heyoo! nasılsınız bakalım? bölümü yazarken çok heyecanlandım,kalp krizi geçiriyordum. umarım beğenirsiniz bebeklerim.
keyifli okumalar <3
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Soyunma odasında toparlandıktan sonra herkes ile sarılmış,biraz da azar yemiştim. Ama sonuç olarak yaşıyordum. Isınmaya beraber çıktık,ev sahibi olduğumuz için sahaya çıktığımızda daha doğrusu barça sahaya çıktığında büyük bir alkış,ıslık koptu ardından bestelere girdiler.
Isınmalarına istekleri üzerine yardım etmiştim. Biraz arda ile top sektirmiş daha sonra dani ile voleybol oynamıştım. Sonuç olarak maçın başlaması için her şey yapılmış,oyuncular sıraya dizilmişti. Düdük geldiğinde yedek kulübesinden ayağa fırladım ve teknik direktörlerin olduğu kısımdan izlemeye başladım.
Cansu kulübeden izlemeyi tercih etmişti.
Top messi'nin ayağına geldiğinde şık bir çalımla ronaldo'dan sıyrılmıştı. ''Hadi leo! Ye onları!'' diye bağırırken messi'nin kaleye çektiği şutu direkten dönmüş kalecinin hamlesiyle kornere çıkmıştı.
Kornerden sonra ne yaparsak yapalım iki tarafta golsüz bir şekilde devre arasına girmişti. Soyunma odasından Quique –teknik direktör- çıktığında hızla içeriye daldım. Etrafta yakıcı bir sessizlik vardı,çünkü hiç iyi oynamıyorduk.
Karşı taraf gayet iyi ve planlı oynuyor fakat bir türlü deliği tuturamıyordu,e bu da bizim işimize geliyordu.
Ama bu böyle devam ederse eminim mağlup olacaktık. Masayı ortaya çektim ve üstüne çıktım. ''Ulan dürzüler bu ne sikim bir oyun böyle ayağınızı akrep mi soktu amına koyayım?''
evet bu günlük küfür kotamı bu konuşmayla dolduracakım herhalde. ''Buraya sizin için fransa'dan gelmişim oynadığınız oyuna bakın!''
''Şu soktuğumun ronaldo'sunu durdurmazsanız yemin ediyorum ben çıkıcam amına koyacağım onun! Adam gibi oynayın lan barcelona'sınız siz!'' konuşmam bitince arda'ya döndüm,yanıma geldi ve beni kucağına alıp indirdi. Anlamıştı ne demek istediğimi şerefsiz.
''Paris haklı beyler,kendimize gelip bu maçı alıyoruz'' leo'nun dediği ile elimi ortaya koydum '' o zaman..'' herkes elini üst üste koyduğunda hep bir ağızdan bağırdık. '' 1 2 3 barça!''
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Birlikte sahaya çıkmış ben eski yerime gitmiş çocuklarda yerlerine dizilmişti. Gelen düdük ile maça başlamıştık. İlk 10 dakikasında gol yoktu ikinci yarının fakat fark belli oluyordu. Çok daha hırslı ve istekli oynuyorduk.
Dani ayağına aldığı topu rakip yarı alanına sürdü ve messi'ye pas attı. Messi rakibinden sıyrıldı ve topu arda'ya pas attı. Arda gelen topu kaleye yolladı
ve gol!
Arda koşarak yanıma geldi ve beni sırtına aldı. Kahkaha atarak ardanın omuzunda koşarken herkes üstümüze çullandı. Yere yapışırken bile kahkaha atıyordum.
''it herifler ezdiniz kızı.'' Leo beni ayağa kaldırırken bir yandan söyleniyordu.
Maçta iki gol daha olmuştu ve sonucunda 2-1 kazanmıştık. Maç sonu kutlama yapmış,barda eğlenmiştik. Fakat biz çok fazla kalamamıştık çünkü erkenden dönecektik ve geç döndüğümüz için uyuyamayacaktık.
Saat 5'te uçağımız vardı ve biz otel odasına saat 2 de gitmiştik. Bavullarımızı yerleştirmediğimiz için kısaca ortalığı toplamıştık.
Hava alanı yakın olduğundan oturup dinlenmek için zamanımız vardı. ''Geldiğimden beri neymar ne telefonuma cevap veriyor ne de mesajlarıma.'' Diye mırıldandım yatağa oturduğumda. Cansu da yanıma oturmuştu. ''işi vardır paris.'' Dediği kulağıma mantıklı gelse de içimdeki sıkıntıyı yok etmemişti.
''her neyse kalk hadi taksi gelmiştir.''
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yine klasik bir uçak yolculuğuyla fransa'ya varmıştık. Artık rutin olmuştu uçak yolculukları. Arabaya bindiğimizde aklıma gelen fikirle mbappe'yi aradım. Bu kadar merak fazlaydı.
''Efendim yenge?'' dediği şeyle gülümsedim.
''neymar nerede kanka? Haberin varmı?''
''evde diye biliyorum,anahtar var bende. Karşı komşu olmanın avantajları,gelip alabilirsin.''
''harikasın! Geliyorum.'' Telefonu kapattıktan sonra cansu'ya döndüm. ''neymar'a bakmaya gidiyorum seni eve mi bırakayım yoksa benle gelir misin?''
''Gelirim.'' Gülerek onu öptüm ve arabayı sürmeye başladım. Eve yaklaştıkça içimdeki sıkıntı nedensizce büyüyordu. Vardığımızda arabadan indim ve cansu'ya beklemesini söyledim. İlk olarak mbappe'ye uğradım ve anahtarı aldım.
Neymar'ın evine geldiğimde derin bir nefes aldım ve kapıyı açtım. ''sevgilim?'' ses gelmemişti,sanırım uyuyordu. Yatak odasına çıktım ve gülerek kapıyı açtım. Fakat görmek istediğim manzara ile gördüğüm manzara bambaşkaydı.
''lana?''
-------------
yorumlarınızı buraya bekliyorum.
sizce ne oldu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Five | NEYMAR
FanfictionParis,geçmişinin sürekli peşinde olduğu bu hayata bir son vermesi gerekiyordu. Bunun kapılarını barcelona uçağı aralamıştı..