Dyabala'nın teklifini sırıtarak kabul ettim. O da benim gibi sırıttı ve elimi tuttu. Dybala ile koşarak pistten çıktık. Balkona geldiğimizde ikimizde derin bir nefes alarak cam korkuluklara doğru yürüdük.
Hava soğuk değildi fakat,hafif bir rüzgar vardı. ''Anlat bakalım calisto.'' dedi o güzel aksanıyla. Gülümsedim. ''Yaşadığım hayatı pembe dizilerde bulamazsın.'' diye mırıldadım.
''Pembe dizilere bayılırım.'' dedi sırıtarak. ''Nedir sendeki bu beni tanıma isteği arjantinli?''
''Sende garip bir şeyler var calisto..'' dedikleriyle içimi ısıtabiliyordu. ''Tamam sen kazandın arjantinli.'' diye mırıldandım ve uzattığı şarap kadehini aldım.
''Beş yaşında babam annemi öldürdü,söylediğine göre bir hastalığı varmış. Söylenene göre babam hapisteydi ve amcam onu hapisten çıkacağı gün benim güvenliğim için beni...'' uzun uzun anlattım,kadehimiz bitti yeni kadehler aldık.
Bazen gözlerim doldu..bazen kahkaha attım.
Anlattıklarım bitince dyabala bana sarıldı. Birden nereden geldiğimi şaşırdım. ''Sen annemden sonra tanıdığım en güçlü kadınsın paris,sen her şeyin en iyisini hak ediyorsun.'' Ah arjantinli içimi nasıl eritiyorsun bir bilsen.
''Evet bu günlük dram dozumu aldığımıza göre,artık içeri girelim burası soğudu.'' diye mırıldandım ondan ayrılırken. Gülümsedi. ''Peki öyle olsun bakalım.
İçeriye girdiğimizde herkes yavaş yavaş dağılıyordu,saat epey geç olmuştu etkinlik yavaş yavaş sona eriyordu. ''Nerde kaldın paris.'' dedi arda yanıma geldiğinde. Gülümseyerek dyabala'ya baktım. ''Görüşmek üzere calisto.'' dedi dyabala bana gülerek ve yanımızdan ayrıldı.
''Bak sen paris'e kaptı gül gibi çocuğu.'' arda'nın dediği şey ile gözlerimi devirdim. ''Ne alakası var arda. Zevzeklik etme de gidelim artık.''
—-
Odama girdiğimde cansu hala eve gelmemişti. Onu sıkmayacaktım,mbappe gerçekten iyi birisiydi.ilk önce sıcak bir duşa girdim ardından pijamalarımı giyerek kendimi yatağa attım. Fakat ne zaman gözlerimi kapatsam aklıma dyabala'nın yeşil gözleri geliyordu.
Ne oluyordu böyle salak mısın paris? O an gelen mesajla komidinde duran telefonumu aldım.
05xx xxx xx xx: Bir söz almadan uyuyamayacağım sanırım.
Paris: Kimsiniz acaba?
05xx xxx xx xx: Ah,söylemeyi unuttum.
05xx xxx xx xx: Numaranı messi'den aldım.
05xx xxx xx xx: Ben dyabala.
Paris: Peki yazığına göre ne sözünden bahsediyorsun bakalım arjantinli?
Arjantinli: Diyordum da yarın seninle kahvaltıya gitsek?
Paris: İyi fikir arjantinli.
Paris: Fakat yarın sabahtan fotoğraf çekimim var.
Arjantinli: Beraber gidebiliriz.
Arjantinli: Beraber halledersek çabuk biter?
Paris: Bunu gerçekten istiyor musun arjantinli?
Arjantinli: tabikide paris.
Arjantinli: Sende beni sana çeken bir şeyler var.
Paris: Arjantinliler böyle mi flört ediyor?
Arjantinli: Hahahah
Arjantinli: Sanırım.
Arjantinli: Gidiyor muyuz?
Paris: Peki anlaştık.
Paris: Yarın sabah 8 gibi beni almaya gelebilir misin?
Arjantinli: Anlaştık.
Paris: o halde iyi geceler.
Arjantinli: İyi geceler calisto.
——-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Five | NEYMAR
FanfictionParis,geçmişinin sürekli peşinde olduğu bu hayata bir son vermesi gerekiyordu. Bunun kapılarını barcelona uçağı aralamıştı..