Herkese merhaba! Uzun süredir yoktum. Bölüm yazamıyordum maalesef bunun zamanımın olmamasıyla alakası yoktu. Bir kaç cümleden sonra yazamıyordum. Neyse ki, bugün bölümü tamamlaya bildim( burada yazara bir aferin bir alkış alalım👏) Gerçekten motivasyonum yoktu. Ama aklımda, kafamım içindeki Arina, Kerem, Mehmet ve diğerleri beni rahat bırakmıyordu. Sizden ricam biraz daha aktif olmanız, yorum yapmanız(satırlara özellikle), oy vermeniz. Çünkü en etkili şey yorumlar:)
Neyse en kısa zamanda bölüm yazacağım.
Esas soru kısa ama haftada bir kaç kez bölüm mü yoksa uzun ve haftada sadece bir bölüm mü istersiniz?
İyi okumalar!
****
"Geldin.." diye fısıldadı gözlerine inanmayarak.
"Gidiyorsun.."
Küçük çocuklar gibi her an ağladı ağlayacak gibi bir ses tonuyla burnunu çekip "Gitmek daha önce hiç bu kadar zor olmamıştı." diye itirafta bulundu.
Kerem tüm üzüntüsüne, yorgunluğuna rağmen yüzü aydınlanacak şekilde gülümsedi. Karşısındaki kadın 23 yaşına rağmen yıllardır tek başına ayakta durmuş, kimseye yaslanmadan defalarca ayrı ayrı ülkelere gitmiş ama şimdi yüzünü asıp duygularını dile getiriyordu. Gideceğini söylerken yüzündeku kararlılık yerini tereddüte vermişti. Kararsızlık içinde çırpınıyor gibi bir hali vardı.
Ondan habersiz uzun süre uzaktan izlemişti onu. Sürekli etrafa bakınıyor, elindeki pasaportunu kah çantasına bırakıyor kah da elinde tutuyordu. Sık sık dönüp girişe bakıyordu. Dudaklarını bile kemirdiğini görüyordu. İstemsizce bu telaşlı, tereddütlü haline gülmüştü. Değiştiğini hissetmişti ilk kez. Arina ile yol almışlardı.
Mehmet onunla Arina için iletişime geçmişti. Bu duruma mecbur kaldığının farkındaydı ama pek de umursamıyordu. Şu an tek odak noktası Arina idi.
Mehmet onun umursamaz tavırlarını fark edince öfkeyle "Yoksa senin niyetin ciddi değil mi? Ciddi düşünmüyor musun yoksa?" diye sormuştu.
Gülmüştü. Katıla katıla gülmüştü Mehmet'in sorusuna. O bile Ferah'a karşı bu kadar tutucu değildi.
"Bu mantık yoksunu soruyu duymamış sayıyorum."
"Bak.. lan ben seni buraya onu durdurmak için getirdim. Eğer sen böyle davranırsan gider. Giderse dönmez! Yine yalnız kalır kapanır kendine. Zaten şu aralar aramız iyi değil."
Kerem bir kaç saniyelik bakışlarını yeniden Arina'ya çevirmişti. "Bu kez döner."
Mehmet kendinden emin bir tavırla "Sen onu tanımıyorsun." dedi.
"Belki de sizin tanıdığınız Arina değişiyor.. var mısın iddiasına?"
"Ben bu konuyu iddia konusu yapamam. Ben onu bırakamam."
"Söz veriyorum dönecek."
Kerem'i doğru düzgün tanımasa da güvenverici konuşması rahatlatmıştı onu.
"Eğer yanılırsan yüzünü dağıtırım."
"Tamam. Şimdi git onunla vedalaş. Sonra kaybol. Onunla konuşmam gerekiyor."
Mehmet sabır çeker gibi bir kaç saniye derin derin nefes alıp verdi. "Bir gün.." dedi ve elini tehdit eder gibi salladı. "Bir gün seni çok fena benzeteceğim!"
"Beklerim."
"Nasılsın?" Diye sordu.
"Bilmem. Karışık. Gelmeyeceksin diye düşünmüştüm." Kerem'e tüm gece ve sabahı onu bekleyerek geçirdiğini söylememek için kendini zor tutuyordu. Daha önce böyle geveze, çenesi düşük biri değildi. Belki de böyle bir yanı vardı ve onu gün yüzüne Kerem çıkarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünün yalnızlığı (GY)
Ficção Geral"Benim için bulutların arkası gökyüzüne emanet ettiğim birisinin mutlu olduğu yerdir. Gökyüzü ise.. Gökyüzü ise hep umutlarımın kırıldığı yer oldu. Çünkü elimi uzattığımda annem tutsun beni de çekip kendi yanına alsın isterdim. Ama hiç bir zaman uza...