Bilinmeyen Numara:Gerçek sevgi neymiş göreceksin,
Bilinmeyen Numara:Sahte sevgileriyle etrafını saran kızların arasında çekip alacağım seni yanıma.
Bilinmeyen Numara:Çünkü sen benim..
Bilinmeyen Numara:Bedenim oldun ruhum oldun.
Bilinmeyen Numara:Se...
Şimdi direk bölüme geçin, bölüm sonu bişicikler diyeceğim<3
Bölüm*
"Tamam bu son. Konuşanın ağzına yılan girsin." Can 28282 kez oyunu başlattığında, baygınlık geçirmek üzereydim.
"Can, bu oyunu bilmem kaçıncı başlatışın ve tek konuşan sensin." Özge, bıkkınlıkla konuşarak herkesin hayallerini gerçekleştirmişti adeta.
"Hay ağzını öpeyim bebeğim, tam ben diyecektim." Diyerek kolunun altındaki Özgenin başına bir öpücük kondurdu Bora.
"Ne olur artık susun. En ağır sepeti ben taşıyorum zaten, sinirimi sizden çıkartmayayım." Kaan alnındaki teri elinin tersiyle sildiğinde dudaklarımı büzdüm.
"Yorulduysan taşıyabilirim?" Dedim ve kafamı Kaana çevirdim. "Yok güzelim, geldik sayılır zaten." Diyerek nazik teklifimi kibarca reddetti.
Geçen grupta anlaştığımız gibi piknik yapmak üzere sahile gelmiştik. Mayıs ayının ortaları olduğu için havalar epey ısınmaya başlamıştı. Sıcağı fırsat bilerek, şortlu tulum giyinmiştim.
(Mayısın şortlu tulumu)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Buraya yerleşelim hadi." Özge, sahildeki çimenlikleri işaret ettiğinde kaşlarımı çattım.
"Kayalıklara oturacaktık hani?" Diyerek önüme gelen saçlarımı omzumdan arkaya attım.
"Can sağolsun bir sürü malzememiz var, kayalıklarda rahat edemeyiz diye düşündük." Bora olaya açıklık getirdiğinde, elimdeki poşeti yere koyup kafa salladım.
"Hadi kızlar, kocalarınıza yemek hazırlayın bakalım." Can getirdiği halıyı yere serip boylu boyunca uzandı.
Ayakkabılarını çıkartıp beyaz çoraplarıyla pikniklerde uzanan amcalar aklıma gelmedi değil hani.
"Yok ya, kalk bakalım Can Efendi. Biz yemekleri hazırladık sizde sofrayı kuracaksınız." Diyerek Canı kalkması için dürtükleyen Sudeye güldüm.
"Herşey hazır zaten, alıp sofra bezine dizeceğiz." Dedim ve sepetin içindekileri güzelce dizmeye başladım. Bora da bana katıldığında çabucak bitirmiştik. Biz sofrayı kurarken, Sude ve Özge herkese ne içmek istediklerini sorup bardaklara içecekleri doldurmuşlardı.
"Hadi bakalım sofraya." Ağaca hamak kurmaya çalışan Kaan ve Cana seslendiğimde bana dönmüşlerdi.
Kaan, elindeki ipi ağaca sıkı sıkı bağlamaya çalışırken konuşmuştu. "Ama hamağı kurmadık daha." Can, hamağın diğer ucunu bağlamayı bırakıp elindeki ipi fırlattı ve koşarak sofraya oturdu.
"Aç ayı oynamaz lan!" Bu dediğine kahkaha atarken Kaanın yanına gitmiştim.
"Gel hadi, sonra beraber kurarız." Diyerek ipi elinden aldım ve yere attım. Kaan elini belime yerleştirip beni kendine doğru çekti. "Kurduktan sonra beraber sallanır mıyız?" Burnunu burnuma sürterek güldüğünde bende güldüm.