Buğra-Gül

190 16 9
                                    

Yıllar sonra buradayım, kayıp yazar bulundu. Aslında bana sorarsanız bu kadar uzun süre ne zaman geçti anlamıyorum. Hepinizi çook özledim. Bundan sonra devamlı bölümler yayınlanacaktır. Sizi çok seviyorum🩷🫶

***





Onun hikayesi gökyüzü kadar yalnız ve ıssızken şimdi kollarının arasında kocaman bir dünya uyuyordu. Uzun kiprikli, sarışın, minicik hokka burunlu kızının güzelliği kalbini eritiyordu.
Mia.. Benin küçük Mia'm. Mutluluğun taa kendisi. Kalbim şimdi daha kalabalık. Dünyam şimdi daha rengarenk. Sen geldin ve ben gitmedim ya.. Şimdi daha sıcak kalbimin mutsuzluktan buza dönmüş odacıkları.. İşaret parmağını sıkı sıkı kavrayan parmaklarına öpücük kondurmadan duramıyordu. Parmak uçları bile mutlu olmasına, yüzünün gülmesine sebep oluyordu.
"Ben galiba seninle yeniden doğdum Mia...Annem beni kucağına alınca iyileşmiş, tüm yüklerinden arınmış. Ben seninle ikinci kez nefes aldım. İlkini babana aşıkken yaşamıştım. Siz ikiniz beni yeniden bitki gibi yaşamaktan alıp hayatıma yeni sıfatlar kattınız. Kerem'in eşi, biricik Mia'nın annesi."

Hastaneden 1 ay önce taburcu olmuştu kızıyla birlikte. Evde bebeğe bakmaya Kerem ve annesi, Leyla ve ikizler yardımcı olmuştu ilk günlerde. Daha sonra Kerem'in annesi Altemur'un yanına dönmek zorunda kalınca bebeğe bakmak için yardımına teyzesi koşmuştu.

Bugün ilk kez bebeği ile evde yalnızdı. Aklına Kerem'in dün akşamki konuşması gelince gülümsedi. "Mia'yı da alıp seyahata çıksak mı? Uzun bir tur. Sıcak ülkelerin birine."

Telefonu çalınca daldığı düşüncelerden hızlı bir şekilde ayrılıp, telefonu omuzu ile kulağının arasına sıkıştırdı.
"Kerem." Bebeği yatağın üzerine bırakıp üzerini örttü.
"Prenses nasılsın? Mia nasıl?"

Gülümsedi. Yatak odasının balkona açılan tarafına gidip camdan bahçeye baktı.
Hâlâ Kerem prenses diye hitap ediyordu. "İyiyiz. Uyuyor. Sen nasılsın?"

"Toplantım biter bitmez sizin yanınıza ışınlanmayı hayal ediyorum. Çok özledim. Bir şeye ihtiyacın var mı?"

"Biz de seni özledik demek isterdim ama kızımız hiç uyanmadı. Belki sen gelince uykusu kaçar." Kızı uykucu çıkmıştı. Yemek yeme, altını değiştirme ve gaz problemi dışında uykusuna ara vermiyordu.

Odasının kapısı tıklatılınca yerinde doğruldu.
"Dünyanın en güzel kızı nerede bakalım?"
Gül tüm enerjisi ile elinde bir demet çiçekle ışıldarken gözlerindeki yorgunluk Arina'nın dikkatinden kaçmadı.
"Gel teyzesi. Belki senin geldiğini duyunca uyanır."
Gül çiçekleri cam sehpanın üzerine bırakıp yatağa yaklaşdı. Küçük bebeği rahatsız etmeden kokusunu içine çekip daha sonra Arina'nın yanına gelip yanağına öpücük kondurdu.
"Dünyanın en minnoş annesi oldun."
"Teyzem de öyle diyor."
"Ay onu bir görsen.. sürekli Mia'dan bahsediyor. Sanki kendisi hiç doğurmamış gibi. Babamla iş için gittiler. Heveslenip bebek yapmasından korkuyorum." Arina ayıp dercesine gözlerini büyüttü. Bebeğin ağlama sesini duyunca ikisi de yanına döndü.

Gül bebeğin yanına uzanıp "Aşkım sen de mi konuşmak istiyorsun?" dedi ve eline öpücük kondurdu.

Arina bebeği yatağa bırakıp "Ee sen anlat bakalım. Neden yorgunsun? Bana anlatmadığın şeyler varmış gibi hissediyorum." diye kısık sesle konuştu.

Gül balkona çıkıp günbatımını andıran renkleri izlerken "Buğra'yı bana anlat. Onun hakkında ne biliyorsun?" dedi.
Arina yanına geldi. Kısa bir süre sustu. "Biz onunla yakınlaştık. Bilmiyorum aramızda garip  bir çekim vardı. Sonra belki de senin uyanmanın mutluluğuyla bir birimize adım attık. Ama." sonunu getiremedi.
"Ama?"
Gül elindeki sigara paketini demir korkuluğa vurup "ama o günden sonra konuşmadık. Aramadı." dedi sinirle.

Gökyüzünün yalnızlığı (GY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin