Hoşgeldin:)
Medyadaki fotoğraf; bölümdeki sahnenin temsili🖤
Bölüm*
"Nerdeydiniz?" Sudenin sorgulayıcı bakışları karşısında ezilirken, birbirimize bakmıştık.
"Şey hayatım, Bora Kaana kıyafet getirmişti de lavobaya gitmiştik." Can olayı toparlarken derin bir nefes aldım.
"Saçların niye ıslak Kaan?" Sudenin ikinci sorusuyla dudaklarımı birbirine bastırdım.
Can sıçtın galiba.
"Kaan, eli kanlıyken saçını falan ellemiş. Saçları kanlıydı hep, su döktük geçsin diye." Bora gülümseyerek Sudeyi yanıtladı.
"Mayısı odaya aldılar. Mustafa Amca ve Betül Teyze yanında, bende sizi bekliyordum gelirsiniz bulamazsınız falan diye." Sude, olayı daha fazla deşmeden Mayıs hakkında bilgi vermeye başladığında, Can gülümedi.
"E hadi ne duruyoruz? Bizde gidelim." Diyerek hevesle gülümsedim.
"Beni takip edin." Sude önden yürümeye başladığında, bizde peşine takılmıştık.
Bir üst kata çıkıp 108 numaralı odanın önünde durduk. Heyecandan ellerim titriyordu.
"Kanka sakin ol, millet deprem oluyor sanacak." Canın sırıtarak yaptığı espiriye yüzümü buruşturdum.
"Zeka seviyemizi de düşürdüğüne göre, artık içeri geçebiliriz." Dedikten sonra, Canın omzuna çarparak içeri giren Sudenin peşinden bende içeri girdim.
Bizim ardımızdan Canla Borada içeri girip kapıyı örttüler.
"Hoşgeldiniz çocuklar." Betül Teyze gülümseyerek bizi karşılamıştı.
"Mayıs! Canım kardeşim, çok korkuttun bizi!" Can hızla Mayısın yatağına oturdu ve kafasını karnına koyup sarıldı.
"Ah!" Mayısın yüzü acıyla buruşurken kaşlarımı çattım ve Canı ensesinden tutup kaldırdım.
"Lan kız yeni ameliyat oldu." Betül Teyze ve Mustafa Amcanın burda olduğunu kendime hatırlatıp gülümsedim. "Rahat dursana canım arkadaşım." Can, ensesindeki elimden kurtuldu ve koltuğa oturup yüzünü astı.
Mayıs bu halimize gülmeye başladığında, bakışlarımı gözlerine diktim. Günler sonra buluşan gözlerimiz hasretle parıldıyordu.
"İyisin dimi canım kankam?" Sudenin sesiyle, Mayıs bakışlarını benden alıp ona çevirmişti.
"İyiyim gerçekten, hepinize teşekkür ederim. Annemle babam anlattı, hiç ayrılmamışsınız yanımdan." Mayıs şefkatle gülümseyerek hepimize baktı.
"Merhaba yenge, geçmiş olsun." Bora el sallayıp kendini gösterdiğinde, Mayısın gözleri sonuna kadar açılmıştı.
"Boşuna telaşlanma kızım, Kaan oğlumla tanıştım ben." Mustafa Amcanın dediğine gülümsedim.
Hayırlı Damat testini başarıyla tamamladım.
"Vallaha mı lan? Ay bende nasıl stres yapıyordum babama nasıl açıklayacağım diye. İyi ki vurulmuşum o zaman." Sudeyle Can kahkahalara boğulurken, Betül Teyze kulağına dokunup elini masaya vurdu.
"O nasıl laf öyle Mayıs?" Mayıs annesine şirince gülümsedi.
"Şaka yaptım anneciğim."
"Şey benim gitmem gerek. Özgenin eve gitmesi gerekiyormuş. Anneannem tek kalmasın." Bora gülümseyerek herkesle vedalaştı ve odadan çıktı.
"Mustafa kalk sende beni eve götür. Mayısa temiz kıyafetler getireceğim." Mustafa Amca Betül Teyzeyi başıyla onayladı ve ayaklandı.
"Hadi gençler bize müsade. Bir iki saate geliriz." Mustafa Amca kapıya doğru adımlarken, annesi Mayısı saçlarından öptü ve kapıya doğru yürüyüp odadan çıktı.
"Ee kaldık mı baş başa?" Can koltuğa boylu boyunca uzanıp sırıtarak bize baktı.
"Kalmadık Can, kalk gidiyoruz."
"Nereye ya? Daha yeni geldik."
"Tuvalete gideceğiz."
"Git sen, beni ne yapacaksın? İşemene yardım mı edeceğim?" Sude bakışlarını tavana çıkartıp sabır dilendi.
"Can kalkıyo musun yoksa seni döveyim mi?" Can yediği tehdit yüzünden oflayarak kalktı.
"Bizim işimiz var biraz, siz takılın kanka." Sude Canı kolundan tutup odadan çıkardı ve kapıyı çekip çıktı.
Bizi yalnız bırakma çabasını takdir ettim doğrusu.
Gözlerimi Mayısa çevirdiğimde, bakışlarımız birleşti. Yanağına doğru süzülen yaşı görmemle daha fazla beklemedim ve hızla yanına gidip sımsıkı sarıldım.
Gözyaşlarım saçlarına damladıkça kendime sinirlenip yaş damlayan yerleri öpüyordum. Kokusunu derince içime çektiğimde gülümsememe engel olamamıştım
Mayısın dudaklarını boynumda hissettiğimde gözlerimi sıkıca yumdum.
"Çok korktum Mayıs. Sakın birdaha öyle birşey yapma." Boynumdaki ellerini çekip yanaklarıma koydu ve gözlerimin içine baktı.
"Nasıl yapmam Kaan? Canımın içi ölümle burun burunayken izlese miydim? Benden bunu bekleme çünkü biliyorum sende aynısını yapardın." Bende ellerimi Mayısın yanaklarına koydum ve alnımı alnına yasladım. İkimizinde gözleri kapalıydı.
"Çok acıdı mı canın?" Sorduğum sorunun çaresizliğine bir küfür savurdum içimden.
"Hikayenin sonunda hala nefesin nefesime karışacaksa her türlü acıya varım." Mayısın kendinden emin çıkan sesi huzur gibi geliyordu.
Gözlerimizi aynı anda açıp birbirimize uzun uzun baktık. Gözlerimizin denk gelemediği günlerin acısını çıkarır gibi.
"Kadir yakalandı mı?" Mayısın sorusuyla kaşlarımı çattım.
"Bunları düşünmek yok. Hadi biraz uyu ve dinlen." Mayıs usulca kafasını sallayıp geri çekildi ve yattı. Yataktan kalkacağım sırada kolumu tuttu.
"Şey, yanıma yatar mısın?" Kafamı salladım ve dikkatli bir şekilde yatağa yanına uzandım. Mayıs anında göğüsüme doğru sokulurken kollarımı beline sardım ve alnına küçük bir öpücük bıraktım.
"Seni seviyorum güzelim."
"Bende seni seviyorum."
O an bildiğim tek birşey vardı. Mayıs benim herşeyim olmuştu.
***
Merhabalar efendiim!Ay şükür kavuştu çocuklarım sğöcğwöcğwöfğeöfğe
Görüşürüz bebeklerim💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE/texting
Short StoryBilinmeyen Numara:Gerçek sevgi neymiş göreceksin, Bilinmeyen Numara:Sahte sevgileriyle etrafını saran kızların arasında çekip alacağım seni yanıma. Bilinmeyen Numara:Çünkü sen benim.. Bilinmeyen Numara:Bedenim oldun ruhum oldun. Bilinmeyen Numara:Se...