''Ben,daha doğrusu cansu ile ben barselona'ya derbi için gidiyoruz.'' Dedim salona girdiğimde. Cansu'nun bundan haberi yoktu fakat geleceğine emindim. Hatta lana ile de konuşacaktım bizimle dönmesi için.
Neymar transfer olduğundan beri buradaydı,bir haftaya döneceğini biliyordum. Neymar menajeriyle yollarını ayırdığı için bir süredir onun işlerine lana bakıyordu.
''Nasıl yani? Sen her şeyi anlattın mı?'' canan'ın sorduğu soruyla babam olduğu yerde kasılmıştı. ''onları tehlikeye atacak bir şey yapacak kadar salak mı sanıyorsun beni canan? Ayna da yok önünde.'' Dedim gözlerimi kısarak.
''Kimse beni görmeyecek,orayı özledim ve görmek istiyorum. Ayrıca izin alan olmadı,haber verdim.'' Kapı girişinden çekildim ve cansu'nun odasına girdim. Her zaman olduğu gibi dizi izliyordu. ''Barselona'ya gidiyoruz!'' diye bağırarak içeriye daldığımda cansu yere yapıştı. Kahkaha atarak onu izlerken cansu tarafından atılan yastıklarla bende yerle buluştum.
Bir süre yerde yattıktan sonra toparlandık. ''Derbi için barselona'ya gidiyorum,ve sende benimle geliyorsun.'' Dediğim şey ile cansu'nun adeta gözleri parlamıştı. Önce beraber cansu'nun bavulunu hazırladık,sonra benim kisini. Uçak bu geceydi,hızlı olmalıydık.
Bavulu kapattıktan sonra telefonu elime aldım ve lana'yı aradım.
''lana selam.''
''selam güzelim.''
''Ben gece barselona'ya gidiyorum biliyorsun,sende bu hafta dönecektin. Bize katılmak ister misin?''
''Tatlım,burada bitmemiş işlerim var. Hafta sonunu anca bulur dönmem.''
''Oh,anladım. Peki sonra konuşuruz o zaman.''
''Hoşça kal.'' Anlamıyordum,lana bu hafta başlarında dönmek için bilet almıştı.. Sanırım ligde sıkıntılar çıkmıştı.
Uçağa son anda yetişmiştik. Aslında saatinde çıkmıştık fakat trafik fazlaydı. Biletler kontrol edildikten sonra uçağa bindik. Cansu benden önce cam kenarını kapmış ve dizi izlemeye koyulmuştu. Ben ise uçuş boyunca uyumak istiyordum. Öyle de yapmıştım zaten.
Uyandığımda inmek üzereydik ve cansu omzumda uyuyakalmıştı. Gülümsedim. ''Cansu güzelim hadi inmek üzereyiz uyan.'' Cansu bir şeyler mırıldanıp uyandığında anons edilmiş ve inişe geçmiştik.
Hava alanından bavullarımızı aldığımızda taksiye atlayıp rezervasyon yaptırdığımız ayrıca camp nou'ya yakın olan otele gittik. Otele iki günlük rezervasyon yaptırmıştık çünkü yarın dönmemiz gerekiyordu. Maç bu akşamdı,maç kadar cansu'yu gezdirecektim. Yarın da erkenden dönecektik.
Hem benim çekimlerim vardı hemde fazla dikkat çekmemeliydik.
Otel odasına girdiğimizde cansu ile ilk olarak bir kaç saat kestirdik. Öğlene doğru bu sefer ilk cansu uyanmıştı. Beni uyandırdığında ikimizde hazırlandık. Altıma siyah bir şort giydim. Üstüme 10 numaralı messi formamı geçirdiğimde içime bir huzur dolmuştu.
Barcelona öyle bir takımdı ki formasını üstüme geçirdiğimde huzur verebiliyordu.
Cansu'nun forması olmadığı için ilk etapta ona formaalacaktık. Otelden çıktıktan sonra en yakın mağazaya girdik ve cansu'ya formaaldık. Ben atkı almayı unuttuğum için iki tanede atkı aldık ve çıktık. Maçakadar cansu'yu gezdirdim. Maça bir saat kala arda aramış bizi çağırmıştı. Sahaiçine kulübeye yer ayırtmıştı şerefsiz.
Kapıdaki güvenlikler bizi stadın futbolcu girişine doğru götürürken soyunma odasının kapısını görmüştüm. Durdum ve güvenliğe döndüm. ''Sen cansu'yu sahaya götür ben bir şeyimi unutmuşum.'' Dediğimde güvenlik kafasıyla onayladı ve cansu ile yürümeye başladılar.
Sırıtarak soyunma odasına doğru yürüdüm. Kapıya geldiğimde bağırarak kapıyı açtım. ''Bu bir baskındır!'' herkes korkulu gözlerle bana bakarken marc masaya çıkmış,arda ise içtiği suyu dani'nin üstüne dökmüştü.
