5.3

26.9K 1.3K 355
                                    

Hoşgeldiinn!

100k olmuşuzz beaaa🥳🥳🥳

100k olana kadar bölüm atmayacağım diye totem yapmıştım ğsçcüwçvğdçvüwçgüdgçeğ

Ve olduuu!!🥳

Hemen bölümünüzü salıyorum buraya.

Bölüm Şarkısı;Kirli-Ah Aman Aman

İyi okumalar:)

Bölüm*

Duyduğum şeyle donup kalmıştım. Ne yapacağımı bilmiyordum.

"Mayısa birşey mi oldu yoksa?" Mustafa Amca korkuyla Betül Teyzenin yanına gitmişti.

Gözlerimi sımsıkı kapatıp Mayısa birşey olmamış olması için içimden dua etmeye başlamıştım bile.

"Sakin ol Mustafa birşey olmadı. Sude kabus görmüş, sıçrayarak uyandı." İçime su serpilirken tuttuğum nefesimi hızla bıraktım.

"Kaan, iyi misin?" Can elini omzuma koydu.

"Değilim Can, değilim." Ayakta dikilmeyi kesip yere çöktüğümde, Can da benimle birlikte oturdu.

"İyi ol o zaman, Mayıs hissederse üzülür." Acıyla gülümsedim. Hiçbir şey konuşmadan oturmak istiyordum.

"Bu ishal kafa bize neler çektirdi senin yüzünden." Can eskiye dair anılarından anlatmaya başlayınca sessizce onu dinlemeye başladım.

"Senin yüzünden ağlayıp üzüldüğü zamanlar bile sana küfür ettiğimde, beni döverdi. Senin üzgün olduğun zamanlar asla mutlu olmak istemezdi. Sana ihanet ediyormuş gibi olurmuş." Can burnunu çekip güldü.

"Seni gerçekten çok seviyor, bazen kıskanıyorum." Bilmeden bile olsa, Mayısı üzdüğüm için şuan kendimden nefret ediyordum.

"Mayıs iyileşecek, sakın korkma tamam mı?" Diyerek elini omzuma koyan Cana döndü bakışlarım.

"Mayıs iyileşecek." Canı tekrar ettim ve ikimizde gülümseyip sarıldık.

"Mayıs Dumanın yakınları." Doktorun sesiyle ayağa fırlayıp ameliyathanenin önüne gittik.

"Mayısın durumu şuanlık stabil, elimizden geleni yaptık. Uyanmasını beklemekten başka çaremiz yok."

"Peki, onu görebilir miyiz?" Sude kızarmış gözleriyle doktora yalvarırcasına baktı.

"Beşer dakika olmak kaydıyla hastayı görebilirsiniz. Şuan size ihtiyacı var. Yanına girdiğinizde, olumsuz şeyler söylemeyin, ağlamayın. Unutmayın ki sizi duyuyor." Doktor geçmiş olsun dileklerini iletip, yürümeye başladı ve görüş alanımızdan çıktı.

"İlk siz girin Betül Teyze." Dedi Sude.

Betül Teyze ve Mustafa Amca kafa sallayıp hemşireyi takip ederek ameliyathaneye girdiler. Sabırsızca arkamdaki duvara yaslandım ve sıranın bana gelmesini bekledim.

Biraz sonra Betül Teyze ve Mustafa Amca ağlayarak dışarı çıktılar.

O kadar kötü müydü?

"İstiyorsan sen gir Kaan." Sudeye dönüp kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Yok sen Canla gir, en yakın arkadaşınızı bekletmek olmaz." Sude bana gülümseyip, Canla beraber hemşireyi takip etmeye başladı.

Telefonumun cebimde titrediğini hissettiğimde, elimi ağır hareketlerle cebime atıp telefonu çıkardım.

Bora arıyordu.

"Alo Kaan, Mayıs nasıl?" Boranın gergin sesini duyduğumda, kaşlarımı çattım.

"Durumu stabil, yanına girip göreceğim birazdan. Senin sesin niye kötü?"

"Yorgunum biraz ondandır."

"Hala karakolda mısın, yakalayamamışlar mı şu şerefsizi?" Biz hastanede nöbet tutarken, Bora da karakolda sabahlamıştı.

"Evine bakmışlar ama boşmuş, hala aranıyor." Sinirle yumruğumu sıktım.

"Tamam kardeşim, sende eve git artık. Anneannen yalnız kalmasın."

"Mayısı vuran o şerefsiz yakalanmadan gidip evde oturamam. Hem Özge anneannemin yanında kalıyor, yalnız değil." Üvey Babası yüzünden bunları yaşadığımız için Bora kendisini suçlamadan edemiyordu.

"İyi ki varsın kardeşim."

"Sende iyi ki varsın. Hadi git artık Mayısı daha fazla bekletme." Borayla telefonu kapattığımızda, Canla Sude de içerden çıkmıştı.

Onlar da ağlıyorlardı.

"Sizde mi gireceksiniz beyefendi?" Hemşirenin sorusuna kafa salladım ve birlikte ameliyathanenin içine girdik.

Hemşire elindeki galoş, önlük, maske ve boneyi bana uzattığında, hepsini alıp üzerime geçirdim.

"İçeri girmeden önce ellerinizi dezenfekte edin. Hastaya olumsuz şeyler söylemeyin, fazla temas kurmayın ve hasta yatağına oturmayın. Ziyaret süreniz beş dakika, geçmiş olsun." Hemşire kapıyı kapatıp çıktı.

Gergince ellerimi dezenfekte ettim ve Mayısın yanına girdim.

Onu o halde görünce birden dayanamadım ve arkamı dönüp çıkmak istedim. Mayısı bu halde görmeye cesaretim yoktu.

Tam çıkmaya karar vermiştim ki, aklıma onun benim için kurşunun önüne atladığı an geldi.

O bu kadar cesaretliyken, ben onu bu halde görmeye bile dayanamamıştım.

Mayıs bunu hak etmiyordu.

Hızla kendime gelip arkamı döndüm ve Mayısın yattığı yatağa yaklaşıp yere çöktüm.

Güçsüz çıkan sesimle ona karışık birşeyler anlatmaya başladım.

"O kadar güzelsin ki, sana bakmaya kıyamıyorum şuan. Senin çok güçlü bir kız olduğunu sana hatırlatmama bile gerek yok. Bana ilk yazdığın zamanlar şey diyordum kendi kendime 'Onunla konuşup ona aşık olacağımı mı sanıyordu?' Mayıs ben aptalmışım. Yemin ederim ki ben aptalmışım. Şuan seninle karşılıklı kusmak isteyecek kadar çok seviyorum seni. Sen demiştin bana bunu, 'Seninle karşılıkı kusmak mı? mükemmel aktivite' demiştin. Ne olur uyan Mayıs. Daha kusmadık bile. Ben sana şarkı söylemek istiyorum Mayıs. Hayalimdi bu, sevdiğim kıza şarkı söylemek. Şimdi söylesem uyanır mısın be Güzelim?" Derin bir nefes aldım ve Mayısın anonimken bana önerdiği şarkılardan birini mırıldanmaya başladım.

"Uykulardayım düzensiz uykularda. Çok korkunç rüyaların terli sabahlarında. Kaçmışsın gitmişsin burdan çünkü bıkmışsın her şeyden, hepimizden. Kaçmışsın gitmişsin burdan çünkü çok bıkmışsın bizden, ikimizden..." Elimi Mayısın elinin üstüne koydum ve devam ettim.

"Yollar aştım geldim, kuyulara düştüm kendim tırmandım parmaklarımla-"

"Kirlensin tırnaklarımda..." Mayısın güçsüzlükten zar zor duyulan sesini işittiğimde, yere eğdiğim başımı hızla kaldırdım.

***
Helloo!

Ay şuan saat sabahın 06.19'u. Yarım saat aralıklarla hafif yağan yağmurda yazdım bu bölümü:))  (sinemonlayn Bölümü bu saatte okuyan ilk kişi olarak sana ithaf ediyorum💛Birde psikopatcivci20 sanada okuyan ikinci kişi olarak ithaf ediyorum💙)

Pamuk gibiyim şuan.

Winx izlemek istiyorum ama çok uykum geldi:(

İyi günler Tavşanlarıım!🐇🧡

SADECE/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin