Thirty two

1.2K 37 4
                                    



"Do it today, or regret it tomorrow."

Uçak boyunca olanları düşünmüştüm. Verdiğim kararı. Doğru bir şey mi yapmıştım? Kesinlikle. Oldum olası hep çevresini düşünen bir kız olmuşumdur. Annem küçükken etrafımda ki insanları önemsemem gerektiğini,onlarında neler hissettiğini düşünmemi ve kibar olmamı söylerdi.

Kendisi bir tanrı kadar güzeldi. Bir tanrı kadar iyiydi. Ben onun kadar ne güzel,ne de iyiydim. Bir şeyler yapmadan önce 'annem olsa ne yapardı?' diye düşünür ona göre davranırdım. Uzun bir süre önce bunu yapmayı bırakmıştım. Ta ki bu ana kadar. Annem şu anda yerimde olsaydı kesinlikle benim yaptığımı yapardı.

Bir ailemi daha kaybedemezdim. Amcam,arkadaşlarım bana aile olmuştu. Onlara bir şey olsaydı ben yaşayamazdım.

havaalanına indiğimde bavullarımı almaya gittim. Bavullarımı aldığımda takım elbiseli bir adam yanıma yaklaştı. ''Efendim,babanız bizi sizi almamız için gönderdi.'' Dediğinde gözlerimi devirdim. O adama baba bile demeyeceğim ''iyi.'' Diye mırıldandım son bavulum da aşağıya indirdim.''bavulları biz alalım,siz benimle gelin ben arabayı size göstereyim.''Dediğinde itiraz etmeden adamın arkasından yürüdüm.

Arabaya bindiğimde adam elime bir hat verdi. ''Bu hattı kullanacaksınız,babanızın emri.'' Dediğinde gözlerimi devirdim. Telefonumdaki hattı çıkardım. Verdiği hattı taktıktan sonra telefonumdan bütün sosyal medya hesaplarından çıkış yaptım.

Lana'nın numarasını kaydettim ve mesaj attım. İyi olduğumu ve geldiğimi söyledim. Araba lüks bir mekanda durduğunda arabadan indim.''Babanız içeride sizi bekliyor.'' Diyen adama döndüm. ''Bavullarım?''dediğimde adam odama bırakacaklarını söyledi.

Eve doğru yürümeye başladım. Kapıyı çaldığımda yaşlı bir kadın kapıyı açtı. Burada çalışıyor olmalıydı. ''Hoş geldiniz efendim''dediğinde rahatsız olmuştum. Benden fazlaca büyüktü. ''Bana paris diyebilirsiniz'' dediğimde gülümsedi. ''baban içeride bekliyor.'' Diyerek salon olarak düşündüğüm yeri gösterdi. Başımla onayladım ve içeriye doğru yürüdüm.

Ve sonra onu gördüm. Saçlarına ak düşmüş,kırklı yaşlarının ortasında,Takım elbisesiyle tam bir iş adamına benziyordu,ama kalıbımı basarım ki değildi. O gerizekalı bir iş adamı olamazdı. O da beni süzerken gözlerimi devirdim. ''Ne istiyorsun benden biyolojik?'' dediğimde kaşları çatıldı.''Babayı tercih ederim.'' Dediğinde sahte bir kahkaha attım. ''Benim babam ben beş yaşındayken annem ile öldü. Siz kimdiniz acaba?'' dedim.

''Saygın da beş yaşındayken ölmüş sanırım'' diyen babamın karşısına oturdum. ''saygımı hak etmeyenler için,evet öldü'' Dedim.

''anlaşılan bu zor olacak.'' Dediğinde gözlerimi devirdim. ''bizim ne zaman bir ilişkimiz oldu?Beni neden çağırdın? Yarattığın enkazı görmek için mi? Hapis sana yaramamış.'' Dediğimde bu sefer o güldü.

''Hapis yalanımı herkes yemiş sanırım. Hapiste falan değildim küçük hanım. Siz beni hapiste zannederken ben burada yeni bir hayat kuruyordum. Tek eksik sendin o da tamamlandı.'' Dediğinde yüzüne tükürmek istedim.

İçeriye otuzlu yaşlarında kırmızı elbisesi,yaptığı ağır makyaj ile oldukça ucuz görünüyordu. Arkasından sarışın benim yaşlarımda bir kız geldiğinde olayları anlamaya çalışıyordum. ''Bu canan,bu da kardeşin cansu.''Diyerek sarışın kızı gösterdiğinde bu sefer parçaları yerine ben koyuyordum.

''şimdi anladım..'' diye mırıldandım ve ekledim. ''Annemi aldatıyordun,bunu sana söylediğinde onu geçirdiğin aptal sinir krizleri yüzünden öldürdün.'' Kahkaha attım. Ve kadına baktım. ''ne ucuz bir aile tablosu değil mi?'' dediğimde kadın sinirden dişlerini sıkıyordu.

''üvey olsa bile o senin annen düzgün konuş'' diyen babama inanmazcasına baktım. ''Bu ucuz kadın benim annem falan değil. Benim bir annem vardı,onu da bir şerefsiz öldürdü. Ve şimdi o şerefsiz ben yıllardır ölürken tehdit ediyor. İçinde bulunduğumuz durum pembe dizileri aratmıyor bravo.''Dedim alkışlarken. Biyolojik iyice sinirlenmişe benziyordu. Bense onu sinirlendirmeyi başarabildiğim için keyifle gülümsüyordum. ''Ne oldu beni demi öldürüsün?'' dediğimde kadın araya girdi.

''Seni anlıyorum paris ama babanı anlamalısın.'' Dediğinde gülerek ayağa kalktım. ''Neyi anlayacağım anlatsana?'' dediğimde susmuştu.Çünkü anlatacak bir şey yoktu. ''Bende öyle düşünmüştüm. Odam neresi?''dediğimde kadın sarışına baktı. ''Cansu kardeşine odasını göster'' dediğinde kız başını salladı. Kadının ona tavırları oldukça sertti

Sarışın yürümeye başladığında da bende arkasından yürüdüm. İki kat yukarıda bir odayı gösterdiğinde içeriye girdim. Beyazın hakim olduğu bir odaydı. Bavullarımı koymuşlardı. ''Özür dilerim.'' Diyen kıza baktım. ''Yıllardır bu oyunun içindeyim ve senide dahil ettikleri için özür dilerim. Annem için babam için özür dilerim.'' Diyen kıza baktım. Kapı girişinde duruyordu.

''Seninle bir derdim yok,kimse kaltak bir anneyi şerefsiz bir babayı kendisi seçmez.'' Dedim. Kız karşıdaki odayı gösterdi. ''Eğer konuşmak istersen,bir şey istersen karşıda kalıyorum.'' Dediğinde kafamı salladım ve kapımı kapattım.

Her şey daha yeni başlıyordu.

Five | NEYMARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin