Hoşgeldin:)
Medyaya koymuyorum fotoğrafı görünmüyormuş. Böyle koyacağım. Can Aksat Beyimizdir kendisi:)
Bölüm*
"Ya inanamıyorum kızım, Kaan seni kucağına aldı!" Sude bağırarak ellerini çırptıktan sonra Kaan ve benim için kendi tasarladığı dansını yapmaya başladı.
Kahkaha atarak koluna vurdum.
"Of Sude ne malsın, orda kim olsa onu yapardı. Bana özel bir hareket değil yaptığı şey." Dedim. Sude, dansını bırakıp bana döndü ve kafama yapıştırdı.
"Salak Mayıs! Sen iflah olmazsın kızım, tamam herkese yapabilir ama orda sen vardın bir başkası değil. Kaan seni kucağına aldı, sana gülümsedi, senin için telaşlandı. Şanslı kişi sendiin! Bu yüce Allahın bir işareti kızım anlasana." Ardından yanıma geldi ve daha demin vurduğu kafamı eğilip öptü."Yani bu kadar karamsar olma, birazda bardağın dolu tarafını gör."
Kollarımı oturduğum banka yaslayıp Sudenin dediklerini düşünmeye başladım.
Evet dün olanlar benim için gerçekleşmesi imkansız şeylerdi ama gerçek olmuştu. Mecburiyetten veya değil bir şekilde gerçek olmuştu işte. Kendi kendime gülümseyip dünü aklıma getirdim.
Gözlerindeki telaş, bana değen elleri, sinirlenip küfür etmesi, anlayışlı tavırları... Her hareketin kalbimde ayrı deprem be Kaan!
"Hooğğ! Ne oldu, daldın gittin güzellik?" Sudenin sesiyle irkilip ellerimi yüzüme götürdüm ve sıvazladım.
"Hiç. Ben bir lavaboya gidiyorum sınıfta görüşürüz." Diyerek ayaklandım ve okul binasına yürümeye başladım.
Bir yandan da telefonumu çıkarmış Kaana yazmaya başlamıştım.
Bilinmeyen Numara:Gününüz aydın olsun efendim.
Kaan:Eywallah bacım, seninde.
Bilinmeyen Numara:Bacım?
Kaan:Kız değil misin bacım?
Bilinmeyen Numara:Kızım da, bacın değilim kardeşim!
Kaan:Bacım değilsin ama kardeşiz?
Bilinmeyen Numara:Hay sikeyim hiçbirşeyin değilim amk!
Bilinmeyen Numara:Oha çok havalıydım.
Kaan:Dur, iki dakikaya geleceğim,
Kaan:O zaman söylerim neyim olduğunu.
Kaanın yazdıklarını anlamaya çalışırken, yanımdaki bedenle hemen telefonumun ekranını kapatıp eteğimin bel kısmına sıkıştırdım.
"Selam, yanlış bir zamanda mı geldim?" Kaan gülümseyerek duvara yaslandı.
Hemen kendimi toparlamaya çalışıp beceriksizce konuştum.
"Hayır, birşey mi oldu?" Vazgeçtim becerikli konuştum bence.
Sizce?
"Dünden sonra nasıl olduğunu merak etmiştim." Elini saçlarına daldırıp karıştırdı ve devam etti."İyi misin?" Dudaklarındaki hafif gülümsemesiyle karşımda böyle durmaya devam ederse pek iyi olduğum söylenemeyecekti.
"Düne göre çok iyiyim, tekrar teşekkür ederim." Gülümseyerek minnetle gözlerimi kapatıp geri açtım.
"Çok sevindim, öyleyse gideyim ben." El sallayarak arkasını döndü ve yürümeye başladı.
Arkasından öylece onu izlerken birden birinin üstüme atlamasıyla az kalsın düşüyordum.
"Canıım, Mayısıım seni çok özlediim!" Diye bağırarak kollarını bana saran Canı görmemle gözlerim şaşkınlıkla açıldı.
Canın bağırmasıyla koridordaki çoğu kişi bize dönerken Kaan da arkasına dönüp şaşkınlıkla bakmıştı.
Can elleriyle yanaklarımı tutup şapur şupur iki yanağımdan da öptü ve tekrar sarıldı.
"Can boğulacağım lan! Sanki yıllardır görüşmüyoruz." İsyan ederek bağırdım ve onu biraz kendimden uzaklaştırdım.
Kaan yanımıza yaklaştı ve ağzını açıp birşey söyleyecek gibi oldu ama geri vazgeçip arkasına dönüp hızla sınıfına girdi.
Yaptığı harekette bir anlam aramaya çalışırken Canın sesiyle dikkatimi ona verdim.
"İki gündür görüşmüyoruz salak, yeterince uzun bir süre bu." Sesli bir şekilde güldüm.
"Ee ne arıyorsun sen burda?" Diye sordum yerinde duramayan arkadaşıma.
"Okuluma gelirken senden izin mi isteyeceğim ishal kafa?" Gözlerim şaşkınlıkla açılırken kocaman bir çığlık attım.
"Sen ciddi misiin? Aldırdın mı kaydını?" Can olumlu anlamda kafasını sallayınca bu sefer ayı gibi üstüne atlayarak sarılan taraf bendim.
İkimizde yeri boylarken bütün koridor bize bakıyordu.
"Ne yapıyorsunuz evladım burda? Bu ne hal? Yerde ne işiniz var?" Müdür tepemizde dikilmiş ard arda sorduğu soruların cevabını bekliyordu.
"Hocam düştük." Saçma cevabım karşısında müdür gözlerini 'Ciddi misin?' Dercesine açmıştı.
"Hocam ben bu okulun yeni öğrencisi Can Aksat. Instagram adım canaksatt, ekleyin." Canın söyledikleriyle kocaman bir kahkaha atıp iyice yere yattım.
"Ne saçmalıyorsun evladım? Kalkın yerden." Müdürün, emir dolu sesiyle toparlandım ve yerden kalktım. Canda benimle birlikte ayaklanmıştı.
"Mayıs kızım sen niye bu deli kılıklıya uyuyorsun?" Müdürün söyledikleriyle Can mal mal güldü.
"Hocam siz birde onu okulun dışında görün." Dirseğimi Canın karnına geçirip öne doğru atıldım.
"Alakası yok Müdür Bey hocam." Müdürün beyninin çorbaya döndüğüne yemin edebilirim ama ispatlayamam.
"Kesin zevzekliği! Mayıs sınıfına yürü, şempanze kılıklı senin sınıfın da 12/C sende yürü." Müdürün Cana taktığı lakapla kahkahama engel olamazken, tekrar müdürün delici bakışları yüzünden susmak zorunda kalmıştım.
"Kalbimi kırdınız hocam, adım Can benim." Can boynu bükük bir şekilde yeni sınıfına ilerlerken bende kendi sınıfıma yürümeye başladım.
Siktir!
Bir daha siktir!
Canın sınıfının Kaanın sınıfıyla aynı olması bedenimde şok etkisi yaratırken telefonumu eteğimin bel kısmından çıkarıp Kaanla olan mesajlarıma girdim.
2 yeni bildirim vardı.
Kaan:En son neyim olduğunu söylüyordum.
Kaan:Sevmek istediğim birisin..
***
İyi günler bebeklerim:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE/texting
Short StoryBilinmeyen Numara:Gerçek sevgi neymiş göreceksin, Bilinmeyen Numara:Sahte sevgileriyle etrafını saran kızların arasında çekip alacağım seni yanıma. Bilinmeyen Numara:Çünkü sen benim.. Bilinmeyen Numara:Bedenim oldun ruhum oldun. Bilinmeyen Numara:Se...