4.9

29.2K 1.2K 164
                                    

Hoşgeldiin:)

Bölüm*

Telefon ellerimin arasından kayıp masaya düşmüştü. Kim Kaana bu denli sinirlenmiş olabilirdi ki?

"Hamburgerler geldi! Buyrun hanımefendi." Kaanın neşeli sesi kulaklarımı doldurduğunda, hemen yüzüme sahte bir gülücük yerleştirdim.

"Teşekkür ederim, ben bir ellerimi yıkayıp geleyim." Diyerek çantamı aldım ve masadan kalktım.

Hızla tuvalete yürüyüp boş bir kabine girdim ve klozetin kapağını kapatıp üstüne oturdum. Kaanın telefonunu çantamdan çıkardım ve titreyen ellerimle yabancı numaraya yazmaya başladım.

Kaan:Kimsin sen?

Kaan:Numaranı görebiliyorum seni kolaylıkla bulabilirim biliyorsun değil mi?

Bilinmeyen Numara:Kadir ben,

Bilinmeyen Numara:Sen boşuna kendini yorma ben söyledim bile.

Kaan:Kadir diye birini tanımıyorum.

Bilinmeyen Numara:Sokak ortasında beni dövdüğün günü ne çabuk unuttun.

Kaan:Haketmişsindir, ellerime sağlık.

Bilinmeyen Numara:Kes sesini! Herşeyin hesabını vericeksin.

Kaan:Birdaha bu numaraya sakın yazma.

Hızla Kadir denen kişiyi engelledim ve kabinden çıktım.

Kaanın bundan haberdar olmasına gerek yoktu bence. Kadir de birdaha aramaz, sormaz ve yazmazdı umarım.

Kendimi rahatlatmaya çalışarak elimi yüzümü yıkadım ve tuvaletten çıktım. Masaya geldiğimde, Kaan birşey arıyor gibiydi.

"Ne arıyorsun?" Diye sordum merakla.

"Ya telefonumu bulamıyorum, ceplerime falan da baktım yok." Korkuyla dudaklarımı dişledim ve telefonu çaktırmadan çantamdan çıkardım.

"Dur bende ceplerime bakayım, belki bendedir." Yalandan elimi cebime attım ve telefonu çıkarıp Kaana uzattım.

"Aa bak, bendeymiş işte." Kaan gülümsedi ve telefonu elimden aldı." Hadi otur, çok acıktım diyordun." Diyerek sandalyemi çeken Kaana zoraki bir gülümsemeyle karşılık verip oturdum.

Kadir denen şu şahıs yüzünden ne iştah kalmıştı ne heves!

Patates kızartmasından bir tane alıp ketçaba batırdım ve ağzıma atıp yavaşça çiğnemeye başladım.

"Birşey mi oldu?" Kaanın sorusuyla telaşlanmadan edememiştim." Hayır birşey yok, neden öyle dedin ki?" Kaan tedirgince yüzüme baktı.

"Yüzün bembeyaz olmuş, çok acıktım diyordun ve doğru düzgün yemiyorsun." Elimi yalandan karnıma götürdüm ve yüzümü buruşturdum.

"Karnım ağrıyor biraz." Kaan sırıttığında, kaşlarımı çattım.

"Kucağıma alıp revire götüreyim mi?" Dediği şeyle ufak bir kahkaha attım. Koridorda fenalaştığım günü ima ediyordu.

"Başımda da bekleyecek misin bari?" İkimizde gülüştüğümüzde, yemeklerimizi yemeye devam etmiştik.

Biraz sonra aklıma gelen şeyle sırıtıp çantamı açtım ve cüzdanımın içinden yirmi beş kuruş çıkarttım.

"Al bakalım." Diyerek parayı Kaana uzattım.

"Yirmi beş kuruş mu, ne alaka?" Dedi ve bakışlarını paradan çekip bana çevirdi.

"Poşetim yırtıldığında, bana poşet vermiştin ve hiç unutmuyorum şöyle demiştin." Boğazımı temizledim ve Kaanın taklidini yaptım." He bu arada, bana yirmi beş kuruş borcun var." Kaan büyük bir kahkaha attı ve ağzına patates attı.

"Buda güzelmiş ama benim hiç unutmadığım başka bir anımız var." Gözlerim merakla açılırken, çenemi avuç içime yasladım. "Neymiş o?"

"Hani senin üstüne kahve dökülmüştü ya, benim tişörtümü giyinmiştin. Orda bi yakınlaştık seninle." Kendimi tutamayıp kıkırdadım.

"Yağmurda ıslanmamız en güzeliydi." Diye devam ettirdiğimde, Kaan gülümsedi.

"En güzelini unuttun." Diyerek arkasına yaslandı.

"Hangisiymiş o?"

"Ben sarhoş olduğumda, beni omzunda taşıyarak Boralara kadar götürmen. İşte ben bu anımızı ölümün eşiğindeyken bile unutmam." Ölümden bahsetmesiyle elimi ağzına kapattım.

"Ölümlü mölümlü konuşma bakayım. Hem unutamayacağın çok anımız olacak bundan sonra." Kaan dudaklarına bastırdığım elimi öpüp gülümsedi.

O an bir kez daha, Kaan gibi birisini sevdiğim için kendime teşekkür ettim.

***
Hello!

Bu bölümü silip tekrar yazdım. Sonu güzel biten bir bölüm olsun istedim çünkü önümüzdeki bölümler biraz sıkıntı çekecekler.

Şöyle son bir güzel bölümleri olsun istedim:)

Sizleri seviyoruum, kendinize iyi bakıın<33

SADECE/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin