boşandığında velayeti annesine verildiği için küçük yaşta büyük bir yıkım yaşadığını hatırlıyordu. 18 yaşını doldurur doldurmaz yaptığı ilk iş babasının yanına dönmek olmuştu. Almanyada okusa bile sömestr tatillerinde, haftasonlarında babasının yanına koşardı. Annesine karşı müthiş duygusuz ve vakurken babasına belli etmese bile çok düşkündü. Daha aylar önce burada kalıp, iş kurma, yaşama hayalleri kuran kuzeni şimdi gitmek için bilet almıştı. Miskindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünün yalnızlığı (GY)
General Fiction"Benim için bulutların arkası gökyüzüne emanet ettiğim birisinin mutlu olduğu yerdir. Gökyüzü ise.. Gökyüzü ise hep umutlarımın kırıldığı yer oldu. Çünkü elimi uzattığımda annem tutsun beni de çekip kendi yanına alsın isterdim. Ama hiç bir zaman uza...