2.6

43.4K 2K 336
                                    

Hoşgeldin:)

Bölüm*

Heyecandan dilim tutulmuştu resmen. Bu yakınlık çok fazlaydı. Hemen toparlanıp sakin nefesler almaya çalıştım.

Ben bu çocuğa en son sinirliydim, öyle davranmam gerekiyordu.

"Ders başlayacak, birdaha ki teneffüs konuşursun." Diyerek yürümeye başladığım da kolumdan tuttu ve nazikçe çevirdi.

"Ama başka teneffüs yok." Dediğinde, gözlerimi kısıp düşünür gibi yaptım.

"O zaman yarın konuşursun." Kaan suratını asıp derin bir nefes aldı.

"Peki, öyle olsun." Kolumu elinden çekip sınıfıma doğru yürümeye başladım.

Heyecandan kalbim duracak gibi olmuştu resmen.

Hızla sınıfa girdim ve yerime oturdum." Ne oldu lan? Şeyini görmüş kedi gibisin." Sudenin benzetmesine gözlerimi devirdim.

"Daha düzgün birşeye benzetseydin keşke." Diyerek arkama yaslandım.

"Daha düzgün birşeye benzeseydin keşke." Diye laf sokunca, havalı olduğunu düşündüğüm bir ifade takındım yüzüme.

"İyi, düzgün birşeye benzemiyorsam ne olduğunu anlatmama da gerek yok." Sude gözlerini kocaman açıp yanıma oturdu.

"Mayıs çok güzelsin! Canım, aşkım, birtanem." Sude yalakalık yapmaya başlayınca keyifle gülümsedim.

"Heh şöyle, Yola geeel." Dedim ve Kaanla konuşmamızı anlattım.

Sözüm bittiğinde Sude sevinçle dans etmeye başladı.

"Kesin evlenme teklifi edecek kesiin." Gözlerimi şaşkınlıkla açtım.

"Yok ya, bence çocuk yapalım diyecek." Diyerek elimi düşünür gibi kafama koydum

Sude kafama vurdu ve konuştu." Abartma kızım, o kadar da değil." Kafamı sıraya koyup isyan ettim.

"Sude salak mısın kızım? Ne evliliği lan?" Bilmiş bir ifadeyle hala öyle oldduğunu söyleyen Sudeye daha fazla cevap vermedim ve telefonuma gömüldüm.

Bilinmeyen Numara:Afiyet olsun:))

Bilinmeyen Numara:Lop lop et olsun ğsöxwğxçwğçxğwçxğwş

Hocanın gelmesiyle telefonumun ekranını kapatıp çantamın önüne koydum ve ders dinleyecek havamda olmadığım için uyumaya karar verdim.

••

Gözlerimi araladığım da herkes çantasını toparlıyordu.

"Kaç dakika var?" Esneyerek kafamı sıradan kaldırdım.

"İki dakika kaldı, topla hadi çantanı." Sudeye kafamı sallayıp Tarih kitabımı çantamın içine koydum ve çantamı takıp ayaklandım.

"He bu arada, sen uyurken Canla mesajlaştık, sana yazmış bakmamışsın bana yazdı o yüzden. Çıkışta biryere gidecekmiş, eve tek gidiceksin yani." Kafamı olumlu anlam da salladım.

Sudenin evi uzak olduğu için servisle gidiyordu. Can okula geleli iki gün olmuştu zaten, çokta yabancılık çekmezdim. Sanki düne kadar tek giden ben değilim yani.

Zilin çalmasıyla Sudenin yanağından öptüm ve kulaklığımı takıp yürümeye başladım.

Durağa vardığımda okul çıkışı olduğu için hazırda bekleyen otobüse binip kalkması için beklemeye başladım.

Biraz sonra otobüs hareket ettiğinde camdan dışarıyı izliyordum. Kaanın benimle ne konuşacağını biliyordum, bilinmeyene söylemişti benden özür dileyeceğini. Kaan umursamaz gibi görünse de aslında çok iyi yürekli birisiydi.

Bora, her zaman Kaana kibar olmasını hatırlatıyordu ama Kaan zaten öyle birisiydi. Sadece bunu dışarıya yansıtmakta zorlanıyordu.

Tanıdık otobüs durağı kadrajıma girdiğinde kapıya doğru ilerleyip otobüsten indim.

Eve geldiğimde hızlıca üzerimi değiştim ve birkaç birşey atıştırdıktan sonra yatağıma uzanıp telefonumla ilgilenmeye koyuldum.

Kaan hala cevap vermemişti mesajıma.

Instagramdan gelen bildirimle yukarıyı indirdim ve gördüğüm yazıyla şok oldum.

Kaandemirhan seni takip etmek istiyor.

Telefonu hızla yatağa fırlattım ve gözlerimi kapattım. Daha demin gördüğüm bir çeşit halüsinasyon olabilirdi.

Sakince telefonumu tekrar elime aldım ve gözlerimi araladım.

Hayır, gerçekti!

Yatağın üstünde ayağa kalktım ve çığlık atarak zıplamaya başladım.

Kaan. Bana. İstek. Atmıştı.

Nefes nefese yatağa oturdum ve Kaanın isteğini kabul edip bende onu takip ettim.

Bu heyecan bende çiş yapmıştı. Yatağımdan kalktım ve koşar adım lavaboya girip işimi halletim. Ellerimi yıkarken yüzüme de birkaç su çarpmıştım.

Odama geri dönüp telefonumu aldım ve Instagramdan yeni bir bildirim geldiğini gördüm.

Hızla yukarıyı indirdiğim de Kaandan bir mesaj olduğunu görmem bende, ikinci bir şok dalgası yaratmıştı.

Bugün konuşmak istediği aklıma gelince, onla ilgili olabileceğini düşünüp kendimi sakinleştirdim ve mesaja tıkladım.

Kaandemirhan:Merhaba Mayıs.

Kaandemirhan:Yarın konuşacaktık ama ben ve sabırsız kişiliğim buna izin vermedi:(

Kaandemirhan:Rahatsız ettiysem kusura bakma.

Mayisduman:Sorun değil.

Mayisduman:Ne konuşacaktın?

Kaandemirhan:Geçen gün bahçe de tatsız bir olay yaşandı,

Kaandemirhan:Ben, haddim olmayan şeyler hakkında konuştum sanırım. Kusura bakma.

Mayisduman:Önemli değil, hatanı farketmen güzel bir davranış,

Mayisduman:Sadece.. Tanımadığın birisi hakkında nasıl bu kadar kolay yorum yapabiliyorsun? Bu beni düşündürdü.

Kaandemirhan:Çok haklısın.. Gerçekten.

Kaandemirhan:Çok saçma bir hareketti yaptığım.

Kaandemirhan:Nasıl düzeltebilirim bu durumu?

Mayisduman:Ben ve çok yakın dostum, arkadaşım, hatta kardeşim olan Can hakkında yanlış düşünmeyerek:)

Kaandemirhan:Hay ben dilimi..

Kaandemirhan:Demek çok iyi dostsunuz,

Kaandemirhan:Güzel.

Mayisduman:Güzel olan ney?

Kaandemirhan:Arkadaşlığınız, dostluğunuz, hatta kardeşliğiniz.. Güzel yani.

Mayisduman:Öyledir. Tabi yanlış anlayanlar olmazsa:)

Kaandemirhan:Özür diledim işte, daha ne yapayım:(

Mayisduman:Amuda kalk ağxçasixüqşsxçwğçxiaçxiaçx

Kaandemirhan:Ya da yarın okulda bir kahve ısmarlayayım?

Mayisduman:Düşünmem lazım..

Mayisduman:Düşündüm, kabul.

Kaandemirhan:Çok güzel o zaman,

Kaandemirhan:Yarın görüşürüz.

Kaandemirhan:İsmin gibi güzel günler dilerim:)

Mayisduman:Bende sana:)

***
Mayıslı günler dileriim:))

SADECE/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin