Paris: Bana neden söylemedin?
Arjantinli: Neyi?
Paris: Sevgilin olduğunu.
Arjantinli: Ne sevgilisi
Paris: Sevgilin varmış dyabala.
Arjantinli: hangi salak söyledi bunu?
Paris: Nasıl yani?
Paris: Sevgilin yok mu şimdi?
Arjantinli: yok tabi.
Paris: oh,salak ben.
*Arjantinli* kişisi sizi görüntülü arıyor.
Gülümseyerek telefonu açtım. "Gerçekten inandın mı böyle bir şeye?" dedi dyabala gülerek. Kahkahasını izlerken içim erimişti.
Toparlandım. "Her şeye inanırsan bu olur paris." dedim kafama vururken. "Vurma kafana aptal olacaksın."
"Kim söyledi sana bunu?" dedi ciddileşip. Ciddi haliyle bunu ne kadar söylemek istemesemde söyledim. "O salakla hala görüştüğüne inanmıyorum paris." dedi dyabala.
"Onunla görüştüğüm falan yok arjantinli. Son bir kez konuşmak için gittim,ve her şey bitti. Geçelim bu konuyu." dedim yatağıma yatarken.
Gülümsedi. "Aslında maçım var ve seni görmek çok isterim orada." o da yatağa yatmıştı.
"İtalya diyorsun.." diye mırıldandım. İtalya'ya gitmek güzel olabilirdi. "Evet ne dersin?" Bildiğim kadarıyla derbi maçlarıydı,Torino ile oynayacaklardı. "Aslında,kısa bir maç tatili olabilir."
—————-—————-—————-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Five | NEYMAR
FanfictionParis,geçmişinin sürekli peşinde olduğu bu hayata bir son vermesi gerekiyordu. Bunun kapılarını barcelona uçağı aralamıştı..